28 Aralık 2007 Cuma

yılbaşı


Bu sene benim için sıkıntılı bir sene oldu.2008 den o kadar çok beklediğim şeyler var ki...
Mutluluk ve keyif ,
Ailem ve arkadaşlarım için sağlık,
Kızıma okulda,eşime işinde başarı,
10 kilo vermeyi başarmak,
ilk dileklerim arasında....
Sizlerinde bir sürü dileklerinin olduğunu biliyorum...İnşallah hepsi teker teker gerçekleşir ve 2008 bize istediklerimizi verir...





24 Aralık 2007 Pazartesi

Bayram ve pratik rulo börek....



Güzel bir bayramı geride bıraktım.Ailenin sürekli bir arada olabildiği nadir zamanlar oluyor bayramlar.Bize de bunun keyfini çıkarmak kalıyor.Özellikle baba kız normal zamanlarda birlikte çok fazla vakit geçiremediği için ikisi için bayramlar ayrı bir önem kazanıyor.İstanbul'a yılbaşında gideceğim için bu sene evimizde kalmayı tercih ettik.Bir gün Melis'i babaannesine bırakarak güzel bir Kapadokya gezisi yaptık.Havanın buz gibi ve karlı olması dışında keyfimizi bozacak hiçbir şey olmadı.

3. ve 4. günü ise yoğun bir bayram trafiği yaşadık...Geldi geçti bile işte...



Bu aralar hamaratlığım üstümde....Netten sürekli kolay ve pratik ama bir o kadar da lezzetli olabilecek tarifler bulup deniyorum.Her seferinde başarılı olmuyor tabii ki...Lakin bu tarif çok başarılı ve lezzetli olduğu için sizinle paylaşmak istedim...






Malzemeler;

12 adet milföy

200 gr kıyma(veya patatesli yapılacaksa 4 adet patates)

1 orta boy soğan

1 tatlı kaşığı zeytinyağ

biber salçası

1 yumurtanın sarısı

susam


Yapılışı;

Harcı kıymalı veya patatesli kendi zevkinize göre hazırlayabilirsiniz.Peynir tarzı eriyen malzeme kullanılmıyor sadece.....Ben kıymalı yaptım soğanı biraz pembeleştirdikten sonra kıymayı kavurup salça ve baharatlarla tadlandırdım.

12 adet milföyden üste 3 yana 4 sıra dizilerek bir dikdörtgen elde edilir.Rulonun kalın polmasını isterseniz kare de yapabilirsiniz.Bu size kalmış....Yumuşamaya başlayınca bir merdane veya el yardımıyla bu milföyler birleştirilir.Boşluk kalmadan büyük bir dikdörtgen oluşturulur.Hazırladığımız harcı üstüne yayalım ve rulo haline getirelim.Bir poşete koyarak deep-freeze de enaz 1 saat bekletelim.Daha sonra istediğimiz kalınlıkta keselim ve fırın tepsisine dizelim.Üzerine yumurta sarısı ve susam ekleyerek 170 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirelim....


Not: Milföyleri misafir sayınıza göre miktar olarak arttırabilirsiniz.Ben çoğunlukla büyükçe bir rulo hazırlıyorum.Yemeklerin yanına istediğim miktarda kesip pişiriyorum.Ani misafirler içinde hem lezzetli hem de görünüşü güzel bir ikram oluyor.


19 Aralık 2007 Çarşamba

kurban bayramı...


Kurban bayramınızı kutluyorum.Aileniz veya sevdiklerinizle hoşça vakit geçirmenizi diliyorum...

18 Aralık 2007 Salı

faydalı bir link...topkapı sarayını gezin dolaşın...


Sol tarafta Topkapı Sarayının planı çıkıyor.Üzerinde gümüş rengi ilebelirtilmiş noktalardan istediginiz yeri tıklıyorsunuz sağ taraftaçıkan görüntüyü keyifle izliyorsunuz. Görüntü 360 derecelik panaromikfotoğraf şeklinde mouse basili tutarak sağa sola istediğiniz hızda hareket ettiriyorsunuz.
Kızımı dolaştırdım...siz de deneyin!

ayrıca Ayasofya müzesi'ni de sanal olarak gezeblirsiniz...

