30 Aralık 2008 Salı




yeni yılda herkese mutluluk ve sağlık diliyorum.
Eşinizle dostunuzla bol bol eğlenin yarın....
Ağacıma da sevgilerinizi bırakmayı unutmayın....

8 Aralık 2008 Pazartesi

kurban bayramı

Kurban bayramınızın mutlu,sağlıklı ve ailenizle beraber sevgi dolu geçmesini dilerim.....

30 Kasım 2008 Pazar

9-8-7....................

Sevda arkadaşımın mailinden...Bugün sevdiğim bir komşumun ölüm haberi üzerine daha anlamlı geldiği için yayınlıyorum....

29 Kasım 2008 Cumartesi

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri:)))‏

Haftasonu eğlencesi.........

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri‏

Belirti: Ayağınız ıslak ve soğuk.
Sebep: Kadeh yanlış açıyla tutuluyor.
Çözüm: Kadehin ağzını yukarıya gelinceye kadar çevirin.
------------ --------- ---------
Belirti: Önünüzdeki duvarda avizeler var.
Sebep: Zeminde yatıyorsunuz.
Çözüm: Vucudunuzu zemine 90° aci yapacak sekilde konumlandirin.
------------ --------- --------- --------- ----
Belirti: Zemin bulanık gorunuyor.
Sebep: Bos bir kadehe bakıyorsunuz.
Çözüm: Hemen kadehi sevdiginiz bir icecekle doldurun.
------------ --------- --------- --------- -
Belirti: Zemin hareket ediyor.
Sebep: Sürükleniyorsunuz.
Çözüm: En azından sizi nereye götürdüklerini sorun.
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Ne zaman birisi konussa kulağınız yankı yapıyor.
Sebep: Kulağınızı kadehe sokmuşsunuz.
Çözüm: Kendinizi maskara etmeyi bırakın!
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Oda sallanıyor, herkes beyaz giyinmis ve muzik sanki tekrar edip duruyor.
Sebep: Ambulanstasınız.
Çözüm: Hareket etmeyin. Uzmanlar gereğini yapar.
------------ --------- --------- ----
Belirti: Babanız ve kardeşleriniz yabancı gibi bakıyor.
Sebep: Yanlış evdesiniz.
Çözüm: Evinizin yolunu sorun.
Şerefe :))

27 Kasım 2008 Perşembe

elektrik sarfiyatı vebu konudaki araştırmalar....



Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının tavana vurduğu şu zamanlarda biliyorum ki hepimiz bu konuda daha dikkatli davranıyoruz.

Ben de sizler için bir kaç bilgi topladım...Hepimiz için faydalı olacağına inanıyorum....



Tüm elektrikli aletlerinizi kapattıktan sonra elektrik sayacınızı kontrol edin. Sürpriz bir şekilde hala döndüğünü göreceksiniz. !Örneğin bilgisayarlar işlem yaparken 140 Watt, işlem yapmazken 27Watt, kapatırsanız bile 5 Watt Elektrik tüketiyor.

Kapanmayan elektrikli ev aletlerinin "Gizli Tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Yani, sadece AvrupaKıtası'ndaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altı nükleersantralı çalıştırabilecek kapasitede.!

· Kahve Makinenizin Ortalama Tüketimi = 800 W

· Kahve Makineniz Kapalı Olduğundaki Tüketimi = 1.5 W

· Ve de Kahve Makinenizin Fişini Çektiğinizde Ulaştığınız Sonuç = 0 W


Bazı elektrikli ev aletleri kapatılsalar bile elektrik tüketimini sürdürüyorlar. Bu da hem gereksiz bir enerji tüketimine hem detüketicilerin elektrik faturalarının kabarmasına neden oluyor.


Bilgisayar örneğini ele alalım. Bilgisayar çalışırken gücü yaklaşık140 Watt' yükseliyor. Bilgisayarda tüm işlemler durdurulduğunda da sayaç dönmeyedevam ediyor. Bilgisayarın hemen çalışabilmesi için sürekli "stand by"olması gerektiği göz önüne alındığında, bu da mantıklı gözüküyor.

Ancak bilgisayarda hiç bir işlem yapılmadığı "yarı uyanık" zamanda da 27 watt gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir miktarda elektriktüketilmesi oldukça şaşırtıcı. Bundan daha da kötüsü "off" düğmesine basıldığında bile PC'nin gücünün sıfırlanmayıp 5 watt civarında bir elektrik tüketmesi!

Sonuç olarak, bilgisayarın hiç elektrik tüketmediğinden emin olmakiçin tek bir çözüm var, o da prizin fişten çekilmesi...

Nöbet Tutan Aletler

Bu rakamlar çok küçük olsa da önemsememem hata olur. Nitekim,Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (AIE) Benoit Lebot"ya göre, tam olarakkapanmayan elektrikli ev aletlerinin "gizli tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Başka bir deyişle, sadeceAvrupa kıtasındaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altınükleer santrali çalıştırabilecek kapasitede.

Bu durumu anlayabilmek için "nöbet tutan" aletlerin ortaya çıktığıotuz yıl geriye dönmek gerekiyor. O zamana kadar televizyon ya da fırın kapatıldığında her tür enerji tüketiminin durdurulduğundan emin olunabiliyordu. Ancak çok daha sofistike audio ve video cihazların piyasaya sürülmesi durumu değiştirildi.

Hi-if, radyo-çalar saatler, müzik seti vetelevizyon gibi aygıtlar saat, uzaktan kumanda ve "bellek" tuşuyladonanıp FM istasyonları ya da diğer programların kaydedilmesine olanaksağladılar. Bu özellikler tüketici açısından büyük bir kullanım kolaylığı sunmakla beraber, elektrik tüketimini fazlasıyla artırdı.

Uzmanlar günümüzde, kapatıldıktan sonra bile gizli tüketimi sürdüren evaletlerinin sayısının önemli oranda artmasının, durumu daha da ciddi hale getirdiğini belirtiyorlar.


Öte yandan, "yararlı israf"ı da "gereksiz israf"tan ayırmak gerekiyor.Faks, telsiz telefon gibi çalışmak için elektrik sinyaline gerek duyanaygıtlar birinci kategoriye giriyor. Bu durumda, bu makinelerinçalışması için gereken gizli tüketim meşru bir hal alıyor. Uzmanlar zaten faks, telefon gibi aygıtların tükettiği elektrikmiktarının diğer aygıtlarınkine kıyasla çok düşük olduğunu ifade ediyorlar.

Nedeni: Röle Uzmanlar elektrikli ev aygıtlarının kapatılmalarına rağmen gizli elektrik tüketimini sürdürebilmelerini, bu aletlerin içinde birtransformatör bulunmasına bağlıyor. Elektronik devreler elektrik akımının (220 V) sağladığından çok dahadüşük bir gerilimle (Yaklaşık 5 volt) çalışırlar; işte bu noktada transformatör röle rolünü üstlenir. "Çalıştırma/durdurma" anahtarı da genellikle transformatörü narkasında yer alır ve aygıt kapatıldığında bile transformatör halagerilim altındadır. Bunun sonucunda elektrik sayacı dönmeyi sürdürür. Bu aygıtları üretenleri, ürünlerinin düzenleniş biçimini değiştirmeye zorlayacak herhangi bir kural bulunmadığından, bu tür bir değişiklik çok az bir harcama gerektirmesine rağmen hiçbir üretici gerekli önlemi almamaktadır.


Bu konuda geniş bir araştırma yayımlayan Fransız Science et Vie dergisine göre, Ocak 2000'de Fransa'da 178 hanedeki 1270 aygıtın gizlielektrik tüketimi incelendi. Video İlk Sırada Bunlar arasında birinci sıraya oturan video aygıtıydı; nöbetteyken 1-30 watt arası, oldukça önemli sayılabilecek miktarda enerji tüketen videolar hemen hemen bütün gün "stand by" olduğundan Fransa'da "gizlitüketim" in yüzde 32'sinden sorumlu tutuluyor.


