19 Eylül 2014 Cuma

14 yaş çocuk psikolojisi

Çocuklarımız bu sene 14 yaşında. Onlara nasıl davranacağımızı kestiremiyoruz.
Şimdi bu yaştaki çocuğumuzun genel halini inceleyelim.
13 yaşında iken kendilerinde hâkim olan durgunluk ve ürkeklikten sıyrılarak, dışa dönük bir özellik gösterirler. Aile içinde gülerek, konuşarak aktif faaliyette bulunurlar, pek çok şeyi eleştirirler. Ebeveyn, ergenden istediklerinin onun yararına olduğunu hissettirmeli. 14 yaş ergeni mutluluk psikolojisi içindedir ve kendine güvenir. Gencin yeni oluşan bu güven duygusu içinde olduğu bilinerek ona göre yaklaşılmalı, sorularına sorularla cevap vererek doğruyu bulması sağlanmalıdır.
Tüm bunları yapabilmek sabır işi olsa da sınav senemizde onları anlamaya çalışmak önemli.
Teog anneleri sabırlıdır, teog anneleri çalışkandır, teog anneleri her işin altından kalkar:))))))))) kolay gelsin.....

18 Eylül 2014 Perşembe

Teog koşturması!

Haftaya hızlı başladık. Okulumuz, pazartesi ve çarşamba 18.00 e kadar sürüyor. Salı ve perşembe okul çıkışı dersaneye gidiyor. Bir tek cuma günü normal saatinde eve gelebilecek. Bu tempoda yorulduğunu görebiliyorum. Akşam yemeği ve biraz dinlenme derken saat 9 a yaklaşıyor. Zaten 10 da uykusu gelmeye başlıyor. Yani,evde tekrar yapabileceği sağlıklı 1 saati kalıyor. Duyduğum o günde 500 soru çözen çocuklar bunu ne zaman yapıyorlar anlamadım.
Olay çocukta bitiyor. Ancak o isterse geriye kalan saatlerini iyi değerlendirebilir.
Anafen in konu anlatımlı Din kitabını aldık. Geçen seneki teog1 din sorularına baktığımızda yorum ve bilginin bir arada işlendiği sorular olduğunu gördük. Kaza ve kader, zekat ve sadaka konuları ve hac ile ilgili sorular var. Okulumuzdaki din öğretmenimiz hac konusunun bu sene olmayacağını söylemiş.
Aldığımız kitapta çok güzel anlatmış konuyu. Her gün 15 dakika bakılsa yeterli olur zannediyorum.
Çocuğu sınava giren anneler hep çok zor olacak bu senen demişlerdi. Bana da kolay geldi. Çocuk zaten bütün gün yok. Kendime daha çok vakit ayırabiliyorum. Göreceğiz bakalım ilerideki günler bize düşen zor kısmı olacak mı?

15 Eylül 2014 Pazartesi

2014/2015 dönemi hayırlı olsun!

Okulumuz 2 hafta önce açılmış olsa da kendi adıma bugün başlamış sayıyorum. Öğretmenlerimiz belli oldu. Okulumuzda 10.senemiz olduğu için az çok hangi öğretmenin bize daha çok faydalı olacağını biliyoruz. sevindiğimiz de oldu üzüldüğümüz de...
İlkokul öğretmenimizin daha çok matematik ve fen bilgisi dersine ağırlık vermesiyle başlayan Türkçe ile ilgili sorunumuz geçen sene de devam etmişti  Teog sınavında katsayısı yüksek olduğunu bildiğimden bu sene kızımın Türkçe ile ilgili sıkıntılarını beraber aşmaya karar verdim .
İlk konu olarak okulda fiilimsi leri gördüler. Dilbilgisi ile bir problemimiz yok. Teog sınavında da 4/5 soru çıkmış. Asıl sorunumuz Paragrafta anlam ve cümlede anlam ile ilgili sorularda ortaya çıkıyor. Öğretmenlerimiz ancak kitap okuyarak bu soruları çözebilir dese de kızım bir türlü odaklanıp soruları çözemiyordu.
Geçen hafta başladık beraberce test çözmeye. Anladım ki paragrafı ve cümleyi okurken doğru noktaları tespit edemiyor. Uzun paragrafların can alıcı yerlerini ,üzerinde kısa notlar tutarak okumasını sağladım. Böylece çözemediği soruları anlayarak çözebildiğini fark ettim. Bol bol bu konuyla ilgili test çözerek paragraf çözmenin de bir taktiği olduğunu, uzun metinlerden korkmamasını ve tane tane ilerleyerek okursa şıklarda cevabın ona göz kırptığını anlattım. 20 soruluk testlerde 7/8 yanlış çıkarırken bu sistemle şimdilik 1/2 ye indi yanlışlarımız.Günde sadece 30 dakikamı ayırarak biraz olsun anlamasını sağladım.
Teog1 türkçe sorularını bu linkte bulabilirsiniz. Göz gezdirmenizi tavsiye ederim.
Ben sizin için inceleyip çıkan konu başlıklarını derledim.

Teog1 2013/2014 türkçe konu dağılımı
-öznel yargı
-Söz sanatları (kişileştirme,benzetme,konuşturma,abartma)
- Paragrafta anlam
(Asıl anlatılmak istenen)
(Yazar neyi vurgulamak istemiş tarzı sorular)
-Cümlede anlam
(Amaç-sonuç ilişkisi)
-Zarf tamlayıcısı nedir?
-Yer tamlayıcısı nedir?
-Belirtisiz nesne
-Sıfat-fiil nedir(sıfat-fiil sıfat tamlaması oluşturmuş hangisi)
-Zarf-fiil nedir?
-Yazım yanlışları (noktalama işaretleri. Büyük harf ,küçük harf)



14 Eylül 2014 Pazar

Teog maceramız başlıyor!

Yeni eğitim- öğretim yılı yarın başlıyor. Bununla birlikte teog maceramız da başlıyor. Çocuğu 8. Sınıfa başlayacak olan annelerin ortak kaygıları olduğunu düşünüyorum. Ergenlik dönemine adım atmış çocuklarımızın içsel gerginlikleriyle sınav stresini birleştirirsek ortaya bir bomba çıkmış oluyor. Bloğumda ilk haftalardan itibaren yaşadıklarımızı paylaşalım istiyorum. Ben de biraz olsun dersime çalışıp sınav hakkında edindiğim bilgileri buradan paylaşacağım. Çocuklarımıza bu ilk günlerde git odana çalış demektense sınavın önemini vurgulamak gerekiyor. Hedef belirlemek çok önemli. Hedeflediğimiz liseleri ilk önce gidip görmekle başladık. Geçen sene bu okula girebilen çocukların teog1 ve teog2 sonuçlarını öğrendik. Kendisi de gördü ki öyle kolay bir şey değil. Bu gezilerin bize çok faydası oldu. Bütün annelere tavsiye ediyorum. Eve dönerken kırtasiyede durdurup test kitabı aldırdı bana. Eve gelince de bilgisayarındaki bütün oyunları, telefonundaki onu oyalayan ve dikkatini dağıtan program ve oyunları sildi.
Dersane ve okul zaten gerekli eğitimi veriyor. Ben ne yapabilirim? Otursun çalışsın psikolojisini bırakalım artık. Odasına girdiğinde kaliteli zaman ayırıp dikkatini vererek çalışıyor mu? Buna dikkat etmeliyiz. Çalışmaktan bunaldığı zamanlar onu keyif alacağı aktivitelere yönlendirmeliyiz. Evde cadı teog annesi olmak ikinize de zarar verebilir. Sadece o isterse bunu başarabileceğini anlatmak çok önemli.
Çocuğunuzun elinden geleni yaptığına inanın. Eğer çocuğunuz istediğiniz gibi olmazsa çocuğunuzun elinden gelenin bu kadar olduğunu kabullenin ve çocuğunuza “yeterli çalışmıyorsun, başarılı olamayacaksın” gibi değerlendirici ifadeler kullanmayın. Çocuğunuzun çabasını fark ederek onu takdir edin. Örneğin; “Bu işi yapabileceğini biliyorum. ”Bu yaptıklarını takdir ediyorum.”   ”Kararına güveniyorum.” “Eminim ki bu biçimde çalışmaya devam edersen başarılı olacaksın...” gibi ifadelerle onları destekleyin ...
Teog1 sınavına sadece 71 gün kaldı. Hepimize kolay gelsin.Yorum bırakmayı unutmayın. Birbirimize destek çok önemli.

