30 Kasım 2007 Cuma

Soğuk bir güne uyandım.....

Soğuk bir güne uyandım bugün.Kayseri soğuk yüzünü gösteriyor bana.Her taraf buz tutmuş ne kadar kendimi iyi hissettirmeye çalışsamda başaramıyorum.Bir kaç haber dinleyeyim diye televizyonu açtım daha da kötü oldum.Isparta uçaı düşmüş ve kurtulan olmamış.Sürekli seyahat halinde olduğum için beni çok etkiledi bu haber.Oldum olası sevmem zaten uçakları.İnsanoğluyuz ama! Birkaç gün sonra bu haberleri unutup gene de biniyoruz, küçük şirketlerin kötü kötü uçaklarına....Bir seferinde Onur air'in bir uçağında iniş sırasında kulak zarlarım patlayacaktı...Ona bile razı oluyor insan sağlıklı bir şekilde inmek için yere....Uçakta yakınları bulunanlara allahtan sabır diliyorum...

Hayat her daim devam ediyor.Fotoğrafladığım bu çalışma yazdan beri yayınlanmayı bekliyor aslında.Fotoğraflarını güzel çekemediğim için yayınlamakta kararsızdım lakin uzaktaki arkadaşlarımla paylaşmak adına bugün resimleri bloğa yükledim.Benim sabır taşlarım onlar.Bütün yaz , kısa bir sürede bitebilecekken elimde süründü.İç sıkıntımın bir sembolü oldu benim için.Sabretmeyi hatırlatacak bana her zaman...

Kızım şimdi sağlıklı....Mutluluğum hayatın günlük sıkıntılarına yenik düşmüyor,her daim gülümsüyorum.Mutluyum çünki insan bu tip sıkıntılardan geçerken çevresindeki insanları daha iyi tanıyabiliyor.Şimdiye kadar kurduğum arkadaşlıkların ne kadar doğru olduğunu,ailenin ne kadar önemli olduğunu,ciddi bir sağlık problemi olmadığı sürece küçük mutsuzlukların ne kadar önemsiz olduğunu anladım.Daha da büyüdüm,daha da sarıldım arkadaşlarıma ve aileme....Şimdi sadece bu taşlarda kaldı geçirdiğim o günler.O da beni oluşturduğu için her gün bakabileceğim bir yerde asılı kalıp hatırlatacak bana mutlu olmam gerektiğini....

Bloğumla ilgilenemediğimin farkındayım.Bana yorum gönderen arkadaşlara bile cevap yazamadım.Yoğun geçiyor günler.Bir bilgisayarım ,bir modemim bozuldu derken benim de blog modum düştü.Bundan sonra inşallah bir sorun çıkmaz ve günlük yazılarıma devam edebilirim...



Bu çalışmada deniz taşları,pasta rölyef ve akrelik boya kullandım.Taşları ahşap tutkalıyla yapıştırıp aralarını derz dolguyla doldurdum.Geriye akrelik boyayla boyamak kaldı.Çalışmayı sunta üzerine yaptım.Böylece taşların yapışması daha kolay ve sağlam oldu.
Hepinize iyi haftasonları diliyorum...

21 Kasım 2007 Çarşamba

YAŞ 35

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; ,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu. ,
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı

13 Kasım 2007 Salı

sakin bir gün ve ayva marmeladı....



Kışın evde oturup miskinlik yapmaya bayılırım.Aylardan beri ilk defa bugün fırsat bulup evde sadece kendime ait vakit geçirdim.
Sabah kızımı okula gönderdikten sonra 12 ye kadar süren deliksiz bir uyku...ardından gazetem ve kahvem eşliğinde bir kahvaltı.Sadece cd den gelen hoş bir müzik eşlik etti bana...

Uzun zamandır bitirmeye çalıştığım kitabımı tamamlamanın verdiği mutluluğu yaşarken bir de baktım saat 16.00 a yaklaşıyor.Kızımın gelmesine 5 dakika kalmış.Keyif saatlerimin çoğunu uykuda harcamışım.Çok uyumanın verdiği enerjiyi üzerimde hissettim bir an.Kendimi anne hissettirecek bir şey yapmaya karar verdim.

Bilgisayarı açtım ve tarif aramaya başladım.Bir blogda ayva marmelatı tarifi gördüm ve hemen yapmaya başladım.Kolay bir tarifti ve bütün malzemeler elimde vardı.Ben de çok severim ayva marmelatını...

Malzemeler

5 adet ayva

1 adet elma

16 yemek kaşığı şeker

1 çay bardağı su

bir tane tarçın(çubuk tarçın)

azu edilirse 2 tane karanfil(ben tadını sevmediğim için karanfil kullanmadım.)

Yapılışı

Ayvalar ve elma rendelenir.Tencereye konulur.Ayva çekirdeleri ise renk vermesi için ayıklanarak konulur.Miktarı siz belirleyin.Ben 2 ayvanın çekirdeklerini koydum.Üzerine şeker ve çubuk tarçın konulur.Son olarak suyu ilave edelim ve yaklaşık 1.5 saat kısık ateşte kaynatalım.Suyu azaldıkça yarım çay bardağı daha kaynar su ilavesiyle altının yapışmasını önleyelim.


Evi saran o müthiş kokuyu size anlatamam...Marmelat kokusu bana küçüklük günlerimi anımsattı.Annemin yaptığı marmelatlara benzemese de kokusuyla beni mutlu etmesi herşeye değdi...

8 Kasım 2007 Perşembe

Yaş 35 e yaklaşınca sorgulamalarımı artırdım hayata dair.Bir nehir misali akıp gidiyor hayat ve ben onu durduramaz hale geldim.Şimdiye kadar hayatımla ilgili birçok seçimim oldu.Herbiri gerçek dönemeçlerdi benim için...Hiçbirinden vazgeçemezmişim gibi üzerime yapıştırdım.Hep korkuyorum bu düşüncelerimden...Beni mutsuzluğa sevkediyor sebepsizceymiş gibi.Özlemlerimi daha ne kadar bir kenara atarım bilemiyorum.Akan nehirde giderken karşımıza çıkan büyük taşlar sadece bir anlık duraksamalar yaratıyor.Geriye dönmek mümkün olmadığına göre akıntıya boyun eğmeden hayatı özümseyerek ağır aksak ilerlemeli nehirde...Bir gün denize ulaşacağımızı hayal etmeyi bırakmadan tabii ki....

6 Kasım 2007 Salı

...........

Sonunda Kasım ayı geldi.Kasım'ın soğuk yüzü beni her zaman mutlu etmiştir.Yağmurlu karanlık havalar,kendimle başbaşa kalacak ortamı hazırlar bana...
Geçtiğimiz 2 ay benim için çok hızlıydı.Kaldıramayacağı yükler gibi geldi omzuma.Kafamı toparlama fırsatını daha yeni buluyorum.Sanki bütün yük benim üzerimdeymiş gibi geliyor.Eve döndükten sonra okul koşuşturmaları,biraz olsun unutturmuş bana yaşadıklarımı...Şimdi şimdi bazen sahneler aklıma geliyor ve gözlerimin dolmasına engel olamıyorum.Bugün kızımın doğum günü....
Allah onu bana bir hediye olarak gönderdi ve her gün bu hediye için ona şükrediyorum.Bir çocuğun kaldıramayacağını düşündüğüm şeyleri kolaylıkla atlatmayı başardı.Onun o güçlü hali beni daha da şevklendiriyor.Ona sarıldığım her dakikanın kıymetini biliyorum artık....
Biricik kızım sana mutlu yıllar diliyorum...