31 Mayıs 2007 Perşembe

Aliminyum Folyo rölyef çalışmam...

Yeni bir güne, yepyeni bir şey üreterek girmek isterseniz size bu çalışmanın yapımı hakkında vereceğim bilgileri kullanabilirsiniz.
Aliminyum folyo rölyef malzemelerini, İş Eğitimi malzemeleri satan yerlerden temin edebilirsiniz.
Malzemeler;
1. Alüminyum veya bakır levha (folyo) (A4 veya istenilen ölçülerde)
2. Çalışılacak desen veya resim
3. Kabartma kalemi
4. Kabartma yapmak için yumuşak bir zemin (altına mutfak bezleri, havlu,keçe gibimalzemeler koyuluyor)
5. Kabartma yüzeylerin çökmemesi için dolgu malzemesi (Silikon veya ahşap tutkalı ile ince talaş karışımı)
6. Yüzeylerde eskitme veya gölge veya leke çalışması oluşturabilmek için siyah çini mürekkebi veya ayakkabı boyası (ayakkabı boyası başka renklerde de olabilir-yüzeyi nasıl görmek isterseniz)
7. İşlem sonrası sürülen mürekkep veya boyayı silmek için uygun nemli bir bez...(ince penye tercih ediyorum ben)
yapılışı;
Elinizdeki desen fotokopisini aliminyum folyonun üzerine bir bantla yerleştirin ve bir kalemle deseni bastırarak tekrar çizin.
Daha sonra desenin yönünü belirledikten sonra ters tarafından kabartma kalemiyle kabartmaya başlayın...
boşluk kalan kısımları ön yüzünden nokta yada küçük çizgilerle doldurun. Kabartmanızın iyice belirginleştiğini göreceksiniz.
İşlem bittikten sonra boş kalan kısımları silikonla doldurun.Son olarak çini mürekkebini bir sünger yardımıyla desene yayıp boşlukların içine girmesini sağlayın.
Bir penye yardımıyla geri kalan kısımları silin.
Son olarak vernikleyin. Kalın bir mukavva veya kartona yapıştırdıktan sonra çerçeveletin.

Hadi kolay gelsin...
Sorularınız olursa bana yazabilirsiniz...


============================================
Ps. Adsız yorum yazan arkadaşa.....
Kabartmaları yaptıktan sonra ön yüzünden tükenmez kalemle kenarlardan başlayarak noktalar veya çizgiler şeklinde bastırarak şekil vermelisin böyece kabartman daha güzel görünecektir.sert bir havlu ve gazete üstünde yaparsan şeklin daha güzel oturduğunu göreceksin.
Bütün işlem bitince arkadan kabartmalarıniçini tekrar çökmemesi için ,içlerini dolgu maddesi ile doldurmalısınBu silikon,macun tarzı birşey ,koyu bir ahşap tutkalı yada o an için çocuğun oyun hamuru bile olabilir.Sonra kalın bir kartona yapıştırmalısın....
============================================

leopar desenli gazetelik


Leopar desenli tepsimi çok beğenen bir arkadaşım için hazırladım bu gazeteliği. Yapım aşamasında başına gelmeyen kalmadı.Sonuçta uğraştığıma değdi doğrusu!
Canım arkadaşım, gazeteliği görünce nasıl duygulandı anlatamam.Onu mutlu ettiğim için daha da sevdim bu çalışmamı.
Pazartesi günü sergi varmış.Kurstaki öğretmen gazeteliği muhakkak getir deyince arkadaşıma gazeteliği 3 gün sonra geri almam gerektiğini söylemek zorunda kaldım:))))
Hele hele mozaiğimi bulunduğu yerden kaldırıp sergiye götürmek hiç istemiyorum.Sanatçı ruhum fazla gelişmedi herhalde.:)

30 Mayıs 2007 Çarşamba

KOMŞUDA PİŞER BİZE DE DÜŞER....Pratik çikolatalı toplar...


Hafta ortasına ulaştık.Yaşam kendi akışında devam ediyor...Bu aralar sabah erken kalkamama problemi yaşıyorum. Vücudumda inanılmaz bir yorgunluk var. Rejimle beraber enerjimin azaldığını hissediyorum.1.5 kilo verdim ama:))
Madem rejimdesin,' ne bu çikolatalı toplar? 'diyebilirsiniz. Biricik komşum Demet hazırlamış bunları...Bir tanesini anında yemiş bitirmişim fark etmeden...Geri kalanları, tarifle beraber size sakladım..

Malzemeler;

1 paket kahvaltılık mısır gevreği(kakaolu crunch)
2 yemek kaşığı bal
200 gr margarin
1 yemek kaşığı kakao
80 gr bitter çikolata
1 bardak az dövülmüş ceviz içi

Yapılışı;

Mısır gevreği ve ceviz geniş bir kaba alınır.Diğer taraftan bütün malzemeler teflon tavada beraberce eritilir.Sos gevreklerin üstüne dökülür.Bir kaşık yardımıyla her tarafına bulaşması sağlanır. Kek kalıplarının içine birer kaşık konulur. Bir süre sonra donup brbirine yapıştığını göreceksiniz. Buzdolabında birkaç gün tazeliğini koruyormuş.
Demet'ciğimin ellerine sağlık. Yaparsanız size de afiyet olsun!!!!