17 Aralık 2007 Pazartesi

melis dağda....ve Boş Oda(vacancy)










Kayseri de kayak mevsimi başladı.Kızımı daha kayağa başlatmadığım için kızak keyfiyle yetinmek zorunda kalıyor.Çocuğunuza kızak kaydırmanın o kadar kolay olduğunu sanmayın.Tepeye kadar bilmem kaç kere çıkacaksınız.Anne yukarıdan bırakacak baba aşağıdan tutacak derken çocuk ne kadar keyif alıyorsa da defalarca yinelenen inme çıkma olayı anne ve babayı yıpratıyor.Bu sebeple en kısa zamanda kızıma kayak öğretmeye başlayacağım.Dağın benim için en güzel tarafı o temiz havayı içime çektikten sonra sucuk ekmek yemek ve üstüne dağ manzarasına karşı güzel bir kahve içmek...Yanında da iyi bir sohbet arkadaşı varsa değmeyin keyfime....

Kızım mutlu ben mutlu derken hava biren tipiye dönmeye başladı ve evimize dönüp geçen gün aldığım filmlerden birini seyretmeye karar verdik.Gerilim filmlerini nedense seviyorum bu aralar.Çayımızı demledik.Güzel bir böreği attım fırına,kızım arkadaşıyla biricik dizisi 'heps1'i seyrederken bizde film keyfi yaptık....Güzel bir pazar geçirdiğimi söyleyebilirim...Çocuklu ailelerin en büyük keyfi de bu olsa gerek...


filmin konusu ise şöyle;

Araları açık bir karı kocanın arabasının gecenin geç bir saatinde gözlerden uzak bir taşra yolunda bozulması akla hayale gelmeyecek bir kabusa yol açar. Çift şeritli ıssız ve karanlık bir otoyolda arabasız kalan David Fox (Luke Wilson) ve yakında boşanacağı eşi Amy (Kate Beckinsale) geceyi tuhaf ama zararsız görünümlü bir adam (Frank Whaley) tarafından işletilen döküntü bir motelde geçirmeye mecbur kalırlar. Son derece kirli ve her yeri dökülen odalarında sürekli didişen çift, gizli bir bölmede, rahatsız edici derecede gerçekçi görünen, ev yapımı işkence filmleri bulurlar. Kanlı mı kanlı bu video filmlerinin o an içinde bulundukları odada çekildiğini anlayınca, David ve Amy aralarındaki sorunları bir kenara bırakıp oradan kaçmak için el ele vermedikleri takdirde sadist film yapımcısının bir sonraki kurbanları olacaklarını anlarlar....

13 Aralık 2007 Perşembe

melis in dişleri.....


Sonunda ,kızımın büyüme belirtisi olarak gördüğü süt dişleri dökülmeye başladı.Dün akşam nasıl büyük bir mutlulukla yanıma koştuğunu anlatamam.Sınıfıdaki arkadaşlarının dişleri dökülmeye başlayınca sürekli kendisininkileri kontrol ediyordu.Bir de baktım arkadan kalıcı dişleri çıkmaya başlamış bile.Bütün büyükler sırayla arandı ve müjdeli haber verildi.Onun coşkusuyla evde bir parti havası esmeye başlandı.Babaanne ,dee ve hala ısrarla davet edildi ve diş pastası kesildi.Bizim evin halleri böyle işte....

Ben de bunun üzerine kendim ve sizin için bu aşamaları internette biraz araştırdım.


Süt dişleri, genellikle 6-7 yaş civarında çıktıkları sırayla ( genellikle önce alt ön kesiciler ) dökülüp yerlerini kalıcı dişlere bırakırlar. Bu dişler, artık çocuğunuzun kalıcı dişleri olduğu için bu dönemde ağız, diş bakımı da daha önem kazanıyor.Yeni bir diş fırçası ve onun seçtiği bir macunla dişlerini nasıl koruyabileceğini tekrar anlatmalı....




Kalıcı dişler 6-7 yaş dolaylarında çıkmaya başlar.18-20 yaş
dolaylarında 4 adet akıl dişlerin çıkmasıyla 32 ye tamamlanır.

1 Orta kesiciler------7 yaş
2 Yan kesiciler-------8 yaş
3 Kaninler-----------10 yaş
4 1. Küçük azılar-----9 yaş
5 2. Küçük azılar----11 yaş
6 1. Büyük azılar----6 yaş
7 2. Büyük azılar---12 yaş
8 3. Büyük azılar---18 yaşından sonra


Tablodaki yaşların yaklaşık rakamlar olduğunu; 1-1,5 yıl önce veya sonra sürmesi gereken dişin vakitsiz sürebileceğini, bazen de gecikmeler olabileceğini unutmayalım.
kaynak.www.hekimim.com

12 Aralık 2007 Çarşamba

kitap yazısı...