Not: yarın teog1 türkçe de hangi tip sorular çıkmış. Hangi konulara ağırlık verelim. Teog sınavında türkçe nin önemi.


11 Ağustos 2013 Pazar

yer tesbiti

________________________________http://www.themobiletracker.com/german/index.html İstediğiniz kişinin cep telefon numarasını yazin,uydudan, dünyanın neresinde olursa olsun,O kişinin nerede olduğunu görün.Mükemmel yer tesbiti yapıyor

4 Mart 2009 Çarşamba

uzaklarda

Kapadokya'nın karlı zamanlarından kalma bir fotoğraf.Bu fotoğrafı Uçhisar'dan çektik.Karayolu ile 1 saatten fazla zamanda gidebileceğiniz dağın etekleri ne kadar da yakın gözüküyor.İşte ben şimdi o dağın eteklerinde bir yerdeyim.Ailem ve şehrimden uzak 9 seneyi tamamladım.Kendi ailemi kurdum.Ama her zaman uzakta bir yerlerde olma hissim yüreğimin bir yerinde kaldı.Bu noktadan bakarken aklıma gelen tek şey akşama oralada bir yerlerde olacağım ve bir sürü şeye uzak kalacağım duygusuydu.Beni o dağın eteklerie götüren tek şey ise beni evde bekleyen kızımdı....

18 Şubat 2009 Çarşamba

bilinmesi gerek!

*Kaybolanın imdadına '112' yetişiyor*
Türkiye'de iki hafta önce herkesin yüreğini burkan talihsiz bir olay yaşandı. Uludağ'da kayak yaparken yolunu kaybeden gencin donarak hayatını kaybetmesi, bütün ülkeyi üzüntüye boğdu. Cep telefonundan ailesi ve arkadaşlarını aramasına rağmen kayıp gencin yeri ancak 10 saatte tespit edilebilmişti.Sinyal takibi için savcıdan izin alma mecburiyeti, gecikmeye gerekçe gösterildi. Ancak bütün bunlar yaşanmayabilirdi.
Çünkü anında adres tespiti yapılmasına imkân tanıyan bir sistem var. Ama bilinmediği için kimse faydalanamıyor.
Herhangi bir sebeple 112 Sıhhi İmdat, 155 Polis İmdat veya 156 Jandarma İmdat'ı sabit hat veya cep telefonuyla ararsanız iki dakika içinde bulunduğunuz nokta belirleniyor. Üstelik savcı izni gibi bürokratik engeller de yok. Buna imkân tanıyan düzenleme 3 ay önce yasalaştı. 10 Kasım 2008'de yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 31. maddesi, acil numaraları arayan kişiye ait yer tespit bilgisinin, telefon operatörleri tarafından ilgili birime anında aktarılmasını öngörüyor.
Yani Uludağ'da kaybolan Ümit Özgen (21), arkadaşları yerine 112'yi arasaydı, daha çabuk kurtarılabilirdi. Telekomünikasyon Kurumu, konum belirleme imkanının kaybolan kişilerle sınırlı olmadığını vurguluyor. Yangından sağlık sorunlarına, trafik kazasından gasba kadar hangi sebeple olursa olsun acil numarayı arayan herkese çok kısa sürede ulaşmak mümkün. Bunun için şu numaralardan birini çevirmek kâfi:
110 Yangın İhbar,
112 Sıhhi İmdat,
151 Kıyı Emniyeti,
155 Polis İmdat,
156 Jandarma İmdat,
157 İnsan Ticareti Mağdurlarına Yardım ve İhbar Hattı,
158 Sahil Güvenlik,
159 Alo Karayolları,
168 Türk Kızılayı ve
177 Orman Yangın Hattı.
Acil aramalar konusunda gündemdeki bir başka proje ise Amerika'da uygulanan tek numara sistemi. Bütün yardım ve ihbar hatlarının 112'de birleştirilmesi planlanıyor. Sistem ilk Antalya'da devreye girecek. Başarılı olunursa ülke geneline yayılacak.5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununnun 31nci Madde son fıkrası aşağıdaki gibidir:"(4) Ankesörlü telefon hizmeti kullanıcıları da dahil olmak üzere, kamu kullanımına açık telefon hizmetinden faydalanan kullanıcılar, herhangi bir ücret ödemeden 112 ve Kurumca belirlenen diğer acil çağrı numaralarını çevirerek acil çağrıya cevap vermekle yetkili kuruluşa erişme hakkına sahiptir. Kurumca belirlenen esaslar çerçevesinde işletmeciler ücretsiz olarak, kullanıcıların 112 acil çağrı numarasına ve Kurumca belirlenebilecek diğer acil çağrı numaralarına sunmakta oldukları hizmetin kapsam ve kalitesine uygun olarak erişimlerini sağlamak ve acil yardım talebinde bulunan kullanıcıların yerlerini tespit ederek ilgili kuruluşa bildirmekle yükümlüdür

13 Şubat 2009 Cuma

FOTO MİM

Çocukla çocuk ekibi beni mimlemiş
Mimin konusu; bilgisayarımızdaki fotoğrafların bulunduğu klasörün 4. dosyasının 4. fotoğrafı ve hikayesini anlatmak.

Tesadüf geçen sene Göreme de kaldığımız bir otelin fotoğrafı çıktı.Keyifli bir haftasonu geçirdiğimiz.eskiden bir ahır olan odamızın dışarıdaki avlusunın fotoğrafı bu.Odadaki şömine yakılmaya hazır,yanında kırmızı şarap ve best of Sezen Aksu cd si eşliğinde 3 çift arkadaş güzel bir geceyi paylaşmıştık.
Hayattan çaldığımız bu birkaç saat unutmayacağım anılar belleğime çoktan geçti....

11 Şubat 2009 Çarşamba

sevgi


Sevgililer günü yaklaştıkça artan reklamlar,gerekli mi gereksiz mi tartışmaları artıyor. Seni seviyorum diyebilmek için bu kadar tartışmaya ne gerek var.Bugünden beklenilen iki şey var. Ona özel hisedebileceği 1-2 saat ayırmak ve o iki kelimeyi söylemek.SENİ SEVİYORUM!

Hala bunu yapabileceğiniz birine sahipseniz, bir günü özel kılmak neden bu kadar zor geliyor anlamış değilim....
Bu sabah bir arkadaşım eskiden sevdiğimi bildiği bir şarkıyı göndermiş.Gerçekten de güne iyi başlamamı sağladı.Beni gülümsetecek birşey yakalamış.İşte siz de sevdiğiniz biri için ,önümüzdeki 3 gün içinde, onu iyi hissettirecek şeyleri düşünüp uygulayın.İşte bu..... Kimse sizden pahalı bir hediye beklemiyor....

28 Ocak 2009 Çarşamba

Pratik bilgiler......


Tırnaklarınıza limonla bakım yapın.Saksınızın altına yerleştireceğiniz bir bebek bezi çiçeğinizin kurumasını engeller.Ekonomi kriz, özellikle ev ekonomimizi derinden etkilemeye devam ederken, biz paramızı ve zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmeninyollarını araştır olduk. Evimizdeki hemen hemen herşeyi birden çokdefa kullanabilmek için neyin nerede kullanılacağını bilmenizgerekiyor. Bİrçok şey amaçları dışında pratik olarak kullanılabiliyor.Örneğin, küçük bir aspirinin arabanızı çalıştırabileceğini, ketçapın gümüşlerinizi parlatma özelliğine sahip olduğunu ya da kaçmış çoraplarınızın, ayakkabılarınızı mükemmel bir şekilde cilalayabileceğini biliyor muydunuz?