29 Mayıs 2007 Salı

ve..... ilk mozaik çalışmam!


Bir kaç haftadır,yeni öğrendiğim bu sanat dalı ile ilgileniyorum. Bu kadar keyif alacağımı hiç düşünmemiştim başlarken. Aslında hazır mozaik taşları ile kolayca yapabilecekken,Öğretmenim; 'ilk çalışmanı kendin kesip yap ki ilmini öğren.Diğerlerinde kullanırsın hazır taşları.' diyince, aldım elime keseri, başladım kesmeye....
Elimin alışması için mozaik çalışmalarına göre daha büyük kestim.Bir sonraki çalışmamda daha da küçülteceğim.Bir taşı koca keserle daire haline getirebilmeyi kolay bir iş sanmayın.Emeksiz hiçbir şey güzel olmuyor. Şimdi mozaiğim, evimde, onun için hazırladığım yerde,tam karşımda benimle beraber...
Çerçevecide kendi resmini çerçeveletmeye gelen bir sanat hocası mozaiğimi görmüş ve övgüyle beni nasıl bulacağını sormuş. Nasıl hoşuma gitti anlatamam. Siz nasıl buldunuz?
Yorumlarınız benim için önemli!

Mutlu Yüzler...


Çocukları mutlu etmek çok kolay aslında....Sadece çocuğunuza odaklanıp günde 1 saatinizi dolu dolu onunla paylaşın.Bir kitap,bir oyuncak,okulda öğrendiği bir şarkı....
Paylaştıkları her yeni şey, hatırlamalarına yardımcı oluyor ve bu da karakterini oluştururken bir basamak gibi onları hayata karşı yükseltiyor.
Arkadaşlarından mahrum bırakmayın çocuğunuzu.Haftasonları onlarla beraber program yapmayı ihmal etmeyin.Yüzlerindeki mutluluk her şeye değecektir.
Bu resim,kızımın arkadaşı Duru'nun doğum günü partisinde çekildi.Rana,Duru ve Melis ,ilk bebeklik günlerinden beri ,beraberken, bu mutlu yüzleri takınıyorlar suratlarına...Kendilerine has evcilik oyunları bile türettiler.Onları genç kızken hayal bile edemiyorum.İnşallah, mutlu bir yaşamları olur ki bunu sağlamak biz anne ve babaların elinde....

rejim yemeği

Ailecek rejimdeyiz. Dün eve gelince tavuk haşladım.Yanına da bir salata yapacaktım.Ama biraz lezzetli olmasını istediğimden, saçta ;baharat,domates ve soya sosuyla tadlandırdım.Sacınız varsa tavukları çiğden koyabilirsiniz. Ben tavuğun suyuyla kızıma çorba hazırlamak için önceden haşlamak zorunda kaldım.Çok lezzetli oldu! mutlaka deneyin!

27 Mayıs 2007 Pazar

Ayakkabı kutularınızı değerlendirin!


Bir hediyeyi paketlemek için aldığım bu paket kağıdının desenini çok beğenip saklamıştım. Yazlık kışlık ayakkabıları düzenlerken,bir sürü fazla ayakkabı kutum olduğunu fark ettim.Fazla olanları, gene ,çöpe gönderilmek üzere ayırmışken aklıma bu kutuyu yapmak geldi.Yapıştırıcıyla paket kağıdını güzelce kutunun üzerine kapladım.Bir kaç boncuk ve kurdele sayesinde şirin bir kutucuk haline getirdim.Yaptığım takıları koyma niyetindeydim ama kızım kutuyu çok beğendi ve bebeklerinin kıyafetlerini doldurdu içine....
Bu aralar,çevremdeki bütün yıpranmış şeyleri onarıp, şirinleştirmek arzusundayım.Bu hafta vakit bulursam saksılarıma göz diktim.
Çocuklaçocuk blogundan arkadaşım harika bir saksı yapmış. Kıskanmamak elde değil.
Rejimde olduğum için pratik tariflerime ara verdim.Yemek bloglarına girdikçe ağzımın suları aksa da dayanacağım...Bu hafta 2 kilo vermem lazım.İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum. Benim haftam ise, aç olacağım için kötü geçecek anlaşılan...

coca cola tepsisinin son hali...


Herkese iyi pazarlar...
Coca-cola ların 6 lı kutu paketleriyle hediye verilen aliminyum tepsim iyice kötü olmuştu. Uzerindeki resimler silinmiş eski bir görünümü vardı. Atsam mı diye düşünürken birden elimdeki malzemeleri birleştirerek bu hale getirdim.
Nasıl yaptığıma gelince..
Çiçekli bir peçeteyi, peçete tutkalıyla üzerine yapıştırdım. Kuruduktan sonra iyice yapışması ve üzerinde kalın bir doku oluşması için dekopaj tutkalını bir kat sürdüm.O da kuruyunca akrelik boyalar ve boncuk boyası yardımıyla süsledim. Arka kısmını da gümüş renge boyadım. Harika bir günlük tepsi haline dönüştü...Hiçbir şeyi atmamak gerekiyor bir gün mulaka yaratıcılığınızla geri dönüşümünü sağlayabilirsiniz...