Video dışında televizyon (1-22 watt), uydu anten receiver (5-17 W) yada kablolu TV (3-23 W), Hi-if (1-24a W) v.b.'nin de oldukça yüksekoranda enerji tükettiği ortaya çıktı. Ayrıca bilgisayarın da 1-27 W arası gizli elektrik tüketimiyle masumolmadığı belirlendi. Kahve makinesi, diafon gibi aygıtlarıntüketiminin ise 5 W'ın altında kaldığı gözlendi.

Önlemler Emeklemede Bu enerji israfına karşı tüketicilerin elektrikli aygıtlarını fişten çekerek önlem almaları için kampanyalar düzenlense de, sanayi kesiminibu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya zorlayacak bir yasa henüzortalıkta gözükmüyor.

Avrupa Birliği'nde, Brüksel'de endüstrinin bazı sektörleriylegönüllülük temeline dayanan anlaşmalar imzalanmış olsa DA,üreticilerin çoğunda bu konuda bir "isteksizlik" gözleniyor. Önlemolarak şimdilik yalnızca, etiketleme sistemi gündemde.

ABD'd e "Energy Star" etiketine karşı Avrupa'da da sekiz yıl önce,aygıtın enerji kapasitesini A'dan G'ye sıralanan yedi kategorideinceleyen "Etiket Enerji" uygulaması gündeme getirildi. Uzmanlar buyöntemin kesin bir çözüm sunmamakla birlikte pazara yüzeysel de olsabir çeki düzen vermesi açısından bir ilk adım olarak görüyorlar.

Küçük Watt'lardan Büyük Enerjiler... 5 watt'la ne yapılabilir? Elektriği olmayan beş hane aydınlatılabilirmi? Evdeki en küçük ampulün bile en az 10, 20 watt olduğu göz önüne alındığında bu sorunun yanıtı 'imkansız' olacaktır...

Oysa Kanadalı bir mühendis 0.1 Watt'lık tek bir beyaz elektrolüminesant diyodun(LED) bir çocuğun okuması için yeterli olduğunu kanıtladı! Nitekim Dave Irvine-Halliday adlı mühendis ve kendi kurduğu "Light upthe world" sivil toplum örgütü, şimdiye kadar dünyada 1 milyondanfazla haneyi bu yöntemle aydınlattı; Bolivya, Guatemala, DominikCumhuriyeti ve Nepal'de 60'ı aşkın hanenin yer aldığı bir köy 100Watt'lık tek bir ampulün tüketimine eşdeğer enerjiyle aydınlanıyor.

Halliday'in yönteminin başarısı, LED'lerin uzun ömrü (Kırk yıl) veolağanüstü randımanından kaynaklanıyor. Bu yarı iletkenler (LED)elektronları ışıklı fotonlara dönüştürülüp yüzde 95 oranında birenerji sağlıyorlar; oysa normal bir ampulde enerjinin büyük bir bölümüısıya dönüştüğünden, kapasitesinin ancak yüzde 10'u işlev kazanıyor.

Kanadalı mühendis bu elektrolüminesant diyotları besleyebilmek için enücra köylere kadar her binayı pedallı jeneratör ya da güneş enerjisipanoları ve bir akümülatörle donattı. Sistemin maliyeti ise, projeyeni uygulandığında hane başına 60 dolarken 30 dolara indi; beş yıliçinde bu rakamın daha da azalıp 10 doların altına düşmesi bekleniyor.

Peki LED bizim elektrik faturalarımızın tutarını da azaltabilecek mi?Dave'e bu soru sorulduğunda Calgary (Kanada) Üniversitesi' ndekilaboratuarında bu yöntemle bir haneyi aydınlattığını belirterekşunları söylüyor:"Bir binanın stratejik noktalarına 1'er watt'lık LED'ler yerleştirilmesi halinde, elektrik tüketimi yüzde 95 oranında azaltılarak halihazırdakiaydın latma gücüne eşdeğer bir aydınlanma sağlanabiliyor.

" Bundan daha güzel bir cevap olabilir mi?

22 Kasım 2008 Cumartesi

masal hazinesi



Kızım artık 2. sınıf öğrencisi oldu.Anne ve babasına çekmiş.Her hafta bize bir kitap aldırıyor.Kitapçılara gitmek onun için büyük bir keyif.Bu gezilerden birinde Timaş yayınlarının Masal Hazinesi serisiyle karşılaştık.Şimdi her hafta 1 kitabı bitirip diğerini alma kaygısında.Kitapların ciltli kapaklarında simli kabartmaların olması bu ilgisini biraz daha pekiştiriyor.sınıfındaki diğer arkadaşları da bu kitaplara bayılıyor.Her kitabın değişik bir etkinliği ve beceri kazandırma gibi bir niteliği var.Denemenizi taviye ederim...Linkine tıklayıp her kitap hakkında bilgi alabilirsiniz.




19 Kasım 2008 Çarşamba

eski gunler

Çocukluğumun kasabasının fotoğrafları beni eski günlere götürdü.Yazları annemler tatile gittiği zaman anneannemin yanına ,kaledibindeki o şirin beyaz eve gelirdik.10-12 kuzen bir eve doluşur , etrafta kendimizi oyalayacak bir sürü şey bulurduk.Evin sol tarafındaki kayalardan denize atlar ,etrafta ve evde türlü haylazlıklar yapardık.Evle yamaç arasında kalan bölümde dolaşırken ısırgan otlarının arasına düşüşüm,yalan yanlış yüzerken boğulma tehlikeleri atlatışım.,anneannemin beni kaynar sularla yıkaması, o zaman beynimden geçen bütün hayali kahramanlar.... hepsini,hepsini hatırladım birden.Hele facebook tan birinin beni hatırlayıp o günlerde yaptığım haylazlıkları anlatması nasıl hoşuma gitti anlatamam.
5-6-7 yaşlarımı hatırlayabilmek bana iyi geldi.....Ya da yaşlanıp bunuyorum.Bunamada yakın geçmiş değil de çok eskiler hatırlanırmış derler ya....:))))
Bütün arkadaşlarımın bloglarını gezmekteyim lakin yorum bırakmakta biraz zaman sıkıntısı yaşıyorum.Beni affedin bir süre sevgiler...

15 Kasım 2008 Cumartesi

ıssız adam

Sen şimdi kara uzanmışsın.Uyku tatlı geliyor sana ama farkında değilsin,ölüyorsun.....

Bu filmi kesinlikle İstiklal caddesindeki bir sinemada seyretmelisiniz.Mümkünse kız arkadaşlarınızla...Film çıkışında Beyoğlu'nun o güzel sokaklarında yürümeli,susmalı,düşünmeli ve güzel bir şarap içeceğiniz sıcak bir mekana atmalısınız kendinizi...
Çağan Irmak 17-18 yaşlarımdan beri baktığım binaları,sokakları kilometrelerce öteye bana getirmiş sanki....Hep baktığım yerlere benim gibi bakmış,hisettiğim birkaç anı getirip önüme koymuş sanki...Eski bir aşkı gördüğümüzde o sevgi dolu bakışlar hele böyle karşılıklı olunca yitirilmişlik insanın içini nasıl da acıtır.İnşallah sizde benim gibi aşkı kaybetmeyenlerden olmuşsunuzdur......Belki de bu yüzden filmden ağlayarak çıkmadım.
Filmin konusundan falan bahsetmek istemiyorum.Gidip izleyin derim........

14 Kasım 2008 Cuma

deprem,soğuk ve kızım..........