İşte size bunun gibi bazı küçük ama önemli ipuçları:


KARBONAT: Tıkanmış mutfak giderini temizlemek için tesisatçıyı aramanıza gerek yok. 200 gr. Karbonatı tıkanmış deliğe dökün ardındada 200 ml. sıcak sirke ekleyin. Birkaç dakika bekledikten sonra 1litre kaynar suyu dökün. Tesisatçıya gerek duymadan tıkanmış giderlerinizi en ucuz yoldan açmış olacaksınız.
MISIR UNU: Düğümlenmiş ayakkabı bapları ya da ipler, inatçı birşekilde çözülemezler. Düğümün üzerine bir parça mısır unu serpiştirin.Böylece düğümü çözmek daha kolay olacak ve size zaman kazandıracak.
BEBEK BEZLERİ: Bitkilerinizin daha uzun süre su tutmasını mıistiyorsunuz? Bitkilerinizi dikmeden önce, saksınızın dibine, emicitarafı yukarıya gelecek şekilde bir bebek bezi yerleştirin. Bebek bezisuyu içine çekecek ve bitkinizin suyu çabucak emerek kurumasını engelleyecektir.
SAÇ KREMİ: Ayakkabılarınızı kötü havaların etkisinden koruyabilir. Kış boyunca, ayakkabılarınıza bir miktar saç kremi sürerek tuz vekimyasalları ayakkabınızdan uzak tutarak onları koruma altına alabilirsiniz.
BUZ KABI: Yarım kalmış, bitiremediğiniz şaraplarınızı nasıl değerlendirebileceğinizle ilgili bir ipucu. Kalan şaraplarınızı buzkabına koyup dondurun. Aylar sonra bile hala içilebilir olacaklardır.Ayrıca makarnalarınızın sosu için de daha sonraları kullanabilirsiniz. KAVANOZLAR: Eldivenlerinizi, boş bir kavanozun altına koyarak kurutabilirsiniz. Kavanozu, bir radyatörün üzerine ters çevirip koyarak çok çabuk bir şekilde kurutabilirsiniz.
KETÇAP: Gümüş takılarınızı, ketçap dolu bir kasenin içinde 5 dakika bekletin. Daha sonra takıların işlemeli kısımlarının da parlaması için eski bir diş fırçasıyla hafifçe fırçalayın. Durulayıp kurumaya bırakın.
LİMON: Bir manikürcüye gerek duymadan da, evinizde bir limonyardımıyla tırnaklarınıza bakım yapabilirsiniz. 200 ml ılık suya yarım limon suyu ekleyin ve tırnaklarınızı 5 dakika boyunca içerisindebekletin. Tırnaklarınızın üst kısmındaki ölü deriyi yukarı doğru ittikten sonra, tırnaklarınızı limon kabuğuyla ovun.
MAYONEZ: Bir parça mayonezle saçınıza ve saç derinize, sanki saç kremikullanıyormuşsunuz gibi masaj yapın. Daha sonra saçlarınızı duş bonesiyle kapatıp birkaç dakika bekleyin ve şampuan yardımıylayıkayın. Sonuç olarak saçlarınız mükemmel bir parlaklığa kavuşacak.
TIRNAK CİLASI: Gömlek düğmelerinin içindeki ipliklerin üzerine bir damla renksiz tırnak cilası damlatarak, gömleklerinizin üzerinizdedaha düzgün bir şekilde durmasını sağlayabilirsiniz. Bu yolla ipliklerin aşınarak yıpranmasını ve üzerinizde şekilsiz durmasına engel olur.
ZEYTİNYAĞI: Kendi mobilya cilanızı kendiniz yapın! Üstelik ticariürünlere göre çok daha iyi sonuçlar verecektir. Beyaz sirke ya da limonla karıştırdığınız zeytinyağını, sprey başlığı olan bir kutunun içerisine boşaltın. İyice çalkaladıktan sonra mobilyalarınızın üzerinesıkın. 2 dakika beklettikten sonra temiz bir bez ya da kağıt havluyla temizleyin.
TUZ: Bir parça tuz ve su yardımıyla mobilyalarınızın üzerindeki sulekelerini kolaylıkla çıkartabilirsiniz. Bir tatlı kaşığı tuzu, birkaçdamla suyla karıştırarak elde edeceğiniz bir karışımı lekeli yüzeyeuygulayın. Leke çıkıncaya kadar yumuşak bir şekilde ovalayın.
KÜLOTLU ÇORAP: Eksi ya da yırtık külotlu çoraplarınızla, parlak vesanki yeni cilanmış görüntüsü veren ayakkabılar elde edin. Yapmanızgereken sadece eski çorabınızla ayakkabınızın üstünü ovalamak. Budenemiş olduğunuz diğer yöntemlerden daha çok işe yarıyor.
ŞEMSİYE: Eski bir şemsiyenizi, fidelerinizi kışın soğuğundan ve etkilerinden korumak için feda edin. Tutma kısmını kestiğinizşemsiyenizi açık bir şekilde fidelerinizin üzerine yerleştirerekonların donmasını engelleyebilirsiniz .
SİRKE: Sirke boğaz ağrınızı geçirebilir. 1 yemek kaşığı sirke ve 1 çaykaşığı tuzu, bir bardak ılık suyun içerisinde eritip günde birkaç kez gargara yapın.
ASPİRİN: Biten araba akünüzü aspirin ile tekrar canlandırabilirsiniz.Eğer etrafta, arabanızı çalıştırmak için size yardım edebilecek kimse yoksa akünüzün içerisine 2 tablet aspirin atarak arabanızın tekrarçalışmasını sağlayabilirsiniz. Asetilsalisilik asit, akünün içerisindeki sülfürik asit ile birleşerek son bir şarj üretip arabanızın çalışmasına yardımcı olacaktır.

27 Ocak 2009 Salı

Tinker Bell,Uyuyan Güzel



Karnelerimizi aldık.İlk dönem, beni çalışmasıyla üzmeyen kızım harika bir karne getirdi.Güzel bir tatil bizi bekliyor.Öncelikle uyumayı ve dinlenmeyi hedeflediğimiz tatilimizde onu oyalayacak birşeylere de ihtiyaç duyuyoruz.

Geçen sezon derslerden vakit bulup alamadığımız bir sürü cd olduğunu fark ettim.Bu da beni sevindirdi.Evde hoşça geçireceği 1-2 saati garantilemiş olduk.

TinkerBell bunlardan biri.Doğadan,mevsimlerin oluşumundan ve en önemlisi dürüstlükten bahseden bir çizgi film.Kızımın perilere olan sevgisi de eklenince bizim için sevilen bir çizgi film oldu.

Tatilde hoşça vakit geçirmesini istediğiniz kız çocukları için ideal bir film.


İkinci seçimimiz ise hepimizin bildiği Uyuyan Güzel.Disney'in usta çizerleriyle buluşunca konusunu bilmemize rağmen,kurgusuyla bizi etkiledi.
İşte size iki seçenek....
Hepinize iyi tatiller....

22 Ocak 2009 Perşembe

tatil gelsin.....

Kızım bebekken bir an önce büyüyüp okula gitsin isterdim.Bana bazı büyükler bugününü ararsın demişlerdi.Gerçekten doğruymuş.Okul hayatımızla birlikte hayatımız onun yoğun temposuna girmiş oldu.2.sınıf biraz daha kolay olmasıyla birlikte eğitim hayatının başlangıç konularını kapsadığı için dikkat edilmesi gereken bir sınıf.Matematiğin,dilbilgisinin temellerini doğru şekilde atarsak diğer seneler yeni öğreneceği zorlu adımlara hazırlıklı olabiliriz.
Kızım beni ders çalışma konusunda üzmedi.Çalış malarını sistemini bozmadan devam ettirdi.Lakin tatilin yaklaştığını bilmemizden midir nedir ikimizde de bir yorgunluk var.Sabahları zor kalkar olduk.Bir kaç gündür ödevlerini yapmaya üşenir oldu.Gelsin artık tatil deyip duruyor.Ne yalan söyleyeyim ben de bekliyorum.Sabahları birkaç saat daha fazla uyuyabilmek güzel olurdu.Bugünden bütün çocukların karnelerini tebrik ediyorum.Kırık notlara tepkili olmamanızı öneririm.nasıl olsa tatilden sonra toparlayacak bir sürü vakitleri olacak.....

21 Ocak 2009 Çarşamba

kafam karıştı....

