25 Mart 2008 Salı

hayatımızı kolaylaştıran yeni icatlar!

Teknoloji hızla ilerliyor.Benim de ilgimi çeken yeni icatları sizlerle paylaşmak istedim.Sanal klavye ve yaprak bilgisayar en çok ilgimi çekenler arasında....


(Yeni çıkacak bu yüzükler sayesinde, doğum günlerini, evlilik yıldönümlerini unutmayacaksınız. Son 24 saat içinde her saat, parmağınızı 10 saniye boyunca 120 dereceye kadar ısıtıyor.)



(Bu elbise tam 444 adet elektronik devreler ihtiva eden plaketten yapılmış. Gün boyu güneş ışığı ile şarj olan elbise, geceleyin ise değişik renk ve şekillerde ışımaya başlıyor. Üstelik bu ışık oyunları bir bilgisayarla değiştiriliyor .)


(Güzel bayan nefes aldıkça, pervane dönüp elektrik üretiyor ve şiddetine göre de parlıyor.)


(Ev kadınlarının büyük yardımcısı olmaya aday bir icat.. Yemeklerin lezzeti artacak.. Kesme tahtası üzerinde doğradığınız malzemenin ağırlığını görebiliyorsunuz.)





(Hijyen günümüzün sorunu. Bir kullanımlık ve hijyenik şartları yerine getiren ürünler revaçta..Ve işte tek kullanımlık sabun.. 18 metre boyunca mükemmel temizlik. 3-4 cm koparın ve kullanmaya başlayın. Bitkisel bazlı rulo, kullan at sabun.)

(Dünyada ve Türkiye'de bir ilk.. FOTOSELLİ TAHARET MUSLUĞU Elinizi her uzatışta 10 saniye süreyle su verir ve otomatik kapanır.Maksimum hijyen,su tasarrufu ve sağlamlık.4 adet AAA kalem pille 1 yıldan fazla çalışır. )





(Geçebileceğiniz şekilde açılabilen otomatik kapılar..Yatay çubukların uçlarında bulunan sensörlersayesinde çubuklar geçeceğinizkadar açılıp, ısı yalıtımında yüksek başarı sağlıyorlar.)




(Dünyanın en hızlı transistörü...Amerika'da geliştirilen bu transistör604 GHzfrekansta çalışabiliyor. Diğer bir deyişle saniyede 604 milyon işlem yapabiliyor ve kullanılmakta olan en hızlı transistördentam üç kat hızlı. )



(LED ( Işık yayan diyot ) teknolojisiyle üretilmiş süper ışık kaynakları...Yeni nesil aydınlatma araçlarında artık plastik kılıflarından çıkarılarak daha verimli hale getirilen ' LED ' adı verilen elektronik parçalar kullanılıyor. 22 wattbir elektrik gücü ile 45 - 65 watarası ışık gücü almak artık mümkün. Sistemin ömrü ısınan bir eleman olmadığı için 50,000 saate kadar, yani yaklaşık olarak 35 seneye çıkıyor. )




(Teknoloji hız kesmiyor. Ve şimdide yer kaplamayan rulo tv....Görüntülemede "OLEDs", yani organik ledteknolojisi kullanılmış gazete kağıdı kalınlığında kıvrılabilir ekran.)






(BluetoothLazer Sanal Klavye...Şarjlı pillerle 120 dakika çalışabilen 64 tuşlu bu 'Q' sanal klavyeyi kullanabilmek için sadece görüntünün oluşacağı düz bir alan gerekli. Üstelik tuşlar da 'beep' sesli!)




(Suyun basıncı ile çalışan, pil veya elektirikgerektirmeyen ışıklı duş başlıkları...Suyun basıncı ile çalışan bu ışıklı duş başlıkları, suyun sıcaklığına göre renklerini değiştiriyorlar. )







Dünyayı güzellik kurtaracak! Çocuk istismarını durdurun!


Sevgili Çocuklaçocuk ekibi beni mimlemişler...



Çocuk istismarı nedir?


  • Çocuğu sözel olarak hırpalamak.

  • Çocuğu gereksiz yere ağlatmak.

  • Çocuğu pornografik malzemeye veya davranışlara maruz bırakmak.