Evlerin davetsiz misafiri depremle yeniden karşılaştım.18 Ağustos depreminde bekar ailesiyle yaşayan biriydim.Korkuyu tamamen bireysel yaşadım.Bu sefer heşey farklıydı evde yalnız başımaydım.İstanbul'da yaşadığım depremden daha şiddetli hissedildi.Evde herşey yerinden oynayacak gibi gıcırdadı ve sallandı.&.katta oturduğum için inanılmaz bir yaylanma hissettim.Korkularım bitmeyecek sandığım bu dakikalarda yalnız ölme duygusuyla başladı.Kızımın okuldan dönüş ylunda olduğunu biliyordum.Eğer benim yaşadığım korkuyu yaşıyorsa onun yanında olmamak duygusu ve bu çaresizlik beni çok ama çok üzdü.Telefonlar her zamnanki gibi kitlenmişti ve kimseden haber alamıyordum.Hemen kendimi dışarı attım.İlk gördüğüm gökyüzündeki kocaman dolunaydı.Yüzeyi öyle net seçiliyordu ki....Bunun depremle ilişkisini bilemiyorum ama önceki depremde de yıldızları bu kadar yakın ve parlak görmüştüm.
Kızım servis aracında olduğu için depremi hissetmemiş.Bu beni çok sevindirdi.Yüzümdeki endişeyi ondan gizlemeye çalışsam da pek başarılı olamadı haliyle.Ona sarılmak iyi geldi ....
Eşim hemen yanımıza geldi bir süre daha dışarda bekleyip olumlu haberleri alınca dışarının soğuğununda göz önüne aldık veevimize geri döndük.
Kış soğuk yüzünü göstermeye başladı.Şehrimizde - derecelere varan soğuklar üşütüyor artık.
Biz sıcak evimizde otururken dışarıda kim bilir kaç çocuk üşüyor.Bu zamlar milletin belini bükecek bu kış...Bütün annelere sabır diliyorum.
sevgiler....

11 Kasım 2008 Salı

dağıldım.....

Bu aralar dağıldım.Kendimi hayatın neresine koyacağımı bilemez durumdayım. Yapmam gereken,ertelediğim herşeyi hala yapamadığımın farkındayım.Vızır vızır geçiyor saatler ve ben darmadağınım hala.Bir ucundan tutsam düzelecek gibi ama tutmayı da istemiyorum.Geçen her saatle birlikte özgür bırakıyorum kendimi ve bu beni mutlu ediyor. Boşlukta havada asılı kalmışım gibi akışa bıraktım kendimi.....İyi geldi aslında....
Arada bir sorumlulukları bir kenara bırakıp çemberin dışında var olmak iyi geliyor.Biraz aile ve ev dağılıyor ama olsun...Bu hakkımı kullanıyorum...

29 Ekim 2008 Çarşamba

cumhuriyet bayramı

Cumhuriyetimizin 85.yılı herkese kutlu olsun.Anne ve baba olaak en önemli görevimiz Cumhuriyeti koruyup kollayacak, Atatürk 'ü ve onun ilkelerini anlayan ve uygulayan çocuklar yetiştirmek olacaktır....

28 Ekim 2008 Salı

Bloğumun sebep gösterilmeden kapatılmasına gerçekten çok sinirlendim.Özgür düşüncelerimizi ifade etmemizin engellenmesi inanılır gibi değil.Bu kararı destekleyen ve yürürlüğe koyan tüm kişi ve kuruluşları şiddetle kınıyorum....

9 Ekim 2008 Perşembe

sonbahar ve ben


Dışarda karanlık bir hava var.Yağmur yağmaya başladı.Hırkalarımı dolabın ön taraflarına,daha gözümün önündeki yerlere yerleştirdim.Geçen sene indirimlerden aldığım patik evayakkabılarımı aradım buldum.Ev eşofmanlarımı geçirdim üstüme....Evet kışa hazırız artık.Akşamları kalorifer yanınca ,hele dışarda üşüyüp gelmişsem evimin sıcağı ne iyi geliyor bana anlatamam.Kasım ayında doğduğumdan, karanlık havaları oldum olası sevmişimdir.Acı ,tatlı en güzel anlarım çoğunlukla kışın başıma gelmiştir.
Mutfak penceremin önündeki menekşemde hala çiçekler var.Biri pembe diğeri mor.Kar yağana kadar çiçeklerini açmaya devam edecek.Sonbaharını kaçırdığım şehrimi ve insanlarını özlemelerim sürüp gidecek böyle....

7 Ekim 2008 Salı

eve döndük........

Senede bir defa telefonlarımızı kapatıp bir hafta ailecek tatile çıkarız.Bu bayram atladık arabaya indik deniz kenarına....
Dinlenme,birbirimizi dinleme,eğlence hepsini yaşadık evimize döndük.Seyahat halinde olmayı seviyorum galiba.Seyahatlarin sevmediğim tek kısmı eve dönüş kısmı.Bavulların açılması dağılan etrafın toplanması bei geriyor her zaman.Tatil klasiğimiz olarak gene hastalandık ve ilaç kutularımız dolaba yerleştirdik.
Şimdi yatağıma uzanmış, hasta olsamda huzurlu bir gülümsemeyle yeni bir döneme başlıyorum.Blog için fotoğraflarımı en kısa zamanda yükleyeceğim.
Sonbaharın tadını çıkaralım artık değil mi....
Hepinize iyi haftalar.

26 Eylül 2008 Cuma

Tatil başlıyor.....

Günler ne çabuk geçiyor.Ramazan ve okulların açılması birlikte olunca neye uğradığımızı şaırdık.Kızımı bu yeni düzene alıştırmak,Bir yaz boyu ilgilenmediğim evimi tparlamak bayağı zamanımı aldı.Bir baktım 9 günlük bayram tatili geldi çattı bile.
Bu akşam Kadir gecesi ,tüm arkadaşlarımın ve büyüklerimin kandili mübarek olsun.Dualarım hep sağlık ve huzur üzerine....
Hepinize şeke tadında bir bayram diliyorum.

15 Eylül 2008 Pazartesi

Yeni bir dönem.......

Okullar açıldı.Kızım bu sene 2.sınıfa başladığı için okulla ilgi bir kaygım yok.Kızım da aynı şekilde okula gidiyor olmaktan şimdilik memnun.Onun için en önemli şey stickerler şu ara.Sınıfımız kızları arasında çok yaygın olan sticker değiştirme ,birbirine gösterme modası geçen seneden beri hala revaçta.Hepsi grubunun stickerlerına sahip olmak dışında önemsediği birşey yok kızımın.
Pzartesi kızımın okula başlamasından sonra rahat edeceğimi düşünmem çok yanlıştı tabii ki.Bir yaz boyu evi boş bırakmamın sonucu olan darmadağınıklığı ve pisliği toparlamam 1 haftamı aldı.a geçti.Ramazan dolayısıyla bir de üstüne yemek yapmak eklenince cuma günü vücudum iflas bayrağını çekti.Kendimi yorgun ve bitkin hissediyorum şu an.
Sabah 7.30 da kalkmaya alıştım.Melis 7.40 da kalkıyor .Üst baş giyinme, kahvaltı derken 8.15 de servisi gelene kadarki nazlanmaları beni öldürüyor.Ev düzene girdiği için bu haftadan itibaren kendime ve arkadaşlarıma vakit ayırmaya başlayabilirim.Ertelediğim bir sürü şey var.Hepsi için Eylül ayını öngörmüştüm ki bu ayın da ortalarına geldik.Şimdi herkes bayram tatilinde ne yapıyorsunuz diye soruyor.Yeni yerleşmişken o kısmını hiç düşünmedim daha.Lakin düşünmem de gerekiyor.Bayram zamanı zaten pek sevemediğim şehrimiz daha da çekilmez oluyor.
Herhalde son dakika birşeyler ayarayıp 3-4 gün biryerlere gideriz.Hayatımı planlamadan yaşamaya çalışacağım bu sene.....
Bloğa ve blog arkadaşlarıma hayırlı ramazanlar ve okullu annelere iyi bir dönem diliyorum.


Görsel DNA sını merak edenler için bir test linki .Bir deneyin...
http://www.visulog.com/

3 Eylül 2008 Çarşamba

okul alışverişleri

Herkese selam....
Koskoca tatili bitirdik....
Sadece 5 gün sonra okullar açılacak.Biz anneler de bu aşamada koşuşturmalara başladık.Dün kızımla okul ayakkabısı almak için çarşıya çıktık.Benim gibi bu iş için geç kalmış yüzlerce anne çarşıdaydı.Ama ne mümkün başarılı olmak.Beğendiğimiz ayakkabıların numarasını bulabilmek deveye hendek atlatmaktan daha zordu.Bir süre sonra mağazalarda anne kaynaşmaları bile yaşadık.Okul alışverişinin ayakkabı kısmını tamamlamam 4 saatimi aldı haliyle.Geriye forma ve eşofman almak kaldı ki onu da cuma günü halledebileceğim.Melis in tatil ödevlerinin son kısımları içinse anneme güveniyorum.Bunlar tatlı telaşlar....