Uzun zamandan beri şehrimizde İsrail karşıtı bir kağıt dönüp duruyor.Gazze de olanlara ben de çok üzülüyor ve her savaşta olduğu gibi bu bölgede yaşayan çocuklar için kan ağlıyorum.Kağıtta 30-40 tane İsrail sermayeli şirketler olduğu söylenen şirketlerin amblemi var.Bu markaların kullanılmaması yönünde yapılan bir konuşma sonrası elime tutuşturulmuştu.Önce pek önemsemedim.Birkaç arkadaşımın evine gittiğimde asansörlere de yapıştırıldığını görüp şaşırdığımı itiraf etmeliyim.Büyük ihtimal size de bu markalarla ilgili bir mail gelmiştir.
Bu kağıdı göreli 1 ay falan geçti herhalde....
Kızım dün akşam yemek yerken her zaman gittiğimiz hamburgercide eğer yemek yersek günah işleyebileceğimizden bahsedince olayın ne boyutlara ulaştığını anlayabildim.Küçücük beyinlerinde olayı farklı boyutlarda yaşadıklarını gördüm.Eğer o hamburgeri yerse subaylarımıza zarar geleceğini ve müslümanların ölebileceği söylenmiş.Bunu da servisteki bir arkadaşı söylemiş ona.Kafası nasıl karışıktı anlatamam.Şİmdiye kadar yediği bütün hamburgerler için üzüntü çekiyordu.
Babasıyla beraber ona bizim doğrularımızı anlatırken kullandığımız her kelimeye çok dikkat ettik.
Yılbaşı ağacıyla da ilgili sorunlarımız oldu.Bir büyüğünün söylediği söz onu çok etkilemiş ve kafasında hangisinin doğru olduğunu oturtabilmek için birkaç gün boyunca benimle konuşma ihtiyacı çekmişti.
Onu kendi haline bıraksam çevresinde benim de şiddetle karşı çıktığım birçok konuda yersiz düşüncelere sahip olacağını ve bununla birlikte büyüyeceğini gördüm.Özellikle maneviyatla ilgili konularda inanılmaz kapılıyorlar söylenilenlere.
Biz aileler olarak çocuğumuzla ara sıra bu konuları konuşmalı onların etraftan neler öğrendiklerini öğrenmeliyiz.Bundan sonra iş kendi doğrularımızı nedenleriyle gösternek olmalı.Onları küçük görüp zamanı gelince anlatırım tavırlarından kaçınmalıyız. İçinde gittikçe büyüyen bir hal alabilir çünki....

2 Ocak 2009 Cuma

yapılacaklar,yapılmayacaklar listesi

Yeni yıl, yeni umutlarla başladı.Her zaman dediğim gibi önce sağlığımıza dikkat etmeliyiz.Sağlığımızı kaybettikten sonra diğer hiçbirşeyin öneminin olmadığını anlıyoruz.
Gelen maillerden birinde verilen bu liste çok hoşum gitti ve sizinle paylaşmak istedim.Uyarması doktorlarımızdan uygulaması bizlerden.....

ISTANBUL UNIVERSITESI ONKOLOJI ENSTITUSU BASKANI PROF DR .ERKAN TOPUZ TARAFINDAN DILE GETIRILEN YAPILACAK VE YAPILMAYACAKLAR LISTESI :

1. GUNDE EN AZ 6-7 SAAT KARANLIK ODADA UYUMAK GEREKIR.
2. HAFTADA EN AZ 6 GUN ERKEN YAT ERKEN KALK
3. ELEKTRONIK ARACLARDAN UZAK DUR KULANMADIGINIZ ZAMAN ACIK VEYANINIZDA TUTMAYINIZ.
4. BILGISAYARINI ACIK TUTMA
5. TELEFONDA KISA KONUS
6. CEP TELEFONU ILE KONUSMAN 30 SANIYEYI GECMESIN
7. SAMPUANLAR VE DUS JELLERI KANSEROJEN. VUCUDUNUZU SABUNLA TEMIZLEYINVE BOL BOL DURULANIN
8. ZAMAN ZAMAN YALIN AYAK TOPRAKTA YURUYUN
9. GIYDIGINIZ TERLIGIN LASTIK- PLASTIK OLMAMASINA DIKKAT EDIN
10. GECE UYURKEN ODADAKI TELEVIZYONU BILGISAYARI VS FISTEN CEKIN VEYAANA DUGMESINDEN KAPATIN
11. CEP TELEFONUNUZU GECE UYURKEN YATTIGINIZ ODADA BULUNDURMAYIN
12. HAFTADA 4 KEZ BALIK YE VE BALIK CORBASI IC BALIGIN KILCIGI KANSER ONLEYICIDIR. MUMKUNSE BALIGI KILCIGI ILE YE
13. ZERDACAL (KORI) YI BOL BOL KULLAN SALATALARINA EK, CORBANA KOFTENE KOY VS
14. GUNDE IKI BARDAK DOMATES SUYU IC
15. KEPEK EKMEGI VE EKMEGIN KABUGUNU YE. BELEDIYE EKMEGI GENCLER ICIN IYI 16. TUZ KULANMAK ISTIYORSAN KAYA TUZU KULLAN
17. ZEYTINYAGI FAYDALI. SABAH KAHVALTISINDA BIR CORBA KASIGIZEYTINYAGININ ICINE KEKIK, NANE, KORI, KOYUP YE
18. ESMER PIRINC TUKET
19. ZEYTIN COK YARARLI BOL BOL TUKET
20. YAGSIZ PEYNIR VE KECI PEYNIRI YE
21. HAFTADA EN COK IKI KEZ KIRMIZI ET YE
22. CAY ONERISI-YESIL CAY+BOGURTLEN+ ISIRGAN+LIMON KABUGU NU KARISTIRKAYNAT GUNDE IKI KUPA IC DIKKAT BUNU ILAC ALMAYAN INSANLAR ICEBILIR
23. EGER HIC BIR ILAC ICMIYORSANIZ VEYA ILACTAN 6 SAAT SONRA BIR SUBARDAGI GREYFURT SUYU ICIN
24. BITKISEL OTLARI ALIRKEN INTERNETTEN ALISVERIS YAPMAYIN-TARIMBAKANLIGI ONAYI OLANLARI ECZANELERDEN ALIN
25. SENTETIK YASTIK YORGAN KULLANMAYIN PAMUIK YORGAN YASTIK DAHA SAGLIKLI
26. OZELLIKLE BEYAZ IC CAMASIRLARINIZI KAYNATMADAN GIYMEYIN CUNKUBEYAZLATICI MADDE KANSEROJEN BIR MADDEDIR
27. MUTFAKTA TEFLON BULUNDURMAYIN CAM-CELIK-PORSELEN KAPLARDA PISIRIN 28. SENTETIK MALZEME ICEREN HALI KULANMAYIN
29. AYAKKABI ILE EVDE DOLASMAYIN
30. ORGANIK URUNLER TUKETIN EN AZINDA SEBZE MEYVEYI MEVSIMINDE TUKETIN 31. FASTFOOD KANSEROJENDIR
32. ACI BIBER KANSERE CAREDIR
33. HAFTADA EN AZ BIR KOY YUMURTASI TUKETIN VE OZELLIKLEDE BEYAZINIDAHA COK TUKETIN
34. ELMA SIRKESI MERTABOLIZMAYI HIZLANDIRIR GUNDE BIR TATLI KASIGI ICIN( kadinlarda kemik erimesine sebep oluyor. dikkat edin)
35. HER SABAH AC KARINA BARDAK ILIK SU TUKETIN
36. KURU ERIK, BOGURTLEN, CILEK TUKETIN
37. HAVUZLARDA KULLANILAN KLOR KANSEROJENDIR EGER GIRERSENIZ DE HEMEN DUS ALIN
38. ICME SUYU-ISTANBULDA SU ANDA BELEDIYENIN SUYU ICILEBILIR- EGERSATIN ALIYORSANIZ 3 AYDA BIR MARKASINI DEGISTIRIN
39. KIZARTMA YEMEYIN HASLAMA BUGULAMA YENMELIDIR
40. MIKRO DALGADA FAZLA ISITMA
41. YANMIS YIYECEKLER KANSEROJENDIR
42. DIS FIRCALARKEN KURU FIRCAYA MACUNU KOY FIRCALA SONRA DURULA
43. KURU TEMIZLEME KANSEROJENDIR
44. DOMATES ORGANIKSE VEYA MEVSIMINDE KANSER ONLEYICIDIR
45. ELMAYI KABUGU ILE YE
46. SEBZEYI MEYVEYI ONCE ELMA SIRKELI SUDA 20 DAKIKA BEKLET SONRADURULA YE VEYA KULLAN
47. BROKOLI, KARNIBAHAR, ISPANAK, LAHANA. KIRMIZI TURP, KARA TURP,HAVUC, MAYDANOZ, REZENE, TERE TUKET
48. EN YESIL, EN KIRMIZI, EN SARI OLAN YIYECEKLERI YE
49. YESIL CAYI GUNDUZ TUKET
50. KARA UZUM, KARADUT, BOGURTLEN SURUBU, ANANAS TUKET
51. CIN URETIMI HIC BIR SEY KULLANMA SU ANDA MADE IN CHINA YERINE PRC(PEOPLE REPUBLIC OF CHINA) YAZIYORLAR DIKKATLI OL.
52. SUT YERINE AYRAN VE YOGURT TUKET CUNKU SUTE HAYVANIN GUBRELIYEDIGI OTLARIN KALINTILARI KARISABILIYOR
53. FINDIK, FISTIK, CEVIZ KABUKLU AL KIR OYLE GUNLUK BIRAZ TUKET
54. MEVSIMINDE CEKIRDEKLI KARPUZ COK FAYDALI
55. SARABA BOCEK ILACI KARISIYOR O NEDENLE KANSEROJEN, BIRA KOLONKANSERINI ARTIRIYOR, BUNLAR YERINE KARA UZUM YE
56. MEYVE SUYU YERINE TAZE MEYVE TUKET MEYVE SUYU SISMANLATIYOR
57. HAREKETLI HAYATI TERCIH ET
58. OKSIJENLI ORTAMDA GUNDE EN AZ YARIM SAAT 45 DAKIKA YURU
59. SIGARA ICIYORSANIZ YUZDE 85 VEYA 90 AKCIGER KANSERI OLACAKSINIZ VEKALP KRIZI GECIRECEKSINIZ DEMEKTIR.SIGARAYI BIRAKINCA VUCUT 10 YILDA YENILENEBILIYOR. HEMEN SIGARAYIBIRAKIN. BIRAKINCA KIRMIZI OLAN URUNLERI TUKETIN MEYAN KOKU VE KARAMESENIN KABUGUNUEZIP TOZ OLARAK ALIN BU VUCUDUN DAHA KOLAY TEMIZLENMESINI SAGLIYOR .2015 YILINDA 9 MILYON KISI AKCIGER KANSERI OLACAK. YIRMI SANIYEDE BIRKISI AKCIGERKANSERI OLUYOR.
60. AKCIGER KANSERI BELIRTILERI OMUZ AGRILARI, YUKSEK ATES, OKSURUK VEKANLI BALGAMDAN ANLASILIR.
61. STRESTEN UZAK DURUN KANSERI TETIKLIYOR: YOGA, MEDITASYON, STRESEIYI GELIYOR
62. TANRIYA INAN, DOKTORA INAN, AILE SEVGISINE BAGLILIK GOSTER KISTRESIN ETKILERINI MEN ET
63. UZUM CEKIRDEGI VE KETEN TOHUMU GUNDE BIR TATLI KASIGI TUKET
64. GUNDE BIR SU BARDAGI AKSAMLARI KEFIR TUKET GUNDE BIR KEZ BUYUKAPDESTE CIKILMASI GEREKIR EGER OLMUYORSA ILERDE KOLON KANSERI OLMAOLASILIGI YUKSEKTIR.BUNA DIKKAT ET
65. MENAPOZDAKI KADINLARIN VUCUDUNDA ODEM OLUR BUNU ATMAK ICIN KIRAZINSAPI+MISIR PUSKULU+MAYDONEZ SAPI KOKU+DEFNE YAPRAGINI 5 DAKIKA SICAKSUDA BEKLETIC GUNDE EN COK IKI KUPA OLARAK BU BIRIKEN ODEMI ATIYOR 66. BEYAZ UN BEYAZ SEKER VE TUZDAN UZAK DUR
67.HALSIZ HISSEDIYORSANIZ GUNDE BIRER ADET B VE C VITAMINI AL
68. KANSER HASTALARI DOKTORUNA DANISMADAN HIC BIR BITKISEL OTKULLANMAMALIDIR. ILAC ICIYORSA ASLA OT KULANMAMALIDIR.
69. BUTUN PETROL URUNLERI KANSEROJENDIR. KULANDIGINIZ HER SEYIN PETROLURUNUNDEN YAPILIP YAPILMADIGINI SORGULAYINIZ.