  • Çocuğun dokuulmasını istemediği yerlere dokunmak.

  • Çocuğu kendine dokunmaya zorlamak.

  • Çocuğun özgüvenini kırmak.

  • Öfkeyi,gerginliği azaltmak için çocuğu örselemek,itip kalkmak.

  • Çocuğu kendi çıkarları için kullanmak.

  • Çocuğa yeterli bakım sağlamamak.Örn: kirli,çıplak,aç bırakmak.

  • Çocuğu hizmetçi gibi kullanmak.

  • Çocuğu dinlememek.

  • Çocuğun duygusal gereksinmelerini göz ardı etmek.

  • Başka işler yaptırarak çocuğun eğitim ve hobileri için kullanacağı zamanı harcamak.

  • Okulda çocuğa vurmak ve aşağılamak.

  • Çocuğun tıbbi gereksinmelerini göz ardı etmek.

  • Çocuğun eğitim gereksinmelerini göz ardı etmek.

  • Zarar verecek durumlarda çocuğu denetimsiz bırakmak.

Ailelerin eğitimli olmasının ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum.Eğitimli anne ve babalar tüm bunların çocuk üstünde ne kadar büyük bir etki yaratacağının farkındalar.Bilinçli çocularda birgün anne baba olacak ve onlar da çocuklarında aynı etkiyi sürdürebilecekler.Bakamayacakları kadar çocuk sahibi olan ailelerde hayat kargaşası içinde çocuklarına gereken ilgiyi gösteremiyorlar.Tüm bunların olmadığı güzel bir dünya diliyorum.

İkinci mim konusu ise çocukluğumuza dair hatırladığımız bir şarkı ve şimdi onu dinlerken bize ne hissettirdiği...

Küçükken her bayram Barış Manço'nun 'Bugün Bayram' adlı şarkısı televizyonlarda çalınır ve bizde arkadaşlarla söylemeye çalışırdık.Şimdilerde de kızımla her bayram youtube dan şarkıyı bulup dinlemeye bayılıyoruz.Aslında sözleri biraz hüzünlü ama nakarat kısmı beni hep heyecanlandırmıştır.

Sen gittin gideli

içimde öyle bir sızı var ki

Yalnız sen anlarsın

Sen şimdi uzakta

cennette meleklerle

bizi düşler ağlarsın
Bugün bayram

erken kalkın çocuklar

Giyelim en güzel giysileri

Elimizde taze kır çiçekleri

üzmeyelim bugün annemizi
Sen yaz geceleri

yıldızlar içinde

Ara sıra bize göz kırparsın

Sen soğuk günlerde kalbimi ısıtan en sıcak anısın
Bu gün bayram çabuk olun çocuklar

Annemiz bugün bizi bekler

Bayramda hüzünlenir melekler

Gönül alır bu güzel çiçekler
Barış Manço

Ben de herşey güzel olacak ekibini mimliyorum.Sevgiler!








21 Mart 2008 Cuma

cuma...

Dün akşam nişanlanmak üzere olan bir çiftle karşılaştım.Mutluluğun tarifini sadece birbirlerini sevmek üzere yapan bir çift.Sevmenin coşkusunu sadece o yaşlarda mı yaşarız bilmiyorum ama benim artık bir tarifim bile yok.
Geneline bakarsak mutlu bir hayatımvar.Sevdiğim kişiyle evlendim,dünyalar tatlısı bir kızım var.Sağlık problemlerimizi hallettik vs. vs...
Hergün bunların farkındalığıyla uyansam keşke.Günlük hayata kendinimizi bırakınca,yaşamanın ne kadar mutluluk verici bir şey olduğunu unutuyoruz.Bugün kendimize bir iyilik yapıp bütün sorunları bir kenara itip sadece sağlıkla yaşadığımız için mutlu olalım.Havanın grisine aldanıp hüzünleri çağırmayalım.Hepinize iyi haftasonları diliyorum...

19 Mart 2008 Çarşamba

pink




Bugün hayırlı bir gün.Beni mutlu eden birşeye vesile oldu.Herşey pembeleşti birden...Bu beni bir süre idare eder.mutluluğu da mutsuzluğu da yaratan bizler değil miyiz.Hayatın binbir çeşit hali bizler için...
Geçenlerde beni ziyarete gelen çocukla çocuk ekibi arkadaşlarım için yaptığım poğaçalarımın tarifinde sıra...hepinize iyi kandiller!



