30 Kasım 2008 Pazar

9-8-7....................

Sevda arkadaşımın mailinden...Bugün sevdiğim bir komşumun ölüm haberi üzerine daha anlamlı geldiği için yayınlıyorum....

29 Kasım 2008 Cumartesi

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri:)))‏

Haftasonu eğlencesi.........

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri‏

Belirti: Ayağınız ıslak ve soğuk.
Sebep: Kadeh yanlış açıyla tutuluyor.
Çözüm: Kadehin ağzını yukarıya gelinceye kadar çevirin.
------------ --------- ---------
Belirti: Önünüzdeki duvarda avizeler var.
Sebep: Zeminde yatıyorsunuz.
Çözüm: Vucudunuzu zemine 90° aci yapacak sekilde konumlandirin.
------------ --------- --------- --------- ----
Belirti: Zemin bulanık gorunuyor.
Sebep: Bos bir kadehe bakıyorsunuz.
Çözüm: Hemen kadehi sevdiginiz bir icecekle doldurun.
------------ --------- --------- --------- -
Belirti: Zemin hareket ediyor.
Sebep: Sürükleniyorsunuz.
Çözüm: En azından sizi nereye götürdüklerini sorun.
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Ne zaman birisi konussa kulağınız yankı yapıyor.
Sebep: Kulağınızı kadehe sokmuşsunuz.
Çözüm: Kendinizi maskara etmeyi bırakın!
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Oda sallanıyor, herkes beyaz giyinmis ve muzik sanki tekrar edip duruyor.
Sebep: Ambulanstasınız.
Çözüm: Hareket etmeyin. Uzmanlar gereğini yapar.
------------ --------- --------- ----
Belirti: Babanız ve kardeşleriniz yabancı gibi bakıyor.
Sebep: Yanlış evdesiniz.
Çözüm: Evinizin yolunu sorun.
Şerefe :))

27 Kasım 2008 Perşembe

elektrik sarfiyatı vebu konudaki araştırmalar....



Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının tavana vurduğu şu zamanlarda biliyorum ki hepimiz bu konuda daha dikkatli davranıyoruz.

Ben de sizler için bir kaç bilgi topladım...Hepimiz için faydalı olacağına inanıyorum....



Tüm elektrikli aletlerinizi kapattıktan sonra elektrik sayacınızı kontrol edin. Sürpriz bir şekilde hala döndüğünü göreceksiniz. !Örneğin bilgisayarlar işlem yaparken 140 Watt, işlem yapmazken 27Watt, kapatırsanız bile 5 Watt Elektrik tüketiyor.

Kapanmayan elektrikli ev aletlerinin "Gizli Tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Yani, sadece AvrupaKıtası'ndaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altı nükleersantralı çalıştırabilecek kapasitede.!

· Kahve Makinenizin Ortalama Tüketimi = 800 W

· Kahve Makineniz Kapalı Olduğundaki Tüketimi = 1.5 W

· Ve de Kahve Makinenizin Fişini Çektiğinizde Ulaştığınız Sonuç = 0 W


Bazı elektrikli ev aletleri kapatılsalar bile elektrik tüketimini sürdürüyorlar. Bu da hem gereksiz bir enerji tüketimine hem detüketicilerin elektrik faturalarının kabarmasına neden oluyor.


Bilgisayar örneğini ele alalım. Bilgisayar çalışırken gücü yaklaşık140 Watt' yükseliyor. Bilgisayarda tüm işlemler durdurulduğunda da sayaç dönmeyedevam ediyor. Bilgisayarın hemen çalışabilmesi için sürekli "stand by"olması gerektiği göz önüne alındığında, bu da mantıklı gözüküyor.

Ancak bilgisayarda hiç bir işlem yapılmadığı "yarı uyanık" zamanda da 27 watt gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir miktarda elektriktüketilmesi oldukça şaşırtıcı. Bundan daha da kötüsü "off" düğmesine basıldığında bile PC'nin gücünün sıfırlanmayıp 5 watt civarında bir elektrik tüketmesi!

Sonuç olarak, bilgisayarın hiç elektrik tüketmediğinden emin olmakiçin tek bir çözüm var, o da prizin fişten çekilmesi...

Nöbet Tutan Aletler

Bu rakamlar çok küçük olsa da önemsememem hata olur. Nitekim,Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (AIE) Benoit Lebot"ya göre, tam olarakkapanmayan elektrikli ev aletlerinin "gizli tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Başka bir deyişle, sadeceAvrupa kıtasındaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altınükleer santrali çalıştırabilecek kapasitede.