Kızım okuma yazmayı öğrendiğinden bu yana dünyası değişti.Her haftasonu kitapçı ziyaretlerimizde daha bilinçli.Kendine uygun kitapları seçerkenki ciddiyetini görmenizi isterdim.Kitapları tek tek inceliyor başlıkları okuyor ve zevk alıp almayacağını düşünüyor.Bizim kitap okuma zamanlarımızda kendi kitabını alarak büyümüş havalarında yanımıza geliyor.Kızım için istediğim en önemli şeylerden biri isteyerek kitap okumasıydı ki bunu aşıladık galiba...

Paul Auster' in yeni romanını çıkar çıkmaz aldım.Hayal gücüne ve romanlardaki kurgusuna hayran kaldığım yazarlardan biri.Bana tavsiye etmek size de okumak düşüyor....

Eski hayat sigortacısı Nathan Glass, yakalandığı hastalıktan ötürü ölüme gün saymaktadır. Karısından boşanmış, emekli olmuş, tek kızından kopmuştur. Bir başına kalmak için, kimsenin kendisini tanımadığı Brooklyn'e gelir. Bir süre sonra nicedir kayıp olan yeğeni Tom Wood'la karşılaşır. Tom'un çalıştığı kitabevinin sahibi Harry Brightman da, kaderin Brooklyn'e sürüklediklerindendir. Tom ve Harry aracılığıyla dünyası genişleyen Nathan yepyeni dostlar edinir. Giderek başkalarının acıları ve yaşam savaşları kendi umarsızlığına ağır basacaktır... Günümüz Amerikan edebiyatının en seçkin yazarlarından Paul Auster'ın yeni romanı Brooklyn Çılgınlıkları, hiç kuşkusuz, en içten, en coşkulu kitabı. Üç kişinin Brooklyn'de kesişen yaşam çizgilerini ustalıkla ören roman, sıradan insan yaşamının görkem ve gizemlerine unutulmaz bir övgü. (Tanıtım Yazısından)

11 Aralık 2007 Salı

Karayip Korsanları 3 ve pratik etimek tatlısı


Haftaya harala gürele başladık.Koşuşturmacalar bitmiyor.

Dün akşam eşimle,Karayip Korsanları 3 'ü seyrettik.Karayip Korsanları’nın maceraperest kaptanı Sparrow'u canlandıran Johnny Depp'in yaramaz çocuk tarzındaki oyunculuğunu seviyorum.Bu tarz filmlerin sayıları çoğaldıkça ilkinden aldığım tadı alamıyorum nedense.Gene de klasik bir Pazartesi akşamı için güzel bir film.Bizim gibi okullu çocuğu olan aileler için sinema bir hayal olduğu için yeni çıkan DVD lerle yetinmek zorunda kalıyoruz.Evde seyretmek daha keyifli geliyor hatta....Neyse filmin 3.serisini merak edenler seyretsinler...



Malzemeler;

1 paket tuzsuz etimek

1 paket krem şanti

1 paket crem o'le vanilyalı

1 paket çilekli jöle

muz

süt

şerbet için,

1 bardak şeker

1 bardak su
1 tatlı kaşığı limon suyu


Hazırlanışı;

şeker bir teflon tencereye konulur.Yüksek ateşe konulur şekerler eriyip karamelleşmeye başlayınca üzerine sıcak su velimon suyu konulur.Bir taşım kaynatılır.Bir borcama dizdiğimiz etimeklerin üzerine kepçe yardımıyla yavaş yavaş etimeklerin üzerine dökülür.


Jöle tarife uygun yapılır.Borcamımızla aynı ebattaki bir başka borcama ıslatıldıktan sonra dökülür soğumaya bırakılır.


Crem o'le ve krem şanti 500 ml sütle beraberce karıştırılır.Islanan etimeklerin üzerine dökülür.

Meyva parçaları üzerine dizilir.Son olarak jöle dikkatlice üzerine yerleştirilir.


Buzdolabında 2 saat bekletildikten sonra servis edilir.

10 Aralık 2007 Pazartesi

çocuklarda öksürük

Kızım hastalanıp öksürdüğünde hep huzursuzlanırım.Kış aylarnı annelere kabusa dönüştüren birşeydir bu. İlaç verirsin geçmez,bitkisel karışımlar denersin geçmez.Her annenin böyle karışımları vardır aslında...Ben de sizin için Çocuklarda öksürük ve bunun sebeplerini araştırdım.Hepinize iyi haftalar....