26 Mayıs 2007 Cumartesi

pembiş kolye


Benim için yoğun ve stresli geçen bir haftadan sonra sakin bir cumartesiyi hak ettim derken bir doğum günü daveti aldık ve bu hevesim kursağımda kaldı.Onlarca çocuğun olduğu bir partide sakinlik aramak zor tabii.Kızımın mutluluğu için değer ama...
Gelelim kolyeye ;
Dün kursa gittiğimde bu boncukları görünce hemen bir kolye yapmaya karar verdim. Mum iplikleriyle cam boncukları birleştirdim ve pembiş kolyemi oluşturdum.Yazın bu tarz kolyeler çok hoşuma gidiyor.Küpelerini de yapacaktım ama malzeme eksikliğinden yetiştiremedim. Cıvıl cıvıl annelere cıvıl cıvıl kolyeler...

25 Mayıs 2007 Cuma

Denizi hatırlatan bir obje.........


Yaz geldi artık... evin içinde sıcakladığımı hissettim bugün. Kızımı parka götürürken güneşin beni yaktığını hissettim.Deniz olsa atlayacağım serin sulara nerdeyse....
Özlemişim terleme hissini.Bu senenin çok ama çok sıcak geçeceği söyleniyor. Bir ay sonra kışı iyice arar olacağız gibi...
Yaza özel bir obje yaptım sizin için. Kum boyayla boyadğım objeyi deniz kabuklarıyla süsledim. En kısa zamanda deniz kenarına gidip kendi ellerimle toplamak istiyorum deniz kabuklarını.
Haftasonu geldi...Yarın ve pazar için planlar yapılmaya başlansın.Sıcak havanın tadını en güzel şekilde çıkaralım.

24 Mayıs 2007 Perşembe

Sehpalı gazetelik,




Ayakkabı boyasıyla eskitme
Bu çalışmada gazeteliğin tamamı ilk önce oksit sarıya boyanır.Daha sonra ayakkabı boyasıyla ahşap görünümü verilir. Kahverengi ayakkabı boyası eski bir fırçayla düzgün bir şekilde sürülür.Daha sonra siyah boya fırçaya alınır.Boyanın hafif şekilde sürülebilmesi için bir gazete veya beze boyalı fırçadaki fazlalık tamponlanarak alınır ve kahverengi boyanın üstüne hafif çizgiler oluşturularak düzgün bir şekilde sürülür. Güzel yapamazsanız korkmayın aynı işlemi birkaç kez deneme şansınız var.Ayakkabı boyası akışkan olduğu için kuru bir fırçayla objenin üzerinden alabilirsiniz. Sehpanın üst kısmını budak şekli veren bir aparatla yaptım. Kahverengi ayakkabı boyası sürülür ve bu aparatla şekil verilir.Kenar ve köşelere bakır yaldız kullandım.
Kolaylıkla yapabileceğiniz bir obje....

23 Mayıs 2007 Çarşamba

Altın yaldızlı obje ve hayata devam....







Merhaba arkadaşlar;
Hüzünlü haftamı sona erdiriyorum. Dışarıda hava çok güzel,insanlar cıvıl cıvıl...Güneşin ışığı bizi canlandırıyor.İsanbul'da çamur yağmış ama Kayseri tam gaz baharı yaşıyor. Sabah ,balkonda ,büyüyüp rengarenk açan çiçeklerimi sularken ,'hayatın devamlılığını' düşündüm.Her şey devam ediyor.Tüm bu güzelliklerin farkına varabilmemiz için kötü tecrübelere mi ihtiyaç var? Bana varmış galiba...Mutlu bir hayat sürdüğümü yeni farketmiş gibiyim. Kızımı ve ailemi seviyorum. Bu aşamada, gerek telefonla gerek yanıma gelerek bana destek olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.Beni yorumlarıyla yalnız bırakmayan blogcu arkadaşlarıma da teşekkür ederim.
Bana da yakışmıyor bu kadar hüzün....


Şimdi gelelim objenin yapımına;
Bu objeyi ahşap boyama ürünleri satan bir mağazaan aldım. Polyester bir malzeme.Objenin tamamı akrelik altın yaldızlı boya ile boyanır. İyice kuruduktan sonra ,gene bu işlem için satılan ziftle, tamamını ziftledim.Objenin kıvrımlı kısımlara ziftin iyice girmesini sağlamak önemli. Daha sonra tiner yardımıyla yumuşak bir bezle objeyi temizleyip. Sadece kıvrılı kısımlarda ziftin kalmasını sağladım.
Çok basit ve kullanışlı bir obje oldu.....

22 Mayıs 2007 Salı

dekopaj tamamlama tepsi

Bu da hediye verilmiş bir tepsi...Keşke tamamını kendim yapabilecek kadar iyi olabilsem..
O da zamanla olacak.