7 Ağustos 2008 Perşembe

ara uzun sürdü...

Herkese selam...
Yazma uyuşukluğum devam ediyor.Deniz mevsimini bu yaz yoğun yaşadım.Zorunlu denizsiz geçirdiğim bir kıştan sonra okulların kapanmasıyla birlikte kendimi deniz olan şehirlere attım.Melis artık balık gibi yüzüyor.Bir internet cafe nin düşük wireless hattını kiraladım ve bu şekilde birkaç cümle yazabiliyorum.Melis 4.kez laptoun adaptörünü bozduğu için son kalan pil süremi kullanıyorum.Şehre dönene kadar bununla idare edeceğim.Bir sürü kitap okudum bu yaz.Bir sürü anı birikti anlatacak....Fotoğraflarla birlikte anlatacağım hepsini sizlere...
Blog arkadaşlarımı da ziyaret edemedim.Kimbilir onlarda da okuyacak ne çok şey birikmiştir.Pazartesinden sonra evime döneceğim ve kesintisiz hattıma kavuşacağım.40 milyona yeni bir adaptör aldıktan sonra tabii:)))
Kızım ve ben keyifli yazımızın deniz kum güneş bölümünü bitiriyoruz.Okullar da erken açılacak diyorlar.Kesin bilgisi olan bana yazsın...Daha bitmeyen tatil ödevlerimiz var.
Şimdilik hoşçakalın....

1 Temmuz 2008 Salı

kısa bir ara

Bilgisayarım bozulduğu ve yaptırmaya bir türlü vakit bulamadığım için kısa bir ara veriyorum...
sevgiler....

7 Haziran 2008 Cumartesi

cumartesi

Cumartesimiz, bir arkadaşımızın davetiyle, biraz gürültülü ama kızım için eğlenceli bir hal aldı.
Biricik hava durumu sunucum Bünyamin Bey'in tahminleri gene beni yanıltmadı ve sağanak yağış altında çocukları idare etmeye çalıştık.10 çocuk bir araya gelince nasıl idare edilebilirse o kadar başarılı olduk haliyle.
Son 3 gündür hastayım.Geceleri titreme ve 39 dereceye varan ateşimle boğuşuyorum.Sabahları uyandığımda hiçbirşeyim kalmıyor lakin ateşin verdiği bir halsizlik beni rahatsız ediyor.Hastayım diye evde otursam sıkılıyorum.Neyse arkadaş sohbetleri derken gene akşam oldu ve ben gene hastayım.Girdim yatağımın içine aldım yumuk kızımı yanıma...
Yarın pazar.Bol bol dinlenme fırsatım olacak.
İyi haftasonları...

3 Haziran 2008 Salı

haziran

Sonunda haziran ayına girdik.Yazın bu ilk günlerinde bütün çocuklar ders ortamından sıkıldılar.Öğretmenimiz sınıf olarak başarılarından dolayı çocukları okul çıkışı hamburgerciye götürdü.Bütün sınıf sanki hiç oraya gitmemiş gibi sevinçliydi.Öğretmenlerinin onları gururlandırması çok hoşlarına gitti.
Okuldan gelir gelmez aceleyle ödevlerini yapıyor ve doğru bahçeye iniyor.Hava karararana kadar bisiklete biniyorlar,ip atlıyorlar,top oynuyorlar.Hayat onların....
Kızılırmak misali hayatın onları nereye götüreceği belli değil.Biz onlara yolu çiziyoruz ama hayatın getirebileceği akıntılara karşı önleyemiyoruz.Hep dingin sularda olmalarını beklesekte.Belki yaşları gereği azgın sularda yüzecekler....


26 Mayıs 2008 Pazartesi

eğlenceli matematik

Haftasonu uyumaya alışınca Pazartesileri işkence gibi oluyor.Sabahın köründe kalkmak zor geliyor insana.Haftasonu dağıtılmış bir eve uyanıyoruz.Alışveriş, biriken işler derken Melis'in okuldan gelme saati oluyor.Babamız şehir dışında olduğu için yemeği hafif alternatifler üzerine yaptık.Biraz ödev derken bir bakıyorsun akşam olmuş.Eşim olmayınca kızım hemen bizim yataktaki yerini alıyor.Onunla uyumayı ben de çok seviyorum.Arada uyanıp öpüp kokluyorum sabaha kadar.
Dün gelen bir mail hoşuma gitti ve sizinle paylaşmak istedim.Matematiğin eğlenceli bir yanını gösteriyor bize.Hepinze iyi haftalar.


üşenmeyin ve mutlaka deneyin.!
Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın.
Çıkan sonuca 50 ekleyin.
Çıkan sonucu 20 ile çapın.

Çıkan sonuca 1008 ekleyin.
Ve son olarak doğum yılınızı çıkarın. .............

Dört haneli bir sonuç bulacaksınz:

ilk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız.......

25 Mayıs 2008 Pazar



Cumartesi,pazar gene yoğun bir şekilde bitti.Dün kızımla saat 12 de bir doğum gününe gittik.Daha sonra arkadaşlarımzla bir kahve molası verdik.Sigara yasağından dolayı açık hava olan yerleri tercih ediyoruz.Eve gelip ödevlerimiz yaptıktan sonra 20.30 sularında tekrar arkadaşlarımızın evine gittik.Nasıl yorulduysak pazar sabah 12 ye kadar uyumuşuz.Ama kim tutar bizi şeklinde Avanos'taki bir at çiftliğine gittik.İlk önce biraz ürkse de daha sonra alıştı ve ata binme fikri hoşuna gider oldu.Şimdi her haftasonu gidelim diye tutturur.Kızılırmak'ın kıyısında nehre taşlar attık.Hıdırellez'de tutulan dileklerimizi nehre attık.Göreme'de peri bacalarının arasında yemeğimizi yedik .Dönüş yolunda hava inanılmaz kötüleşti .Görüş mesafesini sıfırlayacak düzeyde doluya tutulduk.İlk kez biraz korktum.Kısa süreli olmasa ne yapardık bilmem.Yağmurlu yolumuzda Pink Floyd dinleye dinleye şehrimize döndük.Dede ve Babanneye uğradıktan sonra evde ayrı bir koşturmaca başladı.Kalan ödevler bitirildi.Banyo yaptırıldı.Yorulmuşum gene...
Haftaya mutlu bir yorgunlukla başlayacağım.Dinlenecek zaman yaratabilirim inşallah kendime...
Bu arada İstanbul'u,oradaki arkadaşlarımı ve özellikle annemi çok özledim.....
Hem annemi, hem babamı ben köyümü özledim....
Bu hafta evden çıkmadan dinlenmeyi hayal ediyorum.

23 Mayıs 2008 Cuma

pratik salata,meksika fasulyesi salatası

Hızlı bir haftayı geride bırakıyorum.Uzun zamandır göremediğim kuzenim şehrimize ziyarete geldi.Benim için bu haftanın en güzel tarafı buydu.İki haftadır kışın alıdığım kiloları verebilmek için pasif jimnastiğe başladım.Aynı zamanda rejim de yapmaya çalışıyorum.İlk günler zor olsa da şimdiye kadar 4 kilo verebilmeyi başardım.Yaz birden geldi.Havalar buralarda inanılmaz sıcak.Bu da deniz mevsiminin yaklaştığını habercisi.Bikiniler ve mayolar giyilecek.Bir an evvel forma girmekte fayda var.Yemek öğünlerini salata ve ızgara ile geçiştiriyorum.İşte size güzel bir salata tarifi....Arkadaşım Şule'nin bana ikramıydı...



Malzemeler;
1 kutu meksika fasulyesi konservesi
Yeşil soğan
maydanoz
sirke,limon zeytinyağı

Yapılışı;Yeşillikler küçük küçük kesilir diğer malzemelerle karıştırılır.İsteğe göre tuz eklenir.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

mutlu çocuk melis ve 19 mayıs tatil programı...











Fazla söze hacet yok galiba...fotoğraflar anlatıyor....Okulların tekrar açılmasına sevindik....Melis mutlu ben yorgun.....