Pratik peynirli,sucuklu poğaça
Malzemeler;
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı yağ (2 parmaı sıvı,gerisi eritilmiş margarin)
2 yemek kaşığı sirke
1 yumurta ( beyazı içine sarısı üstüne sürülmek için)
Alabildiği kadar un (2,5-3 bardak kadar,cıvık bir hamur olacak un miktarı azar azar ilave edilip bakılacak)
kabartma tozu
tuz
Yapılışı;
tüm malzemeler sırasıyla konulup karıştırılır.Elimizde şekil verilir ve harcı konulur.170 derecede üzeri hafif kızarana kadar pişirilir.

13 Mart 2008 Perşembe


Günleri diğerinden,insanları diğer insanlardan ayırt edemediğiniz oluyor mu?
Bazen her gün aynı kısır döngü içinde yaşadığımı düşünüyorum.Her yer siyah ya da beyaz ...Yüzler aynı ve renklendirmek için enerjimi kaybetmişim.Eskiden beni mutlu eden şeyler de aynı ruhsuz iki renge bürünmüş.Bana hayattaki bütün renkleri hissettiren kızım da babannesine gidince bu siyah-beyaz hali daha da net hissetmeye başladım haftasonu....
Pazartesi bütün enerjisiyle beni karşılayınca biraz olsun düzeldim.Sebepsiz mutsuzlukları allahtan kısa süreli yaşıyorum.
Hepinize iyi haftalar!

12 Mart 2008 Çarşamba

deniz kokusu....

Havalar düzelmeye başlayınca ilk özlediğim deniz kokusu oluyor.Bir deniz kıysına gitsem, bir motora atlasam,saçlarıma birkaç damla deniz suyu serpilse....
Denizin kenarında ince belli bardakta bir bardak çay gibisi var mı?
Melis saattlerce deniz kenarında oyalanmaya bayılıyor.Annesine çekmiş herhalde!
Pazar günü hava güzel vaktimizde varken kızımla yürüyüş yapıp birkaç kitap almaya karar verdim.Hırkalarımızla dolaşmayı ikimizde özlemiştik.Bir kaç kitapçıya uğradık,kendime bir pembe bir de mor menekşe aldım.O iki çiçek beni mutlu etmeye yetmişti.Derken arkadaşlarım Kalamış dolaylarında bir tekneden beni aradılar.Ah keşke aramasalardı! Birden o mutlu sırıtışım sanki bu şehirden nefret edercesine gerildi....
Mutlu aile havamdan birden çıktım.Ruhum tekneye doğru yol aldı birden...Özellikle pazarları İstanbul'daki arkadaşlarımı ve ailemi aramamaya çalışırım..Sık sık gitsem de doyamadığım İstanbul'um bazen de beni mutsuz ediebiliyor böyle.Sevdiğim kişilerden uzakta kalmaya bir türlü alışamıyorum.Hep bir şeyler eksik kalıyor.Hafta içi pek hissetmesem de haftasonları bunu daha iyi anlyorum.
Aranızda deniz kıyısında oturanlar varsa şimdi benim için pencereyi açıp deniz kokusunu ciğelerine çeksinler...

11 Mart 2008 Salı

Bahar geldi...

Yeni bir mevsim,yeni mutluluklar belki de beni bekleyen yeni hüzünler barındıracak.Bildiğim tek bir şey var o da baharı sevdiğim.Güneş yüzünü gösterdikçe gülümseyerek uyanıyor ve günümü aynı gülümsemeyle devam ettiriyorum.Pazar günü 10 saatlik uyku uyumamla beraber haftaya enerji ile başladım.Kızımın dersleri geçen hafta ile ağırlaştı.Yaş problemleri ile tanıştık:)))
Bilmem kaç sene binbir çeşit yaş problemi çözecek olması ne kötü!
Dersler konusunda gitgide artan ciddileşme ona daha çok vakit ayırmamı gerektiriyor.Melis'in istekli olması beni sevindiriyor aslında....
Anlatacak çok şey birikmiş....
Şİmdilik hoşçakalın!