20 Mayıs 2007 Pazar

Hüzün

Bu tablonun ismi 'ANNE ve KIZI,Hüzün'...Monet tarzi yapilmis bir tablo...
Bugün beni anlattığı için seçtim bu tabloyu....
Kötü bir haber,ölüm,umudun bitişi....
Hepsi bir arada, hüznü getirdi bana...Şimdi kızımla başbaşayız.Ona sarılmak ve onu yaşamak bana iyi geliyor.Bana iyi gelen tek şey o zaten...
Hepinize iyi pazarlar.....

19 Mayıs 2007 Cumartesi

Dekopaj tamamlama,fiskos sehpası



Bu çalışmamı çok seviyorum. Salonumun renklerine göre deseni seçtim. Çiçek desenli bir dekopajı ,sarı zemin üzerine yapıştırdım. Renklere göre deseni belirginleştirip sehpanın etrafına akrelik boya ile yaydım. Son olarak step 1,step 2 ile resmi çatlattım.Aralarını yağlı boya ile doldurup tinerle fazlalıkları temizledim.
Sehpanın ayak kısımlarına varak yaptım.
Severek kullanabileceğiniz,kendi zevkinize göre dizayn ettiğiniz mobilyaları kullanmak ayrı bir duygu. Teknikleri üzerine sorularınız olursa bana mail atın....
İyi haftasonları....



cumartesi poğaçası


Hepinizin gençlik ve spor bayramını kutlarım.Cumartesi için size pratik bir poğaça tarifi hazırladım.İç harcını patatesli ,peynirli,kıymalı gibi evde bulunan alternatiflere göre hazırlayabilirsiniz.
Malzemeler;
1 bardak yoğurt
1 bardak yağ(yarısı eritilmiş margarin yarısı sıvıyağ)
1 yumurta(beyazı içine,sarısı üstüne)
1 tatlı kaşığı sirke
1 paket kabartma tozu
Alabildiğine un(kulak memesi kıvamı)
susam veya çörek otu
Yapılışı;
Malzemeler sırasıyla geniş bir kaba konulur.Un ve kabartma tozu son olarak eklenir.İlk önce 2 bardak un koyup hamurun kıvamına göre ekleme yapalım.Hamur hazırlandıktan sonra istenilen büyüklükte parçalara bölüp harcımızı içine koyalım.Yumurta sarısı ve susamlarla süsleyelim.175 derece de 30-35 dk pişirelim.

18 Mayıs 2007 Cuma

korku üzerine..



Ünlü yazar Shakespeare şöyle diyor;
"İnsanların çoğu,
Kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor,
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için,
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için,
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için ,
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için,
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için......

Korku düşmanımızın sahip olduğu en güçlü silahtır.Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç önemli değil , onun en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu düşmandan korkmaya başladığınız an sizden güçlü duruma geçer. Eski bir kitabe bunu gösteriyor.
Şöyle ki; “Ölümle karşılaştım. Sordum, “nereye gidiyorsun?”Ölüm yanıtladı . “Benares’e gidiyorum”“Oraya neden gidiyorsun?" diye sordum.“Bin kişiyi öldürmek için"Ertesi hafta yine karşılaştım Ölüm’le.Ölüm’e sordum , “Benares’e bin kişiyi öldürmeye gitmedin mi? Anladığım kadarıyla yüzbin ölü var.”Ölüm gülümsedi ve “Ben bin kişiyi öldürdüm” dedi, “Gerisini korku öldürdü.”
Genellikle çocukluk yıllarında yaşananların etkisiyle ortaya çıkan yüzlerce "fobi" çeşidi insanların hayatını olumsuz etkiliyor. Korku, insanlığın varlığından beri var olan bir olgudur.Genellikle çocukluk döneminde yaşanan olayın ileri yaşta benzer ya da farklı şekillerdeki korkular olarak ortaya çıkabilir.Yıllarca siyah çizme giyen insanlardan garip bir şekilde kaçmışımdır. Yeni moda diye kendime almak istesemde bir türlü ayağıma giyememişimdir.Tesadüfen dinlediğim bir çocukluk hikayemle bunun sebebini öğrendim. Küçükken ablam uslu durmam için annemin siyah çizmeleriyle beni korkutur,muş. Bunu öğrendikten sonra siyah çizme giyebilir oldum. Çocuklarınızı asla bir şey üzerine korkutmayın. Etkisini yıllar sonra bile hissedeceklerdir.Son zamanlarda büyücülük ve sihirle ilgili filmlerin çocuklar üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler bıraktığına inanıyorum.Korkuların gelişmemesi için en uygun yöntemin çocuklara hep güven telkin etmek ve korkularının üzerine gitmelerini sağlamaktır. Hayatın belli dönemlerinde ve modern çağla birlikte korkularımızda değişiyor.Örneğin bebekler ilkin yüksek sesten korkarlar. Zamanla bunu aşar ve daha sonra başka korkuları başlar. Ayrıca modern çağla birlikte korkularda değişimler olabilir... Örneğin daha önceleri ay ve güneş tutulmasından korkulurken, artık sebepleri bilindiğinden bunların yerini UFO’lar ve uzaylıların dünyayı istila edeceği gibi korkular alabiliyor . Aşağıda size yaygın bazı fobileri sıraladım. İçlerinde sizin de korkularınızdan biri olabilir. Bu tip fobilerden kurtulmak için psikiyatrislere başvurmak en doğrusu. Telkin yoluyla vazgeçebilirsiniz.
Aviofobi: Uçuş korkusu.
Klostrofobi: Kapalı yer korkusu.
Batofobi: Derinlik ya da yüksek binaların yanından geçmekten korkusu.
Ailurofobi: Kedilerden korkma.
Arakibutirofobi: Yerfıstığı ezmesini yerken damağa yapışmasından korkma.
Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma.
Politikofobi: Politikacılardan korkma.
Peladofobi: Kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma.
Fobofobi: Korkmaktan korkma.
Eisoptrofobi: Aynalardan korkma.
Erotofobi: Cinsellikten korkma.
Filofobi: Aşık olmaktan korkma.
Agirofobi: Caddelerden korkma.
Antropofobi: İnsanlardan korkma.
Araknofobi: Örümceklerden korkma.
Tokofobi: Gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma.
Triskaidekefobi: 13 sayısından korkma.
Tripanofobi: İğne olmaktan korkma.
Musofobi: Farelerden korkma.
Nekrofobi: Cesetten korkma.
Ofidiyofobi: Yılanlardan korkma.
Okofobi: Taşıtlardan korkma.
Rantofobi: Her şeyden korkma.
Gametofobi: Evlenmekten korkma.
Ksenofobi: Yabancıdan korkma.
Tapofobi: Canlı canlı toprağa gömülme korkusu .
Amnezifobi: Hafızasını kaybetmekten korkma .
Aritmofobi: Sayılardan korkma .
Helyofobi: Güneşten korkma .
Karnofobi: Etten korkma .
Lökofobi: Beyaz renkten korkma .
Nozokomefobi: Hastanelerden korkma .
Testofobi: Testlerden ya da sınavlardan korkma .
Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma .

17 Mayıs 2007 Perşembe

çilekli çikolata


Şimdi çileğin bol olduğu bir mevsim.Çilekli çikolataları da kahveye gelen çok sevdiğim 3 blogcu arkadaşım için hazırladım. Çok vaktim olmadığı için bu çikolataları en pratik şekilde hazırladım.
nasıl mı?
Herhangi bir dondurmacıya gidilir.Dondurmaların üstüne konulan çikolata sostan 2 kepçe istenir.(Dondurmacıya gitmeden yanınıza kapaklı bir kavanoz alırsanız eve gelene kadar sıcaklığını koruyabilirsiniz.Getirmesi de kolay olur!)Eve gelip,çilekler bu sosa batırılır.Yağlı kağıtta biraz bekletildikten sonra servis tabağına alınır.

Eğer biraz uğraşmak isterseniz de tarif şöyle...
Bir tencerenin içine su koyup kaynatın.İçine bir başka kapta küçük parçalara ayrılmış çikolataları koyup benmari usulü eritin. Suyun çikolatalara sıçramamasına dikkat edelim.Katı olursa içine çok az çiğ krema koyabilirsiniz.Çilekler bu sosa batırıldıktan sonra yağlı kağıt üstüne konulur. Soğuyunca servis tabağına alınır.
Herkese afiyet olsun...



One stroke çalışması


Mor zemin üzerine One stroke tekniğiyle yapılmış sarı çiçekler...
Bu teknik biraz el becerisi ve eğitim istiyor. Fırçamızı iki renk boyaya sürüp,rengarenk çiçekler,yapraklar yapmak mümkün...

16 Mayıs 2007 Çarşamba

Tahinli kadayıf


Kayseri'ye taşınmadan önce kadayıfın tahinle bu kadar yakışabileceğini bilmezdim. Ramazan ayında eşim tahinli kadayıfı getirdikten sonra kadayıfın başka halini sevmez oldum.
Marketlerde pratik kadayıfları kullanmak ideal ölçüsüyle rahat ve pratik oluyor.
Kadayıfın bayram tatlısı olması bereketli bir tatlı olmasından kaynaklanıyor herhalde. Küçük aileler için koca tepsi fazla gelebiliyor.Ben hazırlama aşamasında iki küçük tepsi kullanıyorum. Birini dondurucuda ani misafirler için saklıyorum . Şerbetini de cam kaseye koyup dondurucuya atıyorum.Böylece mikrodalgada istediğim sıcaklığa getirmem kolaylaşıyor. Ani bir misafirinizde kolaylıkla kullanabilirsiniz.
Gelelim tarife;