14 Mayıs 2008 Çarşamba

gribimiz geçmiyor....



İlkbahar başlangıcında güneşe aldanıp ince giysilerin tercih edilmesi, gripal enfeksiyon vakalarında artışa yol açıyor. Önce Melis,sonra benen sonra da eşim hastalandı.Baharın ilk günlerinde, güneşe aldanıp, ince giyinince gribe yakalanmamız kaçınılmaz oldu . Özellikle akciğer, kalp, astım, migren gibi hastalıklardan tedavi görenler, gribal enfeksiyonlardan daha çok etkileniyor. Bu sebeple bu hastalar giyimlerine daha çok dikkat etmeliler. Yaşlılar ve çocuklarımızın vücut dirençlerinin zayıf olması nedeniyle, giyimlerinin yanı sıra beslenmelerine de dikkat etmeliyiz. Gripal enfeksiyona karşı C vitamini içeren meyve ve sebze tüketimini artırmakta da yarar var. Yalnız bu mevsim doğru dürüst meyva bulmakta zorlanıyoruz.Kirazlar biraz tatlandı.Kayısılar ise hala sert.C vitamini deposu denilen kivilerin çoğunun hormonlu olduğundan şüpheleniyorum.Bugün pazarda küçük küçük şeftaliler gördüm.Kesin hormonlulardı...Geçen gün televizyonda hormonlu sebze ve meyvalarda sivri köşelerin bulunduğunu ve içinin süngerimsi bir hal aldığını izlemiştim. Özellikle dometeslerde tam ortalarında sert beyaz bir bölüm varsa hormonlu olurmuş.Çocuklarımıza sağlıklı ne yedireceğimizi şaşırdık.

Ailecek hasta olduğumuzdan doktor ve eczanelerle haşır neşiriz.Her zaman kullandığım ve kızıma iyi gelen bir öksürük şurubunu almaya eczaeye gidince yeni çıkan kanunları öğrendim.Avrupa birliğine uyum sebebiyle artık öyle her istediğimiz şurubu gidip alamayacakmışız.Doktorun yazdığı reçete olmadan vermiyorlar.Bu, bizim için iyi mi kötü mü anlayamadım.Bir yanım iyi oldu diyor ama bir yanım da doktorların anlaşmalı olduğu ilaçları yazmaları dolayısıyla iyi ilaçları nasıl temin edeceğimizi düşünmüyor değilim.Artık tanıdık doktorlarla işimizi görmeye çalışacağız.

Dışarıda karanlık bir hava var bu da beni her zamanki gibi karamsar yapıyor.Kızım okuldan gelip neşesini bana geçirene kadar bu modum devam eder herhalde....

sabah halleri.....

Sabah erken saatler okullu çocuğu olan her annenin koşuşuşturma zamanlarıdır.Melis uyumayı seven bir çocuk.Bu sebeple sabahları biraz zor uyanıyor.Sabah 7.00 da saatimin haince çalmasıyla uyanıyorum.Melis'i 7.20 de kaldıryorum.20 dkika içinde kendimi ayıltmam kavaltıyı hazırlamam ve Melis'in okula götüreceği su,meyva gibi şeyleri ayarlamam gerekiyor.Onu kaldırmak ise başlıbaşına bir iş insan kıyamıyor.Üstünü giyinmesi,kahvaltı masasına oturması ve birkaç parça birşey yemesini sağlamak servis saatine kadar beni zorlayan şeyler.Genellikle okulumuz yakın olduğu için 10 dakika uyku uğruna servisi kaçırmayı göze alıyorum.Ama bu da okula onu benim götürmem anlamına geldiği için benim de üstümü giyip hazırlanmamı gerektiriyor. Mesela bu sabah da servisin geleceğini bildiren telefon çaldırmasıyla uyandım.Telefonun 5 dakika erteleme tuşu yerine kapatma tuşuna basmışım.Melis her zamanki muzip gülüşüyle gene mi geç kaldık anneeee diye benimle dalga geçti.

Bugün hava çok güzel. Güneş beni her zaman gülümsetir.Dün gece Üniversitenin düzenlediği bahar şenliklerine gittik.Panayır yeri gibi bir düzeni var.Bir sürü açık hava cafeleri,çimlere uzanan insanlar hatta küçük bir lunapark bile kurulmuş.Melis çok eğlendi.Gördüğü herşeyi yemek istedi.Mısır,pamuk helva,dondurma ,ışıklı oyuncaklar,elma şekeri ne görürse saldırdı.Bir tek mısırla kurtulduk bu sefer.Lunapark jetonları tehtidim işe yaradı.Aslında biraz büyümüş olduğunu fark ettim.Küçüklüğünden beri lunaparktaki dönen araçlara çok meraklıydı.Bu sefer gördümki onlar için biraz büyümüş.Pek zevk almadı.Etraftaki insanlar ve hareketlilik daha çok hoşuna idiyor.Bengü'nün konseri vardı aynı akşam.Havanın soğuk olması ve lunapark ilgisinden dolayı konseri izleyemeden eve döndük.

Bu akşam da MFÖ konseri var.Bu sefer Melis'i babannesine bırakarak konseri izlemeye gitmeyi düşünüyorum.Tabii kızımı ikna edebilirsem......

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Okuma Bayramı


Birinci sınıfa başlamanın ilk günü ne kadar önemlidir.Geçen sene Melis anasınıfına giderken 1.sınıfa başlayan arkadaşlarımın çocuklarını seyrederken bile gözyaşlarımı tutamamıştım.Okul forması bu yaş çocuğuna bir başka yakışıyor.Kendi çocuğumun ilk gününü görmek bana nasip olmadı.O da büyük bir olgunlukla karşıladı bu durumu ve evden de olsa ilk çizgi çalışmalarıı aksatmadan yaptı.Bazen onun bu güçlü halleri beni şaşırtıyor.Okula geç başlamamıza rağmen sınıfında ilk okuyanlardan biri oldu.Her zamanki gibi beni hiç üzmedi.1. sınıfın zorlukları malum ilk dönem ders çalışmakta çektiğimiz zorlukları atlattık neyseki....
İşte belki de bu yüzden benim için bu okuma bayramı çok önemliydi.Onu sağlıklı ve neşeli bir şekilde sahnede görmenin mutluluğunu anlatamam.Gözyaşlarımı tutamadım haliyle.O hep mutlu olsun keyifle şarkılarını söylesin balesini yapsın.....
Okulumuz çok güzel bir okuma bayramı hazırlamış.Çocukların herbiri başka başka görevlerde harika işler çıkardılar.Melis her zamanki gibi bale grubundaydı.Tombiş balerinim hareketlerini hiç aksatmadan başarıyla tamamladı.O gün nedense çok heyecanlandı.Sahneye çıktıktan sonra baktım rahatlamış....
Benim çektiğim fotoğraflar karanlık çıktığı için fulya nın sitesiçocuklaçocuktan bir fotoğraf ekledim.Biliyorum o bana kızmaz.



Öğretmenimiz,Emine Özbek'i de emeklerinden dolayı tebrik etmeliyim.Tören sonunda verilen okuma ve başarı belgelerinden bu sene kendime de pay çıkardım....Bu senekiçabalarımı göz ardı edemem.Kızımın beni mutlu etmesinin sınırı yok gibi..İnşallah mezuniyetini de görmek nasip olur....

10 Mayıs 2008 Cumartesi

anneler günü

fotoğraf by GWShark

6 kasım 2001 yılından beri anneyim.Hayatı her zaman bebekten önce ve bebekten sonra diye ikiye ayırmak lazım.7 senelik bu süreç içinde yaşadığım zorlukları sadece onun sevgisiyle atlatabildim.Onun annesi olmayı seviorum.Bu bütün güzel şeylere bedel bence....
Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum....

6 Mayıs 2008 Salı

çimlere uzandım.....