Çocuklarda Öksürük

Çocuk öksürüğü aileleri en çok rahatsız eden hastalık belirtilerinden biridir. Çocuğu yorar, aileyi üzer ve uykuları böler.Ancak çocukta öksürüğe sebep olan birçok hastalık çok ciddi değil, sadece can sıkıcıdır.Öksürük sadece ciğerleri bakteriler, virüsler ve birtakım yabancı cisimlerin zararlı etkilerinden koruyan bir savunma mekanizmasıdır.
Öksürüğün sebebi nedir?

Normal koşullarda burundan başlayarak akciğerlere kadar uzanan solunum yolunun üst tabakası toz, bakteri, virüs ve diğer yabancı cisimleri yakalayan ince bir mukus tabakası ile kaplıdır. Çocuklarda yaklaşık olarak günde 0,5 litre mukus yapılır.Cilia adı verilen çok küçük tüy gibi yapılar bu mukusu korumaya çalışır ve solunum yollarına giren yabancı içeriği küçük süpürgeler gibi hareket ederek dışarıya atar.Çocukta solunum yolu enfeksiyonu başladığında ciliaların bu doğal temizleme hareketleri ortadan kalkar.Solunum yolları da kendisini etkileyecek yabancı cisimlerden korunmak için daha da kalın bir mukus tabakası oluşturmaya başlar.İşte öksürük ciliaların hareketlerinin bozulduğu bu ortamda solunum yollarının temizliğini sağlamak için ortaya çıkar.Ciliaların hareketlerini yeniden düzenleyebilmek için enfeksiyon geçtikten haftalar sonrasına kadar çocukta öksürük sürebilir.Öksürüğün sebebini bulmak bazı durumlarda zor olabilmektedir. Çocuklar çoğunlukla hastalık belirtilerini anlatamazlar, bazen muayene ile de bir şey bulunamaz ve bu durumlarda akciğer fonksiyon testleri gibi bir takım laboratuvar testleri yapmak gerekebilir. Aileden alınacak küçük bilgiler ısrarlı öksürüklerin sebebinin bulunmasında yardımcı olacaktır.Örneğin sürekli sigara dumanına maruz kalma, evdeki toz ve akarlar gibi allerjen maddeler, evcil hayvanlar bu türlü ısrarcı öksürüklerin sebebi olabilir.Öksürükle birlikte sarı,yeşil burun akıntısı, baş ve boğaz ağrısı, nefesin kötü kokması da varsa genellikle sinüzit düşünülür.Solunum yollarına çekirdek, fındık vs. yabancı cisim kaçması sonucu da öksürük ortaya çıkabilir.Astım, soğuk algınlığı, sigara dumanı da muhtemel öksürük sebeplerindendir.Öksürük sesi bazen tanıda yardımcı olur. Kısa, kuru ve hırıltılı öksürük astım, bronşit veya zatürrede ortaya çıkar.Balgamlı öksürükler ise genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ile oluşur.Boğmaca ve krup ta da kendine özgü öksürük sesi vardır. Soğuk algınlığında veya sinüzitlerde öksürük genellikle yatarken ( mukus sürekli boğaz gerisine akmaktadır) artar.Çocuk sabah kalktığında şiddetli öksürerek ve bazen de kusarak bu mukusu temizlemeye çalışır. Israrcı öksürükler ise bronşit, zatürre veya astımda görülür, pzisyonla ilgisi yoktur, gece veya gündüz oluşabilir, egzersizle artar.Çığlık atmak, bağırmak veya gülmek ile şiddetli bir öksürük atağı oluşabilir.Bebeklik yaşlarında zatürre ve bronşiolit hastalıkları oldukça ciddi hastalıklardır. 1 yaşın altındaki bebeklerde havayolları henüz çok küçüktür. Bazı virüsler bu küçük hava tüpleri (bronşioller) in zarar görmesine sebep olurlar.Aldıkları hava yetersiz gelmeye başlar, nefes almakta güçlük çekerler ve acil müdahaleye gereksini duyarlar. Astım uzun süreli öksürüklerde en çok görülen sebeplerden biridir. Genellikle öksürük dışında başka belirti yoktur.Dinlemekle göğüste tipik solunum sesleri duyulur.Ne yapmalıyız ?Öncelikle evde kesinlikle sigara içmemelidir. sigara dumanı ciliaların hareketlerini felce uğrettığı gibi mukus salınımını da arttırır.İkinci önlemimiz ise mukus salgısını inceltmek ve irritasyonu yumuşatmak için çocuğumuza bol su veya benzer sıvılar içirmek olmalıdır. Üçüncü önlemimizde havayı nemlendirici cihazlar kullanmak olabilir.