Tahinli,cevizliTel Kadayıf (10 Kişilik)
Malzemeler:
Yarım kilo çiğ tel kadayıf
250 gr tereyağı veya margarin
250 gr ceviz veya fındık
750 gr şeker
4 bardak su
1.5 bardak tahin
HAZIRLANIŞI :
Kadayıf için kenar yüksekliği ortalama 3 santim olan bakır veya alüminyum bir tepsi tercih ediniz.
Marketten aldığınız çiğ kadayıfı önce elinizle iyice ufalayıp dağıtın. (Bu işlem kadayıfın topaç olmasını önler ve daha iyi pişmesini sağlar.) Yağın 200 gramlık kısmıyla tepsiyi yağlayın.
Kadayıfı ikiye ayırın ve yarısını tepsinin her tarafına eşit olacak şekilde dağıtın.
Eşit büyüklükte bir başka tepsiyle, dağıttığınız kadayıfı iyice bastırın.
Dövdüğünüz veya öğüttüğünüz fıstığın hepsini tepsinin üzerine dağıtın.
Kalan kadayıfı yine eşit bir şekilde fıstıkların üzerine kapatın.
Boş tepsiyle yeniden bastırarak pişmesi için fırına verin. (Ocakta da pişirebilirsiniz fakat altı piştikten sonra kadayıfı ters çevirmeniz gerekir.)
Kadayıfı orta sıcaklıkta, üzeri kızarana kadar pişirin. Şayet yüksek hararetli bir fırında pişirirseniz üstü kızarmasına rağmen içi çiğ kalır ve bu lezzeti önler.
Kadayıfın pişme süresi ortalama olarak 20 dakikadır.
Şerbetinin hazırlanışı:
Şerbeti yapacağınız tencereye soğuk suyu boşaltın.
Sonra şekerin tamamını boşaltın ve ısıtmadan soğuk suyun içinde karıştırarak tamamen eritin. (Bu işlemi yapmadığınız takdirde erimeyen şeker tencerenin dibine çöker ve ısınmaya başladığında yanarak tadı acımsı, rengi de sarımsı bir hale dönüşür.)
Şekeri erittikten sonra kaynatın ve istediğiniz kıvama gelip gelmediğini anlamak için kontrol edin. (Bir parmağınızı şerbete değdirip, şerbetsiz parmağınızı şerbetliyle birleştirdiğinizde yapışacak gibi oluyorsa kıvama gelmiş demektir.)
Bu aşamadan sonra ateşin altını kısarak kadayıfı fırından alana kadar kısık ateşte bekletin. Bu, şekerin donmasını önler.
Fırından aldığınız kadayıfın üzerine hazırlamış olduğunuz şerbeti eşit şekilde dökün.
Oda sıcaklığında soğumaya bırakın.
1,5 su bardağı tahin eğer koyu kıvamdaysa biraz sulandıralım.Ceviz veya fındıkla karıştırıp.Ilımaya başlayan kadayıfın üzerine dökelim.
Not: Şerbet kaynatılırken bir küçük limon ilave edilir. Bu, tatlımızın şekerlenmesini önler.

Eski fanilalarınızı sulandırılmış ahşap tutkalıyla şekil vererek kutunun üstüne yerleştirin. 1,2 gün kurumaya bırakın.Kuruduktan sonra kahverengiye boyayalım. Son olarak önce bakır yaldız daha sonra altın yaldızla renklendirelim. Kutunun ön kısmını varak çalışmasıyla yaptım. Önce şekil çizilir daha sonra varak tutkalıyla şekil tamamlanır. Altın varak yapıştırılır.

15 Mayıs 2007 Salı

çikolatalı kolay pasta

Bu sene sıkça yaptığım bir pasta bu...
Hem de çok pratik.İkram ettiklerimin çok beğendiği ve içinde ne olduğunu anlayamadıkları bir hale dönüşüyor.Püf noktasını unutmayın ama!En az bir gün buzdolabında bekleyecek....
Denemenizi tavsiye ederim.

ÇİKOLATALI KOLAY PASTA
Malzemeler

1 adet hazır kek 2 katlı
1 paket bebe bisküvisi
2 paket çikolatalı krem şanti
1 paket çikolata sos
ceviz içi veya antep fıstığı
Yapılışı;
Kekler sütle ıslatılır.2 paket kremşanti tarife göre derin bir kapta çırpılır.Bebe bisküvilerini bu kabın içine kırmadan koyalım. Bir kaşık yardımıyla yavaşta şantiye bulayalım. Islattığımız kekin üstüne bebe büskivilerini tane tane dizelim.Aralarına ceviz veya fıstığı serpelim. Kekin diğer yarısıyla büskivilerin üzerini kapatalım.Kabın dibinde kalan şantiyi bu kısmın üstüne sürelim. En üstüne çikolata sosu hazırlayıp, soğutup dökelim. Hindistan cevizi ile süsleyelim.
Not; Bu pastayı buzdolabında en az 10 saat bekletmeliyiz.Aksi halde bisküviler yumuşamıyor.Misafirinizin gelecegi günden bir gün önce yaparsanız tam anlamıyla lezzetini kazanıyor.

14 Mayıs 2007 Pazartesi


Herkese selam,
Bu tepsinin yapımı hem kolay hem de görünüşü gösterişli ....
Fotoğrafı çekerken kızım da araya girdi. O kadar tatlı gülümsemişki muzır muzır ,bu şekilde yayınlamak istedim.
Tepsi koyu kahve renge boyanır. Leopar desenli bir dekopaj kağıdı yapıştırılıp boncuk boyayla süslenir.Tepsinin kenar kısımları altın yaldızlı akrelik boyayla boyanır.