Bu durumu anlayabilmek için "nöbet tutan" aletlerin ortaya çıktığıotuz yıl geriye dönmek gerekiyor. O zamana kadar televizyon ya da fırın kapatıldığında her tür enerji tüketiminin durdurulduğundan emin olunabiliyordu. Ancak çok daha sofistike audio ve video cihazların piyasaya sürülmesi durumu değiştirildi.

Hi-if, radyo-çalar saatler, müzik seti vetelevizyon gibi aygıtlar saat, uzaktan kumanda ve "bellek" tuşuyladonanıp FM istasyonları ya da diğer programların kaydedilmesine olanaksağladılar. Bu özellikler tüketici açısından büyük bir kullanım kolaylığı sunmakla beraber, elektrik tüketimini fazlasıyla artırdı.

Uzmanlar günümüzde, kapatıldıktan sonra bile gizli tüketimi sürdüren evaletlerinin sayısının önemli oranda artmasının, durumu daha da ciddi hale getirdiğini belirtiyorlar.


Öte yandan, "yararlı israf"ı da "gereksiz israf"tan ayırmak gerekiyor.Faks, telsiz telefon gibi çalışmak için elektrik sinyaline gerek duyanaygıtlar birinci kategoriye giriyor. Bu durumda, bu makinelerinçalışması için gereken gizli tüketim meşru bir hal alıyor. Uzmanlar zaten faks, telefon gibi aygıtların tükettiği elektrikmiktarının diğer aygıtlarınkine kıyasla çok düşük olduğunu ifade ediyorlar.

Nedeni: Röle Uzmanlar elektrikli ev aygıtlarının kapatılmalarına rağmen gizli elektrik tüketimini sürdürebilmelerini, bu aletlerin içinde birtransformatör bulunmasına bağlıyor. Elektronik devreler elektrik akımının (220 V) sağladığından çok dahadüşük bir gerilimle (Yaklaşık 5 volt) çalışırlar; işte bu noktada transformatör röle rolünü üstlenir. "Çalıştırma/durdurma" anahtarı da genellikle transformatörü narkasında yer alır ve aygıt kapatıldığında bile transformatör halagerilim altındadır. Bunun sonucunda elektrik sayacı dönmeyi sürdürür. Bu aygıtları üretenleri, ürünlerinin düzenleniş biçimini değiştirmeye zorlayacak herhangi bir kural bulunmadığından, bu tür bir değişiklik çok az bir harcama gerektirmesine rağmen hiçbir üretici gerekli önlemi almamaktadır.


Bu konuda geniş bir araştırma yayımlayan Fransız Science et Vie dergisine göre, Ocak 2000'de Fransa'da 178 hanedeki 1270 aygıtın gizlielektrik tüketimi incelendi. Video İlk Sırada Bunlar arasında birinci sıraya oturan video aygıtıydı; nöbetteyken 1-30 watt arası, oldukça önemli sayılabilecek miktarda enerji tüketen videolar hemen hemen bütün gün "stand by" olduğundan Fransa'da "gizlitüketim" in yüzde 32'sinden sorumlu tutuluyor.


Video dışında televizyon (1-22 watt), uydu anten receiver (5-17 W) yada kablolu TV (3-23 W), Hi-if (1-24a W) v.b.'nin de oldukça yüksekoranda enerji tükettiği ortaya çıktı. Ayrıca bilgisayarın da 1-27 W arası gizli elektrik tüketimiyle masumolmadığı belirlendi. Kahve makinesi, diafon gibi aygıtlarıntüketiminin ise 5 W'ın altında kaldığı gözlendi.

Önlemler Emeklemede Bu enerji israfına karşı tüketicilerin elektrikli aygıtlarını fişten çekerek önlem almaları için kampanyalar düzenlense de, sanayi kesiminibu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya zorlayacak bir yasa henüzortalıkta gözükmüyor.

Avrupa Birliği'nde, Brüksel'de endüstrinin bazı sektörleriylegönüllülük temeline dayanan anlaşmalar imzalanmış olsa DA,üreticilerin çoğunda bu konuda bir "isteksizlik" gözleniyor. Önlemolarak şimdilik yalnızca, etiketleme sistemi gündemde.

ABD'd e "Energy Star" etiketine karşı Avrupa'da da sekiz yıl önce,aygıtın enerji kapasitesini A'dan G'ye sıralanan yedi kategorideinceleyen "Etiket Enerji" uygulaması gündeme getirildi. Uzmanlar buyöntemin kesin bir çözüm sunmamakla birlikte pazara yüzeysel de olsabir çeki düzen vermesi açısından bir ilk adım olarak görüyorlar.