Yeşili özlemişim.Senenin ilk pikniğini geçen hafta gerçekleştirdik.Mangal yaktık,top oynadık ve ip atladık.Bütün kışın miskinliğini attık neredeyse.Çimlere uzandım,yüzümde harika bir sırıtış ve bu anı fotoğrafladım.
Günler çabucak geçiyor.Neredeyse 2 hafta oldu bu fotoğrafı çekeli...Havalar bir süredir tekrar soğudu.Ben de bu çalkantılı hava durumundan şifayı kaptım.15 senedir ilk kez bademciklerim çıktı.Yutkunmakta ve konuşmakta zorluk çeker oldum.Annemin bana yaptığı gibi boğazıma vicks sürerek tülbentle sardım.2 gün evde oturduktan sonra bugün artık yatamayacağımı düşünerek kendimi dışarılara attım.Haliyle daha hasta bir şekilde eve döndüm.Hasta bile olsam evde oturmak beni çok sıkıyor.İlaçlardan medet umsamda gribal enfeksiyonlarda pek bir fayda göremiyor insan.Alınan ilaçlar insanı sersem ediyor sanki....
Pazar günü anneler günü annenize küçük de olsa bir hediye almayı unutmayın....Bunun için haftasonunu beklememenizi öneririm.Alışveriş merkezleri büyük ihtimalle çok dolu olacaktır.

Pratik bahar pastası


Fotoğrafını alelacele telefonumdan çektiğim tatlım bu aralar favorim.Çok hafif ,pratik bir o kadar da lezzetli...Bilirsiniz benim pastalarımın yapımı 15 dakikayı geçmez.Önemi olan malzemelerin önceden hazır olması....
Malzemeler
(Kare borcama göre yapılacak ölçüyü veriyorum.)
2 paket vanilyalı puding
1 paket kedi dili
süt
vişne suyu
süslemek için çilek,vişne arzu ettiğiniz meyvalar....
Yapılışı
Kedi dilleri borcamın zeminine sıkça yerleştirilir.Üzerine 1 paket vanilyalı puding tarife göre sütle pişirilir ve üzerine dökülür.Biraz soğuduktan sonra üzerine istediğiniz meyvalar dizilir ceviz içi de konulabilir.Bu arada 2. paket vanilyalı pudingi süt yerine vişne suyuyla pişirelim.Biraz soğuduktan sonr meyvaların üzerine dökelim.
Bir gece dolapta beklettikten sonra servise hazır...

1 Mayıs 2008 Perşembe

hıdırellezi kaçırmayın...5-6 mayıs gecesi...


Hıdrellezden bir gün önce oruç tutulur. Bu uygulama kendine sıkıntı, çile çektirme ve canlılığa geçici bir dönem ara vermedir. Bu yolla yaşamın sona erişiyle bir başka deyişle kışın sona ermesiyle, gelecek dönem yani bahar için güven sağlanmaktadır.

Hıdrellez öncesi yapılan uygulamalar karşılama niteliğinde olanlardır. Ev temizliği boya-badananın yapılması, ev çevresinin düzeltilmesi günler öncesinden başlamaktadır. Yeni giysilerin ayarlanması da bir diğer hazırlıktır.

Hıdrellez günü, yapılan bütün yemeklerin şifalı olduğuna inanılır ve herkesin bu yemeklerden yemesine özen gösterilir. Ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa o senenin bereket ve bolluk içinde geçeceğine olan inanç nedeniyle fazla miktarda yiyecek hazırlanır. “Ağız tadı bozulmasın” dileğiyle tatlı, “bütün yıl boyunca sevenlerin sarılması” dileğiyle sarma, “ambarların dolması” dileği ile de dolma yapılır. Bunlar Hıdrellezin başlıca yiyecekleridir. ”S” harfiyle başlayan yiyeceklerin bolluk ve bereket getireceğine inanılır. Ayrıca Hızır’ın “S” harfiyle başlayan yiyecekleri çok sevdiğine de inanılmaktadır. Hızır’ın kendilerine de uğramasını sağlamak amacıyla Hıdrellez sofrasından süt, soğan, sarımsak, salep, sarma, simit, sütlaç olmak üzere yedi çeşit yiyecek eksik edilmez. Yeşil sebzelerden de kırk çeşit toplanıp yendiğinde şifa getireceğine inanılır. Yeşil sebze ve bitkilerin yenilmesi tabiatın yeniden canlanmasıyla paralellik göstermektedir.

Hızır ile Ilyas’ın birleştiği saatlerin insanlara bolluk, bereket, şans getirdiğine inanılır. Hızır’ın yeşillik ve temiz yerlere geldiğine inanıldığından Hıdrellez günü toplantıları daima ağaçlık, yeşillik ve su bulunan yerlerde yapılır. Türbe olan yerler de kutlama yerleri arasındadır. Hızır’ın buralarda dolaştığına inanılır.
5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Hızır’ın iyilik, mutluluk dağıtacağı, sorunları olanlara yardım edeceği inancı birtakım
uygulamaları da beraberinde getirir. Bazı sorunların çözümü için yardım istemek, dileklerde bulunmak en yaygın davranışlardır. Yine bu gecede geleceğe yönelik bilgiler elde edilebileceğine inanılmaktadır. Hıdrellez geleneklerinin temelini oluşturan şifa - sağlık, mal-mülk ve servet, bereket-bolluk, kısmet ve şans talebine yönelik uygulamalardan birkaç örnek verelim:
Bereket - Bolluk Talebine Yönelik Uygulamalar :


- Evdeki yiyecek çuvallarının ağzı açılır. - Evlere yeşil dallar asılır. - Sabah erkenden bitkilerin üzerindeki çiğlerden toplanarak sütün içerisine bir iki kaşık konur. Mayasız sütün yoğurda dönüşmesi“Hızır’ın gelmesi”, “elini değdirmesi” şeklinde yorumlanmaktadır. Yoğurt tutmuş ise o gün uğurlu sayılır.
- Toplanan çiğlerin bir kısmıyla da mayasız hamur yoğrulur. Ertesi sabah hamur mayalanmışsa Hızır’ın gelişinin kanıtı olarak kabul edilir.
- Yiyecek kaplarının ağzı açık bırakılır.
-Cüzdan ve çantaların ağzı açık bırakılır.
-Dolap kapakları ve çekmeceler açık bırakılır.
- Un tahtasına un elenir, ertesi sabah unun üzerinde iz varsa Hızır’ın üzerinden geçtiğine, evden bolluk, bereketin eksik olmayacağına inanılır.
Şifa - Sağlık Talebine Yönelik Uygulamalar:

- Çocuk sahibi olmak isteyenler gül dalına bez beşik yapıp içine oyuncak bebek bırakırlar.
- 5 Mayıs gecesinin en yaygın uygulamalarından birisi de ateşin üzerinden atlamadır. Ateşten atlama yaz mevsimine çıkılmasını kolaylaştırdığı gibi insanların günahlarından arınarak hafiflik kazanmasını sağlamaktadır. Bu uygulama arınmadır. Canlılığı, tehlikeye düşürecek kötülüklerden temizleyip kurtarmak.


Kısmet - Şans Talebine Yönelik Uygulamalar :

- 5 Mayıs gecesi dileği olanlar için taze soğanın iki yaprağı uçlarından eşit olarak kesilir. Uçlardan birisine iplik bağlanıp dilek tutulur. Ertesi gün iplik bağlanan yaprak uzamışsa tutulan dileğin gerçekleşeceğine inanılır.
- “Niyet Çömleği” hazırlanır. 5 Mayıs günü bir çömleğin içine bekar kızlardan toplanan yüzük, kolye, boncuklar vb. konur. Çömleğin içerisi su ile doldurulur. Çömleğin ağzına yeşillik konur, üzeri kırmızı yemeni ile örtülüp, bir kilit ile kilitlenir ve bir gül ağacının dibine saklanır. Ertesi sabah kızlar toplanırlar. Çömleğin başına genç bir kız oturtulur. Kısmetinin açılması dileği ile kilit kızın başında açıldiktan sonra sıra ile maniler söylenerek çömlekten eşyalar çıkarılır.
Ceviz içi mülayim Şaştım kime varayım Şu karşıki konağa Ben de gelin olayım Ince idim üzüldüm Al ipeğe dizildim Ister al ister alma Ben alnına yazıldım Yapılan bu törenin kızların kısmetlerini açmada etkili olduğu düşüncesi, bitki ruhunun, yaşam üzerinde de hızlandırıcı ve bereketlendirici bir etkiye sahip olduğu inancıyla açıklanabilir.