Ne zaman endişelenmeliyim, çocuğumu mutlaka doktora göstermeliyim ?
Çocuğunuz 3 aylıktan küçük 38 derece üzeri ateşli ve öksürüğü varsa
Çocuğunuzun öksürük nöbetleri ile birlikteaşağıdakilerden biri de varsa:
Nefes almakta güçlük,
Nefes alıp verirken hırıldama
Dudaklarında veya tırnaklarında morarma
Ağlarken veya konuşurken nefes kesilmesi
Nefes alıp verirken göğüsünde gözle görülebilen çökmeler
Katılmalar, öksürük esnasında 15 sn den fazla süren nefessiz kalmalar.
Nefes alma esnasında ses gelmesi
Bebeğiniz öksürük nedeniyle ememiyor veya biberonla beslenemiyorsa.(öncelikle burnunun tıkalı olup olmadığını kontrol edin)
Bebeğiniz öksürük aralarında rahatlıkla emebiliyor veya biberonla beslenebiliyorsa
Çocuğunuzda öksürükle birlikte hızlı soluk alıp verme varsa:
2 aydan küçük bebeklerde dakikada 60 solunumdan fazla ise
2-12 aylık arası dakikada 50 solunumdan fazla ise
1-5 yaş arası dakikada 40 solunumdan fazla ise
Öksüren çocuğunuzda dehidratasyon (vücutta aşırı su kaybı) belirtileri varsa
Öksüren çocuğunuzun yüzü korkulu ve endişeli bir hal aldı ise
Öksüren çocuğunuz öksürük aralarında da göğüs ağrısı çekiyorsa
Öksürük solunum yoluna yabancı cisim kaçması ile oluştu ise
Öksüren çocukta verilen ilaçlara rağmen ateş düşmüyorsa
Öksürükle kan tükürüyorsa
Çocuğunuz çok hasta görünüyor ve siz onun bu durumundan aşırı endişeleniyorsanız.

7 Aralık 2007 Cuma

www.cocuklacocuk.com

Çocuklacocuk ekibi arkadaşlarım beni bugün duygulandırdı.Uzun zamandır kıskandığım binbir çeşit kitap ayraçlarından 'en beğendiğimi' bana doğum günü hediyesi olarak verdiler.İnsan beklemediği zamanlarda istediği bir hediyeye sahip olunca nasıl da sevinirmiş böyle...İnce arkadaşlarım benim....Blog oluşturmaya onların sayesinde başladım.Şimdi onlar işi daha da ilerleterek kendi sitelerini,çocuklacocuk'u oluşturdular. Harika şeyler yapıyorlar .Çocuklar için binbir çeşit oyuncak ve etkinlik onların içten yazı diliyle birleşince daha da güzelleşiyor.Ziyaret etmenizi öneriyorum....

cuma....

Kışın getirdiği evcimenlik hepinizin üzerine yansımıştır.Kızım okula gitmeden akşam yemeklerini dışarıda yemek çok hoşuma giderdi.Eşim eve çıkmadan ana kız hazırlanır beraber dışarıya bir yerlere gider ,yemeklerimizi yer,paylaşacak anı birirktirirdik.Şimdi ise bir saatten sonra ders çalıştırmanın bıkkınlığından mıdır nedir dışarı adım atasım olmuyor.Geçen sene blogla ilgilenirken gece 22.00 gibi bilgisayarın başına geçerdim.Keyifle yazılarımı yazar,arkadaşlarımın bloglarını üşenmeden ziyaret ederdim.Sabah 7.00 da kalkınca akşam 10.30 demeden uykuya yenik düşüyorum.
Bu üşengeçliğime bir son vereyim derken gene hastalandım ve gribin o ezici yorgun bitap halleriyle başbaşa kaldım.İki gündür Ankara'da olan eşimde evde olmayınca gerçekten bu şehirden sıkıldığımı hissettim.Gündüzleri hasta hasta bunalmamak için kendimi dışarlara atsam da kış geceleri yalnız oturmaktan hiç zevk almadığımı anladım.Kumandayı ele geçiren eşime kızıp durduğum televizyonu bile seyretmedim.Onla didişerek bişeyleri yapmak daha keyifliymiş:)))
Neyse o bugün dönüyor.Haftasonu başlıyor.Hepsi mutluluk verici benim için...