Porselen tabak


Beyaz Porselen tabağımı uygun peçetelerle süsledim.
Yapılışına gelince peçete içindeki objeler isteğe bağlı kesilir. Peçetenin diğer iki katı çıkartılır.Daha sonra peçete aplike tutkalıyla dekoratif bir şekilde yapıştırılır. Üzeri boncuk boyayla süslenir.Son olarak seramik verniğiyle kaplanır ve fırında 30 dk pişirilir. Bulaşık makinasında bile yıkanabilen bu uygulamayı hayalinize göre çeşitlendirebilirsiniz. Malzemeler hobi dükkanlarında kolaylıkla bulunabiliyor.

2 pratik pizza tarifi




Pratik pizza

MALZEMELER
400 gram hazır ekmek hamuru2-3 çorba kaşığı ketçap3 domates5-6 mantar2 sivri biber10-15 çekirdeksiz siyah zeytin100 gram rendelenmiş taze kaşarpeyniri
YAPILIŞI
Ekmek hamurunu bir kez yoğurup unlanmış zeminde yuvarlak pizza kalıbı büyüklüğünde açın. Domatesleri soyup, küçük küçük doğrayın. Mantarları temizleyip, dilimleyin. Zeytinleri ve sivribiberleri küçük küçük doğrayın. Domates. Mantar, biber ve zeytini bir kapta karıştırın. Hamurun üzerine ketçabı sürüp, domatesli karışımı yayın. Rendelenmiş peynir serpiştirip önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dakika pişirin. Sıcak olarak servis yapın.

Tava Pizza
1 caybardagi yogurt
2 caybardagi un
2 yemek kasigi sivi yag
1 yumurta
1 caykasigi kabartma tozu
tuz
sos:1 yemek kasigi salca,kekik,2 yemek kasigi sivi yag,biraz su üzerine: sucuk, sosis,domates,biber,misir,mantar Bütün malzemeler kabta karisir.hamur ele yapisacak kivamda olur. yaglanmis ellerle yaglanmis tavaya hamur elle bastirilarak yayilir.sos hamurun üzerine sürülür malzemeler koyulur en üste kasar rendelenir.tavanin kapagi kapatilir kisik ateste pisirilir.10 ,15 dakika kadar

pratik tarifler çikolatalı,franboazlı kolay pasta


çikolatalı,franboazlı kolay pasta
MALZEMELER
1 adet 2 katlı pasta tabanı
1 adet crem o'le vanilyalı
1 adet krem şanti
dondurulmuş böğürtlen,franboaz ya da vişne (isteğe bağlı)
1 paket çikolata sos
Süt
YAPILIŞI
600 ml süt ile crem ole ve şantiyi beraberce blenderda çırpıp kremayı hazırlayalım.
pasta tabanını sütle ıslattıktan sonra hazırladığımız kremayı alt tabanın üstüne spatula yardımıyla sürelim. Franboazları üzerine dizip ikinci katı kapatalım.
Çikolata sosu biraz koyu kıvam alması için 400 ml sütle pişirelim.Biraz soğuduktan sonra pastanın üzerine sürelim. Franboazlarla dilediğimiz gibi süsleyelim. Afiyet olsun.

pratik sufle


İstanbul ziyaretlerimde vazgeçemediğim bir lezzet bu.Denemek istedim ve sizler için pratik olanını aradım buldum. Sufle sevenler hadi mutfağa çok pratik.
Malzemeler
125 gr bitter çikolata
125 ml krema
3 adet yumurta sarısı
1/2 paket vanilya
5 adet yumurta akı
3 yemek kaşığı şeker
1-2 yemek kaşığı pudra şekeri
Hazırlanışı
Sufle kapları yağlanıp içine pudra şekeri serpilir.
Kaplar hamur hazırlanana kadar buzdolabında bekletilmeye alınır.
Çikolata robotto çekilir ya da bıcakla inceltilir.
Krema ve çikolata bir tencerede karıştırılarak pişirilir.
Yumurta sarıları teker teker kremaya eklenip iyice karıştırılır.
Vanilya ilave edilip 3-4 dakika daha pişirilmeye devam edilir.
Kremalı karışım ocaktan alınır.
Başka bir kapta toz şeker ve yumurta akları kar haline gelene kadar çırpılır.
Yumurta karı yavaş yavaş tahta bir kaşıkla çikolatalı kremaya ilave edilip karıştırılır.
Sufle hamuru kalıplara 2/3′ünü geçmeyecek şekilde doldurulur.
Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 15 dakika kapağı hiç açılmadan pişirilir.
Püf noktası: Krema ve pudra şekeriyle servis yapabilirsiniz. Sufle pişerken fırının kapağını kesinlikle açmayın.

pratik tarifler-kolay pasta


Malzemeler
2 yumurta
1 çay bardağı şeker(büyük aida çay bardakları)
1 çay bardağı süt
1çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı su
3çay bardağı un
1 paket vanilya
1 limon rendesi
3 yemek kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket çikolata sos(sos için 500 ml süt)
hindistan cevizi
ceviz
Yapılışı...
Yumurta ve şekeri iyice çırpalım. Diğer malzemeleri koyup karıştıralım. Ortası çukur tart kalıbına yağlı kağıt serip dökelim.170 derecede 35-40 dk pişirelim.
Daha sonra hazırladığımız sosu ,çukur kısma,kek ılıkken üzerine dökelim.
hindistan cevizi ve cevizle süsleyip servise hazır hale getirelim.
Afiyet olsun...