Küçük Watt'lardan Büyük Enerjiler... 5 watt'la ne yapılabilir? Elektriği olmayan beş hane aydınlatılabilirmi? Evdeki en küçük ampulün bile en az 10, 20 watt olduğu göz önüne alındığında bu sorunun yanıtı 'imkansız' olacaktır...

Oysa Kanadalı bir mühendis 0.1 Watt'lık tek bir beyaz elektrolüminesant diyodun(LED) bir çocuğun okuması için yeterli olduğunu kanıtladı! Nitekim Dave Irvine-Halliday adlı mühendis ve kendi kurduğu "Light upthe world" sivil toplum örgütü, şimdiye kadar dünyada 1 milyondanfazla haneyi bu yöntemle aydınlattı; Bolivya, Guatemala, DominikCumhuriyeti ve Nepal'de 60'ı aşkın hanenin yer aldığı bir köy 100Watt'lık tek bir ampulün tüketimine eşdeğer enerjiyle aydınlanıyor.

Halliday'in yönteminin başarısı, LED'lerin uzun ömrü (Kırk yıl) veolağanüstü randımanından kaynaklanıyor. Bu yarı iletkenler (LED)elektronları ışıklı fotonlara dönüştürülüp yüzde 95 oranında birenerji sağlıyorlar; oysa normal bir ampulde enerjinin büyük bir bölümüısıya dönüştüğünden, kapasitesinin ancak yüzde 10'u işlev kazanıyor.

Kanadalı mühendis bu elektrolüminesant diyotları besleyebilmek için enücra köylere kadar her binayı pedallı jeneratör ya da güneş enerjisipanoları ve bir akümülatörle donattı. Sistemin maliyeti ise, projeyeni uygulandığında hane başına 60 dolarken 30 dolara indi; beş yıliçinde bu rakamın daha da azalıp 10 doların altına düşmesi bekleniyor.

Peki LED bizim elektrik faturalarımızın tutarını da azaltabilecek mi?Dave'e bu soru sorulduğunda Calgary (Kanada) Üniversitesi' ndekilaboratuarında bu yöntemle bir haneyi aydınlattığını belirterekşunları söylüyor:"Bir binanın stratejik noktalarına 1'er watt'lık LED'ler yerleştirilmesi halinde, elektrik tüketimi yüzde 95 oranında azaltılarak halihazırdakiaydın latma gücüne eşdeğer bir aydınlanma sağlanabiliyor.

" Bundan daha güzel bir cevap olabilir mi?

22 Kasım 2008 Cumartesi

masal hazinesi



Kızım artık 2. sınıf öğrencisi oldu.Anne ve babasına çekmiş.Her hafta bize bir kitap aldırıyor.Kitapçılara gitmek onun için büyük bir keyif.Bu gezilerden birinde Timaş yayınlarının Masal Hazinesi serisiyle karşılaştık.Şimdi her hafta 1 kitabı bitirip diğerini alma kaygısında.Kitapların ciltli kapaklarında simli kabartmaların olması bu ilgisini biraz daha pekiştiriyor.sınıfındaki diğer arkadaşları da bu kitaplara bayılıyor.Her kitabın değişik bir etkinliği ve beceri kazandırma gibi bir niteliği var.Denemenizi taviye ederim...Linkine tıklayıp her kitap hakkında bilgi alabilirsiniz.




19 Kasım 2008 Çarşamba

eski gunler

Çocukluğumun kasabasının fotoğrafları beni eski günlere götürdü.Yazları annemler tatile gittiği zaman anneannemin yanına ,kaledibindeki o şirin beyaz eve gelirdik.10-12 kuzen bir eve doluşur , etrafta kendimizi oyalayacak bir sürü şey bulurduk.Evin sol tarafındaki kayalardan denize atlar ,etrafta ve evde türlü haylazlıklar yapardık.Evle yamaç arasında kalan bölümde dolaşırken ısırgan otlarının arasına düşüşüm,yalan yanlış yüzerken boğulma tehlikeleri atlatışım.,anneannemin beni kaynar sularla yıkaması, o zaman beynimden geçen bütün hayali kahramanlar.... hepsini,hepsini hatırladım birden.Hele facebook tan birinin beni hatırlayıp o günlerde yaptığım haylazlıkları anlatması nasıl hoşuma gitti anlatamam.
5-6-7 yaşlarımı hatırlayabilmek bana iyi geldi.....Ya da yaşlanıp bunuyorum.Bunamada yakın geçmiş değil de çok eskiler hatırlanırmış derler ya....:))))
Bütün arkadaşlarımın bloglarını gezmekteyim lakin yorum bırakmakta biraz zaman sıkıntısı yaşıyorum.Beni affedin bir süre sevgiler...