30 Aralık 2008 Salı




yeni yılda herkese mutluluk ve sağlık diliyorum.
Eşinizle dostunuzla bol bol eğlenin yarın....
Ağacıma da sevgilerinizi bırakmayı unutmayın....

8 Aralık 2008 Pazartesi

kurban bayramı

Kurban bayramınızın mutlu,sağlıklı ve ailenizle beraber sevgi dolu geçmesini dilerim.....

30 Kasım 2008 Pazar

9-8-7....................

Sevda arkadaşımın mailinden...Bugün sevdiğim bir komşumun ölüm haberi üzerine daha anlamlı geldiği için yayınlıyorum....

29 Kasım 2008 Cumartesi

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri:)))‏

Haftasonu eğlencesi.........

Alkol alımına (içimine)bağlı bozukluklar, nedenleri ve çözümleri‏

Belirti: Ayağınız ıslak ve soğuk.
Sebep: Kadeh yanlış açıyla tutuluyor.
Çözüm: Kadehin ağzını yukarıya gelinceye kadar çevirin.
------------ --------- ---------
Belirti: Önünüzdeki duvarda avizeler var.
Sebep: Zeminde yatıyorsunuz.
Çözüm: Vucudunuzu zemine 90° aci yapacak sekilde konumlandirin.
------------ --------- --------- --------- ----
Belirti: Zemin bulanık gorunuyor.
Sebep: Bos bir kadehe bakıyorsunuz.
Çözüm: Hemen kadehi sevdiginiz bir icecekle doldurun.
------------ --------- --------- --------- -
Belirti: Zemin hareket ediyor.
Sebep: Sürükleniyorsunuz.
Çözüm: En azından sizi nereye götürdüklerini sorun.
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Ne zaman birisi konussa kulağınız yankı yapıyor.
Sebep: Kulağınızı kadehe sokmuşsunuz.
Çözüm: Kendinizi maskara etmeyi bırakın!
------------ --------- --------- --------- ---
Belirti: Oda sallanıyor, herkes beyaz giyinmis ve muzik sanki tekrar edip duruyor.
Sebep: Ambulanstasınız.
Çözüm: Hareket etmeyin. Uzmanlar gereğini yapar.
------------ --------- --------- ----
Belirti: Babanız ve kardeşleriniz yabancı gibi bakıyor.
Sebep: Yanlış evdesiniz.
Çözüm: Evinizin yolunu sorun.
Şerefe :))

27 Kasım 2008 Perşembe

elektrik sarfiyatı vebu konudaki araştırmalar....



Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının tavana vurduğu şu zamanlarda biliyorum ki hepimiz bu konuda daha dikkatli davranıyoruz.

Ben de sizler için bir kaç bilgi topladım...Hepimiz için faydalı olacağına inanıyorum....



Tüm elektrikli aletlerinizi kapattıktan sonra elektrik sayacınızı kontrol edin. Sürpriz bir şekilde hala döndüğünü göreceksiniz. !Örneğin bilgisayarlar işlem yaparken 140 Watt, işlem yapmazken 27Watt, kapatırsanız bile 5 Watt Elektrik tüketiyor.

Kapanmayan elektrikli ev aletlerinin "Gizli Tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Yani, sadece AvrupaKıtası'ndaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altı nükleersantralı çalıştırabilecek kapasitede.!

· Kahve Makinenizin Ortalama Tüketimi = 800 W

· Kahve Makineniz Kapalı Olduğundaki Tüketimi = 1.5 W

· Ve de Kahve Makinenizin Fişini Çektiğinizde Ulaştığınız Sonuç = 0 W


Bazı elektrikli ev aletleri kapatılsalar bile elektrik tüketimini sürdürüyorlar. Bu da hem gereksiz bir enerji tüketimine hem detüketicilerin elektrik faturalarının kabarmasına neden oluyor.


Bilgisayar örneğini ele alalım. Bilgisayar çalışırken gücü yaklaşık140 Watt' yükseliyor. Bilgisayarda tüm işlemler durdurulduğunda da sayaç dönmeyedevam ediyor. Bilgisayarın hemen çalışabilmesi için sürekli "stand by"olması gerektiği göz önüne alındığında, bu da mantıklı gözüküyor.