13 Mayıs 2007 Pazar

sonsuza uzanan köprü



Bu öykü ölmekte olan bir şövalye ile onun hayatını kurtaran bir prenses hakkında. Güzellerle canavarlar ve büyülerle kaleler, varmış gibi görünen ölümcül güçlerle var olan yaşamsal güçler hakkında. Sanırım her çağda çok önem taşıyan özel bir serüvenin öyküsü bu.Burada yazılı olanlar, kelimelere dökülenlerle çok yakın bir şekilde yaşandı gerçekten de. Tarihi sıralamayı biraz değiştirdim, bazı karaterler birkaç kişinin karışımı, isimlerin çoğu da uydurma. Gerisini yaratmaya kalksaydım bile beceremezdim: gerçekler uydurulamayacak kadar akla hayale sığmazdı.Okuyucular yazarların maskesinin arkasını gördükleri için, beni bu kelimeleri kâğıda dökmeye itenin ne olduğunu göreceksiniz siz de. Ancak bazen ışık uygun olduğunda, yazarlar da okuyucuların maskesinin arkasını görebilirler. Onun için, belki de sizi ve aşkınızı bu sayfaların bir yerlerinde benimle ve aşkımla birlikte yürürken bulacağım.
Richard Bach

Bir kitap insan hayatını değiştirir mi ? Değiştirmek isteyene evet. Çünkü kitaplar, almak isteyenler için engin bilgi ve kültür denizleridir. Eğlenmek isteyenler için, eğlencenin en çeşidini ve damardan girilenini de kitaplarda bulunabilir. Ağlamak isteyenler, pembe kitapları okuyabilir. Ağır takılmak isteyenler, felsefik ve politik kitaplar okuyabilir ama hayata dair bir şeyler almak isteyenler içinse biraz kitap analizi yapmaları gerekiyor.
Yazarın dilimize aktarılmış epeyce kitapları var. Ben Richard Bach okumaya birçoğunuz gibi Martı isimli kitabıyla başladım. Çok hoşuma gitmişti, daha sonra diğer kitaplarını da aldım. Ama sonra bir kopukluk oldu aramızda ve maalesef yeni kitaplarını okuyamadım.Bach ı yazmak nerden aklıma geldi biliyor musunuz. Eski bir resmimde elimde tuttuğum bir kitap gözüme ilişti.O da bu kitaptı.O dönemlerde beni çok etkileyen bir yazar olduğunu kabul etmeliyim.
Kitabı tekrar ve bugünkü dimağımla tekrar okumalıydım ama bu yazıyı yazarken yaptığım araştırma sırasında öğrendiğim yazarın diğer kitaplarını almalıydım. Öyle de yapacağım.Gelelim Sonsuza uzanan köprü nün hikayesine..
Kitapta serüven bir aşka,aşk bir öğrenmeye ve sevgiye dönüşüyor.Özgürlüğünü kaybetmek istemeyen bir adamın arayışına.Sevginin özgürlüğü kısıtlamasını sorgulayan bir sürecin içine dalıyorsunuz.Özgürlüğü kısıtlamayacak olansa kusursuz bir ÖZEŞ'tir.Tüm bu düşüncelerin içinde kalan bir adamla,sevgisi içinde çözüm bulamayan çaresiz bir kadının hayatının içinde bulacaksınız kendinizi.


1919 dan günümüze uzanan tarihsel bir yolculuk.Sabahlara kadar süren Ceviz Kabuğu programıyla tanıdığımız Hulki Cevizoğlu ,1919 dan günümüze kadar geçen kilit olayların cevaplarını veriyor .Kitap 450 dipnotuyla büyük bir araştırma niteliği taşıyor.
Geçmişimizi bilmeden geleceğimizi anlayabilmemizin mümkün olmadığını düşünüyorum.
1919'dan günümüze kafanızdaki soruların cevaplanmasını istiyorsanız, mukakkak bu kitabı okuyun....

İşgal ve Direniş / 1919 ve Bugün

- İlk kez “çuval” olayının perde arkası açıklanıyor.- Atatürk'e darbe teklifi.. Atatürk niçin darbe yapmadı?- 1919'da “derin devlet” var mıydı?- Ülke işgal edilirken kimler “işgal yok, bu paranoyadır” dedi?- Mustafa Kemal'in tarihin akışını değiştirecek ABD'lilerle görüşmesinin perde arkası.- Vahidettin'in İngilizlerle yaptığı gizli anlaşma: “15 yıllığına bizi yönetin!”- Mustafa Kemal'in annesi niçin kalp krizi geçirdi?- Gizli örgütler nasıl kuruldu?- Türkler Ermeni soykırımı yaptı mı, Mustafa Kemal'in cevabı?..