Mal - Mülk Talebine Yönelik Uygulamalar :

- Ev şahibi olmak işteyenler gül dalının altına ev maketi yaparlar. - Para şahibi olmak işteyenler gül dalına para bağlarlar. Hıdrellez günü halk tarafından Hıdrellez gününe özgü bazı davranış kalıpları ve uygulamalar da bulunmaktadır, - Hıdrellez sabahı gün doğmadan kalkılması gerekir. Geç kalkanların kısmetlerinin o sene boyunca kapalı olacağına inanılır. Sokak kapılarına paslı teneke asılarak geç kalkanlar kınanır.
- Su kenarlarında genç erkekler, kızların kısmetlerini açmak için söğüt dalı ile sırtlarına vurur. - Gün doğmadan yazılan dilekler nehire veya suya atılırsa dileklerin kabul edileceğine inanılır. - Bugün iş yapılmaz.
- Sabah erkenden çimenlerin üzerinden yuvarlanılır, böylece sağlıklı olunacağına inanılır.
- Bugün salıncakta sallanılırsa hastalıklardan arınıldığına, günahların döküldüğüne inanılır. Insan-doğa mücadelesi sürecinde avcı-toplayıcı topluluklardan günümüz sanayi toplumuna değin, bilginin-tekniğin yetersiz kaldığı her aşamada başvuru kaynakları hep aynı olmuştur.


Biçimsel özgünlükler; çağına, toplumuna, çevresine göre farklılıklar gösterirken, içerik aslında hep aynı kalmıstır. Olağanüstü bir varlığın veya varlıkların kurtarıcı olması ve çare olması dileği insanlık tarihiyle yaşıt olgulardan belki de en önemlisidir. Halk arasında Hızır aynı zamanda Veli’dir. Insanlığın toplumsallaşma sürecinde dinin bir siyasal kültür olduğu ve doğa-insan, insan-insan iliskilerinin de bu süreçten ayrı tutulamayacağı gözardı edilemeyecek olgulardır. Dinlerin bir başka referans kaynağı olarak gösterilen mitsel anlatımlar ise Hıdrellez gibi kompleks törenlerde belirginleşmektedir. Yeniden yaratılış, kutsal kişilikleriyle koruyucu toplum kahramanları hep var olagelmiştir. Hızır ve Ilyas ise peygamberliklerinin gereği olarak toplumu koruyucu, kollayıcı güçlerini günümüz Anadolu kırsalında sürdürmektedirler.

24 Nisan 2008 Perşembe

Meyvelerin Yararları
Hangi meyvenin ne yararı var?
* Bi kere vücudumuzun başlıca düşmanı olan kolesterol hiçbir meyvede yoktur!* Meyveler doğal şeker içerir, ne kadar çok meyve tüketirsek beynimizdeki sinir hücreleri de o kadar gelişir, meyve yemek hafızamızı canlandırır!* Meyveler mükemmel lif kaynağıdır!* Meyveler vitamin ve mineral açısından çok zengindir!* Az kalorilidirler ve kilo aldırmazlar! (Ancak rejim sırasında kalorisi nispeten yüksek olan incir, muz ve üzümden uzak durun)* Bol miktarda antioksidan içerirler!* Meyveleri aç karnına yemek sindirimi kolaylaştırır!

KİRAZ
*Güçlü bir ağrı kesicidir, 20 kirazda 12-25 miligram arası antosiyanin maddesi bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin Aspirinden on kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir,* Kolesterolü ve kan şekerini düşürür,* Kirazlarda bulunan flavanoidler vücuttaki zehri temizler,antioksidan etki yapar,* Kabızlık gidericidir,* Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur,* Böbreklerin taş ve kum yapmasını önler ve varsa zamanla döker,* Safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olur,* Yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlamaktadır;(100 gr. kiraz=70 kalori)
ÜZÜM
* Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler,* Karaciğeri temizler,* Siyah üzüm, kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir,* Sindirimi kolaylaştırır, kansızlığı giderir,* Bebeklerin gelişimi için çok faydalıdır* Ancak kalorisi yüksek olan üzümün bir günde 15-20 adetten fazla tüketilmemesi gerektiğini de unutmayın;(100 gr. üzüm=65 kalori)

ŞEFTALİ

* Kalp rahatsızlıklarına ve kansere karşı korur,* Sindirim sistemini çalıştırır, hazmı kolaylaştırır,* Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar,* İdrar sökücüdür;(1 adet orta şeftali=42 kalori)

KAYISI

* Kan yapıcıdır, kansızlığa iyi gelir,* Güzel bir cilt ve saç için olumlu etkileri vardır,* Özellikle akciğer kanserinin önlenmesinde yardım eder,* Kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesinde yardımcıdır,* Kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır,* Sinirleri gevşetip uyku verir* Kabızlık çeken ve sindirim sisteminde sorun yaşayanlar için faydalıdır,* Sabahları aç karnına yenilen kuru kayısı sindirim açısından faydalı olmanın yanı sıra cilde de canlılık katar;
(1 adet kayısı=15 kalori)

İNCİR * Bağırsakları çalıştırır,* Enerji verir,* Cinsel güce yardımcıdır,* Yüksek kan basıncını düşürür,* Kemik yoğunluğunu arttırır;(1 adet orta incir=37 kalori)

ANANAS* Bakteri ve parazitlerle savaşmaya yarar,* Sindirimi kolaylaştırır,* İltihaplanma riskini azaltmada ve yaraların hızla iyileşmesini sağlamada etkilidir;(1 kalın dilim ananas=43 kalori)

ELMA
* Kanı ve böbrekleri temizler,* Cilde parlaklık ve güzellik verir,* Soğuk algınlığı ve öksürüğe iyi gelir,* Kolesterolü düşürür,* Sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder,* Baş ağrısına iyi gelir,* Yüksek tansiyonu düşürür,* Kan şekerini kontrol altında tutar,* Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir,* Uykusuzluğa iyi gelir,* Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar;(1 adet küçük elma=63 kalori)

MUZ
* Kalbe ve kas sistemine yararlıdır,* Yorgunluğa ve ishale birebirdir,* Yüksek tansiyonu önleyici özelliğe sahiptir,* Uykuyu düzene sokar,* Ülseri önler ve ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur,* Kolesterolü düşürücüdür ve migren ağrısına faydalıdır,* Böbrek ve eklemlerdeki iltihaplanmalarda tedavi edici özelliğe sahiptir;(1 adet muz=105 kalori)

KİVİ


* Başlı başına bir C vitamini deposudur, bir adet kivide günlük alınması gereken C vitamini ihtiyacından fazlası vardır,* Kivinin bitkisel besinleri DNA'yı korur,* Antioksidan özelliği vardır,* Kan şekeri kontrolü için yararlıdır,* Kolon kanserini engellenmesine yardımcı olmaktadır.* Astıma karşı koruma sağlar,* Kan inceltici özelliğiyle kan pıhtılaşması riskini önemli bir şekilde düşürmekte ve kanınızdaki yağ miktarını azaltmaktadır;(1 adet kivi=46 kalori)
PORTAKAL
* Soğuk algınlığı ve gripten korunmaya yardım eder,* İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır,* Kalp hastalığı ve felçten korur,* Ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar,* Mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır,* Tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur* İçindeki potasyum cildin kuruyup kırışıklıkların oluşması önler,* Bağırsak gazlarını söker,bağırsak parazitlerinin dökülmesini sağlar,* Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar,* Safra salgısını arttırır;(1 adet portakal=60 kalori)

ÇİLEK

* Strese iyi gelir, sakinleştirici etkisi vardır,* Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir.* Çocuk felci ve ağız-deri yaralarına yol açan virüsleri öldürücü etkisi vardır,* Kansere yakalanma riskini azaltır,* Mide ve bağırsak zayıflıklarını giderir,* Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir,* Yüksek ateşi düşürür,* Dişlere ve diş etlerine iyi gelir, diş taşlarının oluşmasını engeller,* Cilde canlılık kazandırır;(100 gr. çilek=30 kalori)
ARMUT
* Kalp-damar sağlığı, alçak kan basıncı ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barındırır* Yüksek tansiyonu olanlar ve böbreklerinde sorun yaşayanlar için faydalıdır,*Kansızlığa ve kabızlığa iyi gelir;(1 adet küçük armut=82 kalori)

23 Nisan 2008 Çarşamba

23 nisan



23 nisan bütün çocuklara kutlu olsun!