Ancak bilgisayarda hiç bir işlem yapılmadığı "yarı uyanık" zamanda da 27 watt gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir miktarda elektriktüketilmesi oldukça şaşırtıcı. Bundan daha da kötüsü "off" düğmesine basıldığında bile PC'nin gücünün sıfırlanmayıp 5 watt civarında bir elektrik tüketmesi!

Sonuç olarak, bilgisayarın hiç elektrik tüketmediğinden emin olmakiçin tek bir çözüm var, o da prizin fişten çekilmesi...

Nöbet Tutan Aletler

Bu rakamlar çok küçük olsa da önemsememem hata olur. Nitekim,Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (AIE) Benoit Lebot"ya göre, tam olarakkapanmayan elektrikli ev aletlerinin "gizli tüketimi" dünya elektriktüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Başka bir deyişle, sadeceAvrupa kıtasındaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altınükleer santrali çalıştırabilecek kapasitede.

Bu durumu anlayabilmek için "nöbet tutan" aletlerin ortaya çıktığıotuz yıl geriye dönmek gerekiyor. O zamana kadar televizyon ya da fırın kapatıldığında her tür enerji tüketiminin durdurulduğundan emin olunabiliyordu. Ancak çok daha sofistike audio ve video cihazların piyasaya sürülmesi durumu değiştirildi.

Hi-if, radyo-çalar saatler, müzik seti vetelevizyon gibi aygıtlar saat, uzaktan kumanda ve "bellek" tuşuyladonanıp FM istasyonları ya da diğer programların kaydedilmesine olanaksağladılar. Bu özellikler tüketici açısından büyük bir kullanım kolaylığı sunmakla beraber, elektrik tüketimini fazlasıyla artırdı.

Uzmanlar günümüzde, kapatıldıktan sonra bile gizli tüketimi sürdüren evaletlerinin sayısının önemli oranda artmasının, durumu daha da ciddi hale getirdiğini belirtiyorlar.


Öte yandan, "yararlı israf"ı da "gereksiz israf"tan ayırmak gerekiyor.Faks, telsiz telefon gibi çalışmak için elektrik sinyaline gerek duyanaygıtlar birinci kategoriye giriyor. Bu durumda, bu makinelerinçalışması için gereken gizli tüketim meşru bir hal alıyor. Uzmanlar zaten faks, telefon gibi aygıtların tükettiği elektrikmiktarının diğer aygıtlarınkine kıyasla çok düşük olduğunu ifade ediyorlar.

Nedeni: Röle Uzmanlar elektrikli ev aygıtlarının kapatılmalarına rağmen gizli elektrik tüketimini sürdürebilmelerini, bu aletlerin içinde birtransformatör bulunmasına bağlıyor. Elektronik devreler elektrik akımının (220 V) sağladığından çok dahadüşük bir gerilimle (Yaklaşık 5 volt) çalışırlar; işte bu noktada transformatör röle rolünü üstlenir. "Çalıştırma/durdurma" anahtarı da genellikle transformatörü narkasında yer alır ve aygıt kapatıldığında bile transformatör halagerilim altındadır. Bunun sonucunda elektrik sayacı dönmeyi sürdürür. Bu aygıtları üretenleri, ürünlerinin düzenleniş biçimini değiştirmeye zorlayacak herhangi bir kural bulunmadığından, bu tür bir değişiklik çok az bir harcama gerektirmesine rağmen hiçbir üretici gerekli önlemi almamaktadır.


Bu konuda geniş bir araştırma yayımlayan Fransız Science et Vie dergisine göre, Ocak 2000'de Fransa'da 178 hanedeki 1270 aygıtın gizlielektrik tüketimi incelendi. Video İlk Sırada Bunlar arasında birinci sıraya oturan video aygıtıydı; nöbetteyken 1-30 watt arası, oldukça önemli sayılabilecek miktarda enerji tüketen videolar hemen hemen bütün gün "stand by" olduğundan Fransa'da "gizlitüketim" in yüzde 32'sinden sorumlu tutuluyor.


Video dışında televizyon (1-22 watt), uydu anten receiver (5-17 W) yada kablolu TV (3-23 W), Hi-if (1-24a W) v.b.'nin de oldukça yüksekoranda enerji tükettiği ortaya çıktı. Ayrıca bilgisayarın da 1-27 W arası gizli elektrik tüketimiyle masumolmadığı belirlendi. Kahve makinesi, diafon gibi aygıtlarıntüketiminin ise 5 W'ın altında kaldığı gözlendi.

Önlemler Emeklemede Bu enerji israfına karşı tüketicilerin elektrikli aygıtlarını fişten çekerek önlem almaları için kampanyalar düzenlense de, sanayi kesiminibu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya zorlayacak bir yasa henüzortalıkta gözükmüyor.

Avrupa Birliği'nde, Brüksel'de endüstrinin bazı sektörleriylegönüllülük temeline dayanan anlaşmalar imzalanmış olsa DA,üreticilerin çoğunda bu konuda bir "isteksizlik" gözleniyor. Önlemolarak şimdilik yalnızca, etiketleme sistemi gündemde.

ABD'd e "Energy Star" etiketine karşı Avrupa'da da sekiz yıl önce,aygıtın enerji kapasitesini A'dan G'ye sıralanan yedi kategorideinceleyen "Etiket Enerji" uygulaması gündeme getirildi. Uzmanlar buyöntemin kesin bir çözüm sunmamakla birlikte pazara yüzeysel de olsabir çeki düzen vermesi açısından bir ilk adım olarak görüyorlar.

Küçük Watt'lardan Büyük Enerjiler... 5 watt'la ne yapılabilir? Elektriği olmayan beş hane aydınlatılabilirmi? Evdeki en küçük ampulün bile en az 10, 20 watt olduğu göz önüne alındığında bu sorunun yanıtı 'imkansız' olacaktır...

Oysa Kanadalı bir mühendis 0.1 Watt'lık tek bir beyaz elektrolüminesant diyodun(LED) bir çocuğun okuması için yeterli olduğunu kanıtladı! Nitekim Dave Irvine-Halliday adlı mühendis ve kendi kurduğu "Light upthe world" sivil toplum örgütü, şimdiye kadar dünyada 1 milyondanfazla haneyi bu yöntemle aydınlattı; Bolivya, Guatemala, DominikCumhuriyeti ve Nepal'de 60'ı aşkın hanenin yer aldığı bir köy 100Watt'lık tek bir ampulün tüketimine eşdeğer enerjiyle aydınlanıyor.

Halliday'in yönteminin başarısı, LED'lerin uzun ömrü (Kırk yıl) veolağanüstü randımanından kaynaklanıyor. Bu yarı iletkenler (LED)elektronları ışıklı fotonlara dönüştürülüp yüzde 95 oranında birenerji sağlıyorlar; oysa normal bir ampulde enerjinin büyük bir bölümüısıya dönüştüğünden, kapasitesinin ancak yüzde 10'u işlev kazanıyor.

Kanadalı mühendis bu elektrolüminesant diyotları besleyebilmek için enücra köylere kadar her binayı pedallı jeneratör ya da güneş enerjisipanoları ve bir akümülatörle donattı. Sistemin maliyeti ise, projeyeni uygulandığında hane başına 60 dolarken 30 dolara indi; beş yıliçinde bu rakamın daha da azalıp 10 doların altına düşmesi bekleniyor.

Peki LED bizim elektrik faturalarımızın tutarını da azaltabilecek mi?Dave'e bu soru sorulduğunda Calgary (Kanada) Üniversitesi' ndekilaboratuarında bu yöntemle bir haneyi aydınlattığını belirterekşunları söylüyor:"Bir binanın stratejik noktalarına 1'er watt'lık LED'ler yerleştirilmesi halinde, elektrik tüketimi yüzde 95 oranında azaltılarak halihazırdakiaydın latma gücüne eşdeğer bir aydınlanma sağlanabiliyor.

" Bundan daha güzel bir cevap olabilir mi?

22 Kasım 2008 Cumartesi

masal hazinesi



Kızım artık 2. sınıf öğrencisi oldu.Anne ve babasına çekmiş.Her hafta bize bir kitap aldırıyor.Kitapçılara gitmek onun için büyük bir keyif.Bu gezilerden birinde Timaş yayınlarının Masal Hazinesi serisiyle karşılaştık.Şimdi her hafta 1 kitabı bitirip diğerini alma kaygısında.Kitapların ciltli kapaklarında simli kabartmaların olması bu ilgisini biraz daha pekiştiriyor.sınıfındaki diğer arkadaşları da bu kitaplara bayılıyor.Her kitabın değişik bir etkinliği ve beceri kazandırma gibi bir niteliği var.Denemenizi taviye ederim...Linkine tıklayıp her kitap hakkında bilgi alabilirsiniz.