15 Kasım 2008 Cumartesi

ıssız adam

Sen şimdi kara uzanmışsın.Uyku tatlı geliyor sana ama farkında değilsin,ölüyorsun.....

Bu filmi kesinlikle İstiklal caddesindeki bir sinemada seyretmelisiniz.Mümkünse kız arkadaşlarınızla...Film çıkışında Beyoğlu'nun o güzel sokaklarında yürümeli,susmalı,düşünmeli ve güzel bir şarap içeceğiniz sıcak bir mekana atmalısınız kendinizi...
Çağan Irmak 17-18 yaşlarımdan beri baktığım binaları,sokakları kilometrelerce öteye bana getirmiş sanki....Hep baktığım yerlere benim gibi bakmış,hisettiğim birkaç anı getirip önüme koymuş sanki...Eski bir aşkı gördüğümüzde o sevgi dolu bakışlar hele böyle karşılıklı olunca yitirilmişlik insanın içini nasıl da acıtır.İnşallah sizde benim gibi aşkı kaybetmeyenlerden olmuşsunuzdur......Belki de bu yüzden filmden ağlayarak çıkmadım.
Filmin konusundan falan bahsetmek istemiyorum.Gidip izleyin derim........

14 Kasım 2008 Cuma

deprem,soğuk ve kızım..........

Evlerin davetsiz misafiri depremle yeniden karşılaştım.18 Ağustos depreminde bekar ailesiyle yaşayan biriydim.Korkuyu tamamen bireysel yaşadım.Bu sefer heşey farklıydı evde yalnız başımaydım.İstanbul'da yaşadığım depremden daha şiddetli hissedildi.Evde herşey yerinden oynayacak gibi gıcırdadı ve sallandı.&.katta oturduğum için inanılmaz bir yaylanma hissettim.Korkularım bitmeyecek sandığım bu dakikalarda yalnız ölme duygusuyla başladı.Kızımın okuldan dönüş ylunda olduğunu biliyordum.Eğer benim yaşadığım korkuyu yaşıyorsa onun yanında olmamak duygusu ve bu çaresizlik beni çok ama çok üzdü.Telefonlar her zamnanki gibi kitlenmişti ve kimseden haber alamıyordum.Hemen kendimi dışarı attım.İlk gördüğüm gökyüzündeki kocaman dolunaydı.Yüzeyi öyle net seçiliyordu ki....Bunun depremle ilişkisini bilemiyorum ama önceki depremde de yıldızları bu kadar yakın ve parlak görmüştüm.
Kızım servis aracında olduğu için depremi hissetmemiş.Bu beni çok sevindirdi.Yüzümdeki endişeyi ondan gizlemeye çalışsam da pek başarılı olamadı haliyle.Ona sarılmak iyi geldi ....
Eşim hemen yanımıza geldi bir süre daha dışarda bekleyip olumlu haberleri alınca dışarının soğuğununda göz önüne aldık veevimize geri döndük.
Kış soğuk yüzünü göstermeye başladı.Şehrimizde - derecelere varan soğuklar üşütüyor artık.
Biz sıcak evimizde otururken dışarıda kim bilir kaç çocuk üşüyor.Bu zamlar milletin belini bükecek bu kış...Bütün annelere sabır diliyorum.
sevgiler....

11 Kasım 2008 Salı

dağıldım.....

Bu aralar dağıldım.Kendimi hayatın neresine koyacağımı bilemez durumdayım. Yapmam gereken,ertelediğim herşeyi hala yapamadığımın farkındayım.Vızır vızır geçiyor saatler ve ben darmadağınım hala.Bir ucundan tutsam düzelecek gibi ama tutmayı da istemiyorum.Geçen her saatle birlikte özgür bırakıyorum kendimi ve bu beni mutlu ediyor. Boşlukta havada asılı kalmışım gibi akışa bıraktım kendimi.....İyi geldi aslında....
Arada bir sorumlulukları bir kenara bırakıp çemberin dışında var olmak iyi geliyor.Biraz aile ve ev dağılıyor ama olsun...Bu hakkımı kullanıyorum...