17 Nisan 2008 Perşembe

ben her bahar....


Baharla ilgili ne kadar çok şarkı,şiir yazılmış değil mi?Hak ediyor ama...İçinde hep aşk,sevgi ve mutluluk dolu sözler var.Kışın kasvetinden kurtulduk artık.İnsanın içini kıpırdatan bir ay bu.Herşeye dair sevinç duyabilir insan.Etraftaki binbir çeşit lalenin gülümsetemeyeceği bir tek insan yoktur herhalde.
Ben her bahar ilk pikniğin hayalini kurarım,kısa kollu t-shirtle dolaşmayı hayal eder,ilk güneşte kot ceketimle hasret gideririm.Her bahar yaza yaklaşmanın sevinciyle bir sürü tatil programı tasarlarım.Her bahar saçlarımın rengini değiştirmeyi düşünür vazgeçerim.Her bahar yaşadığım şehirde deniz olmadığına söylenirim.(Kışın da söyleniyorum galiba:)))),Her bahar yeni bir jean alırım.Her bahar rejime girerim.Açılan ilk dondurmacıya gidende ben olurum.Her bahar çağla ve erik ilk çıktığında alır, kirazı özlediğimi fark ederim.Baharları ailemi daha çok özler çocuğuma daha çok sarılırım.Kızımı her parka götürdüğümde yüzümde bir sırıtış yeşilin beni rahatlattığını düşünürüm.
Ben her bahar aşık olurum.Rüzgar olur,yağmur olurum.......
Hepinize mutlu bir bahar diliyorum.....

16 Nisan 2008 Çarşamba

Göz sağlığı testi

göz sağlığınızın yerinde olup olmadığını anlamak için ufak bir test... Saniye tutarak deneyiniz.
C harfini bulabilecek misin ?

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOCOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

C'yi bulduysan, 6 nerede?

999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999969999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999
999999999999999999999999999

Bulabildin mi? Hadi bakalım.. Bu sefer de N.

MMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMNM
MMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMM

Q; son bi gayret. Bu sefer de Q. Bakalim o kadar iyi misin?

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOQO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

10 saniyenin altinda misiniz?O zaman iyi. Hala gözleriniz ve akli melekeleriniz yerinde.Değilseniz..Dinlenme zamanınız gelmiş demektir.

3 Nisan 2008 Perşembe

yaşamın bir kıyısı var mı?

bir sürü şey gelip gidiyor kafamın içinde...Karamsar olmakla mutlu kalmak arasında çelişiyorum. İstediğimi salt bir şekilde ifade edebilsem ilerlemek mümkün olacak.Hayalimde önceleri bir kıyı şehri vardı sessiz,sakin .Birden kıyımdan uzaklaşıp büyük binaların içinde insanların arasına karıştırdı beni.Gerçek bir yaşam yaşarken ve mutluyken kaçış hayallerimin ne yeri ne de zamanı.

Bugün bana uzak ama hikayeleriyle bir o kadar yakın olan 2 ölüm haberi aldım.Birisi 15 yaşında bir delikanlı birisi kızını yeni kaybetmiş bir baba.Ortak ölüm sebepleri kalpleri....

Beni okuyan bütün annelerin çocuklarını en azından bir kere çocuk kardiyoloğuna götürüp kontrol ettirmelerini rica edeceğim.Çok sağlıklı görünmeleri bir şey ifade etmez.Televizyonda rastladığınız ya da bir gazetenin 3. sayfasında okuduğunuz bir çocuğun spor yaparken ölüm haberine daha anlamlı bakmalısınız.Dünyada her 8 çocuktan 2 si kalpteki üfürümle doğuyor.Çoğu ergenlik çağına kadar farkedilmiyor bile...Bir çoğu da çeşitli kalp-damar hastalıklarına sahip olabiliyor.Çocukları bırakın biz 30 lu yaşlardaki anneler.En son ne zaman bir kontrolden geçtik...

Bazen ertelememek gerek....

25 Mart 2008 Salı

hayatımızı kolaylaştıran yeni icatlar!

Teknoloji hızla ilerliyor.Benim de ilgimi çeken yeni icatları sizlerle paylaşmak istedim.Sanal klavye ve yaprak bilgisayar en çok ilgimi çekenler arasında....


(Yeni çıkacak bu yüzükler sayesinde, doğum günlerini, evlilik yıldönümlerini unutmayacaksınız. Son 24 saat içinde her saat, parmağınızı 10 saniye boyunca 120 dereceye kadar ısıtıyor.)



(Bu elbise tam 444 adet elektronik devreler ihtiva eden plaketten yapılmış. Gün boyu güneş ışığı ile şarj olan elbise, geceleyin ise değişik renk ve şekillerde ışımaya başlıyor. Üstelik bu ışık oyunları bir bilgisayarla değiştiriliyor .)


(Güzel bayan nefes aldıkça, pervane dönüp elektrik üretiyor ve şiddetine göre de parlıyor.)


(Ev kadınlarının büyük yardımcısı olmaya aday bir icat.. Yemeklerin lezzeti artacak.. Kesme tahtası üzerinde doğradığınız malzemenin ağırlığını görebiliyorsunuz.)





(Hijyen günümüzün sorunu. Bir kullanımlık ve hijyenik şartları yerine getiren ürünler revaçta..Ve işte tek kullanımlık sabun.. 18 metre boyunca mükemmel temizlik. 3-4 cm koparın ve kullanmaya başlayın. Bitkisel bazlı rulo, kullan at sabun.)

(Dünyada ve Türkiye'de bir ilk.. FOTOSELLİ TAHARET MUSLUĞU Elinizi her uzatışta 10 saniye süreyle su verir ve otomatik kapanır.Maksimum hijyen,su tasarrufu ve sağlamlık.4 adet AAA kalem pille 1 yıldan fazla çalışır. )





(Geçebileceğiniz şekilde açılabilen otomatik kapılar..Yatay çubukların uçlarında bulunan sensörlersayesinde çubuklar geçeceğinizkadar açılıp, ısı yalıtımında yüksek başarı sağlıyorlar.)




(Dünyanın en hızlı transistörü...Amerika'da geliştirilen bu transistör604 GHzfrekansta çalışabiliyor. Diğer bir deyişle saniyede 604 milyon işlem yapabiliyor ve kullanılmakta olan en hızlı transistördentam üç kat hızlı. )



(LED ( Işık yayan diyot ) teknolojisiyle üretilmiş süper ışık kaynakları...Yeni nesil aydınlatma araçlarında artık plastik kılıflarından çıkarılarak daha verimli hale getirilen ' LED ' adı verilen elektronik parçalar kullanılıyor. 22 wattbir elektrik gücü ile 45 - 65 watarası ışık gücü almak artık mümkün. Sistemin ömrü ısınan bir eleman olmadığı için 50,000 saate kadar, yani yaklaşık olarak 35 seneye çıkıyor. )




(Teknoloji hız kesmiyor. Ve şimdide yer kaplamayan rulo tv....Görüntülemede "OLEDs", yani organik ledteknolojisi kullanılmış gazete kağıdı kalınlığında kıvrılabilir ekran.)






(BluetoothLazer Sanal Klavye...Şarjlı pillerle 120 dakika çalışabilen 64 tuşlu bu 'Q' sanal klavyeyi kullanabilmek için sadece görüntünün oluşacağı düz bir alan gerekli. Üstelik tuşlar da 'beep' sesli!)




(Suyun basıncı ile çalışan, pil veya elektirikgerektirmeyen ışıklı duş başlıkları...Suyun basıncı ile çalışan bu ışıklı duş başlıkları, suyun sıcaklığına göre renklerini değiştiriyorlar. )