19 Kasım 2008 Çarşamba

eski gunler

Çocukluğumun kasabasının fotoğrafları beni eski günlere götürdü.Yazları annemler tatile gittiği zaman anneannemin yanına ,kaledibindeki o şirin beyaz eve gelirdik.10-12 kuzen bir eve doluşur , etrafta kendimizi oyalayacak bir sürü şey bulurduk.Evin sol tarafındaki kayalardan denize atlar ,etrafta ve evde türlü haylazlıklar yapardık.Evle yamaç arasında kalan bölümde dolaşırken ısırgan otlarının arasına düşüşüm,yalan yanlış yüzerken boğulma tehlikeleri atlatışım.,anneannemin beni kaynar sularla yıkaması, o zaman beynimden geçen bütün hayali kahramanlar.... hepsini,hepsini hatırladım birden.Hele facebook tan birinin beni hatırlayıp o günlerde yaptığım haylazlıkları anlatması nasıl hoşuma gitti anlatamam.
5-6-7 yaşlarımı hatırlayabilmek bana iyi geldi.....Ya da yaşlanıp bunuyorum.Bunamada yakın geçmiş değil de çok eskiler hatırlanırmış derler ya....:))))
Bütün arkadaşlarımın bloglarını gezmekteyim lakin yorum bırakmakta biraz zaman sıkıntısı yaşıyorum.Beni affedin bir süre sevgiler...

15 Kasım 2008 Cumartesi

ıssız adam

Sen şimdi kara uzanmışsın.Uyku tatlı geliyor sana ama farkında değilsin,ölüyorsun.....

Bu filmi kesinlikle İstiklal caddesindeki bir sinemada seyretmelisiniz.Mümkünse kız arkadaşlarınızla...Film çıkışında Beyoğlu'nun o güzel sokaklarında yürümeli,susmalı,düşünmeli ve güzel bir şarap içeceğiniz sıcak bir mekana atmalısınız kendinizi...
Çağan Irmak 17-18 yaşlarımdan beri baktığım binaları,sokakları kilometrelerce öteye bana getirmiş sanki....Hep baktığım yerlere benim gibi bakmış,hisettiğim birkaç anı getirip önüme koymuş sanki...Eski bir aşkı gördüğümüzde o sevgi dolu bakışlar hele böyle karşılıklı olunca yitirilmişlik insanın içini nasıl da acıtır.İnşallah sizde benim gibi aşkı kaybetmeyenlerden olmuşsunuzdur......Belki de bu yüzden filmden ağlayarak çıkmadım.
Filmin konusundan falan bahsetmek istemiyorum.Gidip izleyin derim........

14 Kasım 2008 Cuma

deprem,soğuk ve kızım..........

Evlerin davetsiz misafiri depremle yeniden karşılaştım.18 Ağustos depreminde bekar ailesiyle yaşayan biriydim.Korkuyu tamamen bireysel yaşadım.Bu sefer heşey farklıydı evde yalnız başımaydım.İstanbul'da yaşadığım depremden daha şiddetli hissedildi.Evde herşey yerinden oynayacak gibi gıcırdadı ve sallandı.&.katta oturduğum için inanılmaz bir yaylanma hissettim.Korkularım bitmeyecek sandığım bu dakikalarda yalnız ölme duygusuyla başladı.Kızımın okuldan dönüş ylunda olduğunu biliyordum.Eğer benim yaşadığım korkuyu yaşıyorsa onun yanında olmamak duygusu ve bu çaresizlik beni çok ama çok üzdü.Telefonlar her zamnanki gibi kitlenmişti ve kimseden haber alamıyordum.Hemen kendimi dışarı attım.İlk gördüğüm gökyüzündeki kocaman dolunaydı.Yüzeyi öyle net seçiliyordu ki....Bunun depremle ilişkisini bilemiyorum ama önceki depremde de yıldızları bu kadar yakın ve parlak görmüştüm.
Kızım servis aracında olduğu için depremi hissetmemiş.Bu beni çok sevindirdi.Yüzümdeki endişeyi ondan gizlemeye çalışsam da pek başarılı olamadı haliyle.Ona sarılmak iyi geldi ....
Eşim hemen yanımıza geldi bir süre daha dışarda bekleyip olumlu haberleri alınca dışarının soğuğununda göz önüne aldık veevimize geri döndük.
Kış soğuk yüzünü göstermeye başladı.Şehrimizde - derecelere varan soğuklar üşütüyor artık.
Biz sıcak evimizde otururken dışarıda kim bilir kaç çocuk üşüyor.Bu zamlar milletin belini bükecek bu kış...Bütün annelere sabır diliyorum.
sevgiler....

11 Kasım 2008 Salı

dağıldım.....

Bu aralar dağıldım.Kendimi hayatın neresine koyacağımı bilemez durumdayım. Yapmam gereken,ertelediğim herşeyi hala yapamadığımın farkındayım.Vızır vızır geçiyor saatler ve ben darmadağınım hala.Bir ucundan tutsam düzelecek gibi ama tutmayı da istemiyorum.Geçen her saatle birlikte özgür bırakıyorum kendimi ve bu beni mutlu ediyor. Boşlukta havada asılı kalmışım gibi akışa bıraktım kendimi.....İyi geldi aslında....
Arada bir sorumlulukları bir kenara bırakıp çemberin dışında var olmak iyi geliyor.Biraz aile ve ev dağılıyor ama olsun...Bu hakkımı kullanıyorum...

29 Ekim 2008 Çarşamba

cumhuriyet bayramı

Cumhuriyetimizin 85.yılı herkese kutlu olsun.Anne ve baba olaak en önemli görevimiz Cumhuriyeti koruyup kollayacak, Atatürk 'ü ve onun ilkelerini anlayan ve uygulayan çocuklar yetiştirmek olacaktır....

28 Ekim 2008 Salı

Bloğumun sebep gösterilmeden kapatılmasına gerçekten çok sinirlendim.Özgür düşüncelerimizi ifade etmemizin engellenmesi inanılır gibi değil.Bu kararı destekleyen ve yürürlüğe koyan tüm kişi ve kuruluşları şiddetle kınıyorum....

9 Ekim 2008 Perşembe

sonbahar ve ben


Dışarda karanlık bir hava var.Yağmur yağmaya başladı.Hırkalarımı dolabın ön taraflarına,daha gözümün önündeki yerlere yerleştirdim.Geçen sene indirimlerden aldığım patik evayakkabılarımı aradım buldum.Ev eşofmanlarımı geçirdim üstüme....Evet kışa hazırız artık.Akşamları kalorifer yanınca ,hele dışarda üşüyüp gelmişsem evimin sıcağı ne iyi geliyor bana anlatamam.Kasım ayında doğduğumdan, karanlık havaları oldum olası sevmişimdir.Acı ,tatlı en güzel anlarım çoğunlukla kışın başıma gelmiştir.
Mutfak penceremin önündeki menekşemde hala çiçekler var.Biri pembe diğeri mor.Kar yağana kadar çiçeklerini açmaya devam edecek.Sonbaharını kaçırdığım şehrimi ve insanlarını özlemelerim sürüp gidecek böyle....

7 Ekim 2008 Salı

eve döndük........

Senede bir defa telefonlarımızı kapatıp bir hafta ailecek tatile çıkarız.Bu bayram atladık arabaya indik deniz kenarına....
Dinlenme,birbirimizi dinleme,eğlence hepsini yaşadık evimize döndük.Seyahat halinde olmayı seviyorum galiba.Seyahatlarin sevmediğim tek kısmı eve dönüş kısmı.Bavulların açılması dağılan etrafın toplanması bei geriyor her zaman.Tatil klasiğimiz olarak gene hastalandık ve ilaç kutularımız dolaba yerleştirdik.
Şimdi yatağıma uzanmış, hasta olsamda huzurlu bir gülümsemeyle yeni bir döneme başlıyorum.Blog için fotoğraflarımı en kısa zamanda yükleyeceğim.
Sonbaharın tadını çıkaralım artık değil mi....
Hepinize iyi haftalar.