Bugün gene eskilerden kalma bir tarif yayınlayacağım.Çok pratik ama bununla beraber inanılmaz lezzetli bir tarif.
Ben 3 kişi olduğumuz için miktarları az tuttum.Siz ev hanesine göre çoğaltabilirsiniz.Fırın makarnada un tadını sevmediğim için deneme yanılma yöntemiyle bulduğum tariflerden bir tanesi.Ben fırın yemeklerimin hepsinde yağlı kağıt kullanıyorum .Hem temizlik hem de yapışmaması açısından kullanışlı oluyor....

Fırında kolay makarna...



Malzemeler;

Yarım paket spagetti makara

Yarım paket Labne peynir

2 yumurta

2 tatlı kaşığı zeytinyağ

tereyağ

yarım bardak yoğurt

isteğe bağlı baharatlar

Hazırlanışı;

Makarnalar haşlanır ve süzülür.Diğer tarafta tereyağ harici bütün malzemeler karıştırılır.Süzülüp soğuyan makarna ile karıştırılır.Bir borcama bu karışım dökülür. Tereyağlar azar azar üzerine küçük parçalar halinde konulur.Bu sizin ne kadar kalori veya lezzet istediğinize bağlı olarak değişir.170 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.Sonra afiyetle yenir.

5 Aralık 2007 Çarşamba

cheesecake...







Uzun zaman önce çocuklaçocuk ekibi arkadaşlarım için hazırladığım cheseecake i şimdi yayınlıyorum.Tamamiyle Dr Oetker ürünü aslında...Denemek isteyip de olur mu acaba diyenler için fotoğrafladım.Ben beğendim...

Tarif paketin arkasına yazıyor!...
Arkadaşım aynısını yapacağını söyleyince birden yayınlamadığım aklıma geldi.Daha once yayınladığım kolay cheesecake tarifimi de deneyebilirsiniz.

Blog için fotoğrafladığım ve yayınlamadığım bir sürü fotoğraf birikti.Kelimeleri ir araya toplayabilirsem hepsini yayınlayacağım.


Bu arada Melis'den hastalık ilk olarak bana geçti....Mandalina ,portakal kafi gelmedi anlayacağınız.

Okul hayatımız 2-3 haftadır daha da kolaylaştı.Melis okuma-yazmayı benim sihirli biraz da kararlı değneğimle öğrendikten sonra tabii...Öğretmenin de hakkını yememek lazım:))))

Gelecek sene 1.sınıfa gidecek çocuğu olan annelere vakitlerini iyi geçirmelerini öneririm zira bu iş gerçekten zormuş....

Artık işin keyifli kısmına geçtik.Onun seviyesinde kitapları okuyup,okumasını hızlandırmaya çalışıyoruz.



Bu da dolaplardan kendi kendine bulup taktığı tülbentle kendini çok güzel hissettiği anlardan birinin fotğrafı....

3 Aralık 2007 Pazartesi

mandalina,portakal......

Melis gene grip oldu.Kayserinin soğuk havasında tenefüslerde bahçede oynamanın cezası oldu bize....Cuma günü hafiften başladı nezlesi.Cumartesi günü kalktığında her zamanki burun tıkanıklığı diye fazla önemsememiştim.Kahvaltıdan sonra org kursuna gittik .Çıkışta arkadaşlarıyla sinemaya götürdüm.Sinema da hafif hafif ateşi çıkmaya başladı.Sinema çıkışı Mc donald's yediriphemen eve getirmeyi planlarken yiyemeyeceğini söyleyince gerçekten hasta olduğunu anladım. Eve gelirken doktora uğradık. ilaçlarını alıp,içirdikten sonra hemen yatırdım.Neyseki fazla ağırlaşmadan dirilmiş kalktı.Cumartesi gecemiz Melis'in sızlanmalarını dinlemekle geçti.Bu aşamada evin annesi konumunda vitamin ihtiyacımızı gidermek için mandalina portakal ne varsa sıkmaya başladım.Hepimize birer bardak karışık meyva suyu hazırladım.Evde bir kişi hastalandığında otomatik olarak birer gün arayla hepimiz hastalanırız. İnşallah bu sefer bana ve eşime geçmezde geri gelen enerjimizi kaybetmeyiz.