26 Eylül 2008 Cuma

Tatil başlıyor.....

Günler ne çabuk geçiyor.Ramazan ve okulların açılması birlikte olunca neye uğradığımızı şaırdık.Kızımı bu yeni düzene alıştırmak,Bir yaz boyu ilgilenmediğim evimi tparlamak bayağı zamanımı aldı.Bir baktım 9 günlük bayram tatili geldi çattı bile.
Bu akşam Kadir gecesi ,tüm arkadaşlarımın ve büyüklerimin kandili mübarek olsun.Dualarım hep sağlık ve huzur üzerine....
Hepinize şeke tadında bir bayram diliyorum.

15 Eylül 2008 Pazartesi

Yeni bir dönem.......

Okullar açıldı.Kızım bu sene 2.sınıfa başladığı için okulla ilgi bir kaygım yok.Kızım da aynı şekilde okula gidiyor olmaktan şimdilik memnun.Onun için en önemli şey stickerler şu ara.Sınıfımız kızları arasında çok yaygın olan sticker değiştirme ,birbirine gösterme modası geçen seneden beri hala revaçta.Hepsi grubunun stickerlerına sahip olmak dışında önemsediği birşey yok kızımın.
Pzartesi kızımın okula başlamasından sonra rahat edeceğimi düşünmem çok yanlıştı tabii ki.Bir yaz boyu evi boş bırakmamın sonucu olan darmadağınıklığı ve pisliği toparlamam 1 haftamı aldı.a geçti.Ramazan dolayısıyla bir de üstüne yemek yapmak eklenince cuma günü vücudum iflas bayrağını çekti.Kendimi yorgun ve bitkin hissediyorum şu an.
Sabah 7.30 da kalkmaya alıştım.Melis 7.40 da kalkıyor .Üst baş giyinme, kahvaltı derken 8.15 de servisi gelene kadarki nazlanmaları beni öldürüyor.Ev düzene girdiği için bu haftadan itibaren kendime ve arkadaşlarıma vakit ayırmaya başlayabilirim.Ertelediğim bir sürü şey var.Hepsi için Eylül ayını öngörmüştüm ki bu ayın da ortalarına geldik.Şimdi herkes bayram tatilinde ne yapıyorsunuz diye soruyor.Yeni yerleşmişken o kısmını hiç düşünmedim daha.Lakin düşünmem de gerekiyor.Bayram zamanı zaten pek sevemediğim şehrimiz daha da çekilmez oluyor.
Herhalde son dakika birşeyler ayarayıp 3-4 gün biryerlere gideriz.Hayatımı planlamadan yaşamaya çalışacağım bu sene.....
Bloğa ve blog arkadaşlarıma hayırlı ramazanlar ve okullu annelere iyi bir dönem diliyorum.


Görsel DNA sını merak edenler için bir test linki .Bir deneyin...
http://www.visulog.com/

3 Eylül 2008 Çarşamba

okul alışverişleri

Herkese selam....
Koskoca tatili bitirdik....
Sadece 5 gün sonra okullar açılacak.Biz anneler de bu aşamada koşuşturmalara başladık.Dün kızımla okul ayakkabısı almak için çarşıya çıktık.Benim gibi bu iş için geç kalmış yüzlerce anne çarşıdaydı.Ama ne mümkün başarılı olmak.Beğendiğimiz ayakkabıların numarasını bulabilmek deveye hendek atlatmaktan daha zordu.Bir süre sonra mağazalarda anne kaynaşmaları bile yaşadık.Okul alışverişinin ayakkabı kısmını tamamlamam 4 saatimi aldı haliyle.Geriye forma ve eşofman almak kaldı ki onu da cuma günü halledebileceğim.Melis in tatil ödevlerinin son kısımları içinse anneme güveniyorum.Bunlar tatlı telaşlar....

7 Ağustos 2008 Perşembe

ara uzun sürdü...

Herkese selam...
Yazma uyuşukluğum devam ediyor.Deniz mevsimini bu yaz yoğun yaşadım.Zorunlu denizsiz geçirdiğim bir kıştan sonra okulların kapanmasıyla birlikte kendimi deniz olan şehirlere attım.Melis artık balık gibi yüzüyor.Bir internet cafe nin düşük wireless hattını kiraladım ve bu şekilde birkaç cümle yazabiliyorum.Melis 4.kez laptoun adaptörünü bozduğu için son kalan pil süremi kullanıyorum.Şehre dönene kadar bununla idare edeceğim.Bir sürü kitap okudum bu yaz.Bir sürü anı birikti anlatacak....Fotoğraflarla birlikte anlatacağım hepsini sizlere...
Blog arkadaşlarımı da ziyaret edemedim.Kimbilir onlarda da okuyacak ne çok şey birikmiştir.Pazartesinden sonra evime döneceğim ve kesintisiz hattıma kavuşacağım.40 milyona yeni bir adaptör aldıktan sonra tabii:)))
Kızım ve ben keyifli yazımızın deniz kum güneş bölümünü bitiriyoruz.Okullar da erken açılacak diyorlar.Kesin bilgisi olan bana yazsın...Daha bitmeyen tatil ödevlerimiz var.
Şimdilik hoşçakalın....

1 Temmuz 2008 Salı

kısa bir ara

Bilgisayarım bozulduğu ve yaptırmaya bir türlü vakit bulamadığım için kısa bir ara veriyorum...
sevgiler....

7 Haziran 2008 Cumartesi

cumartesi

Cumartesimiz, bir arkadaşımızın davetiyle, biraz gürültülü ama kızım için eğlenceli bir hal aldı.
Biricik hava durumu sunucum Bünyamin Bey'in tahminleri gene beni yanıltmadı ve sağanak yağış altında çocukları idare etmeye çalıştık.10 çocuk bir araya gelince nasıl idare edilebilirse o kadar başarılı olduk haliyle.
Son 3 gündür hastayım.Geceleri titreme ve 39 dereceye varan ateşimle boğuşuyorum.Sabahları uyandığımda hiçbirşeyim kalmıyor lakin ateşin verdiği bir halsizlik beni rahatsız ediyor.Hastayım diye evde otursam sıkılıyorum.Neyse arkadaş sohbetleri derken gene akşam oldu ve ben gene hastayım.Girdim yatağımın içine aldım yumuk kızımı yanıma...
Yarın pazar.Bol bol dinlenme fırsatım olacak.
İyi haftasonları...

3 Haziran 2008 Salı

haziran

Sonunda haziran ayına girdik.Yazın bu ilk günlerinde bütün çocuklar ders ortamından sıkıldılar.Öğretmenimiz sınıf olarak başarılarından dolayı çocukları okul çıkışı hamburgerciye götürdü.Bütün sınıf sanki hiç oraya gitmemiş gibi sevinçliydi.Öğretmenlerinin onları gururlandırması çok hoşlarına gitti.
Okuldan gelir gelmez aceleyle ödevlerini yapıyor ve doğru bahçeye iniyor.Hava karararana kadar bisiklete biniyorlar,ip atlıyorlar,top oynuyorlar.Hayat onların....
Kızılırmak misali hayatın onları nereye götüreceği belli değil.Biz onlara yolu çiziyoruz ama hayatın getirebileceği akıntılara karşı önleyemiyoruz.Hep dingin sularda olmalarını beklesekte.Belki yaşları gereği azgın sularda yüzecekler....


26 Mayıs 2008 Pazartesi

eğlenceli matematik

Haftasonu uyumaya alışınca Pazartesileri işkence gibi oluyor.Sabahın köründe kalkmak zor geliyor insana.Haftasonu dağıtılmış bir eve uyanıyoruz.Alışveriş, biriken işler derken Melis'in okuldan gelme saati oluyor.Babamız şehir dışında olduğu için yemeği hafif alternatifler üzerine yaptık.Biraz ödev derken bir bakıyorsun akşam olmuş.Eşim olmayınca kızım hemen bizim yataktaki yerini alıyor.Onunla uyumayı ben de çok seviyorum.Arada uyanıp öpüp kokluyorum sabaha kadar.
Dün gelen bir mail hoşuma gitti ve sizinle paylaşmak istedim.Matematiğin eğlenceli bir yanını gösteriyor bize.Hepinze iyi haftalar.


üşenmeyin ve mutlaka deneyin.!
Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın.
Çıkan sonuca 50 ekleyin.
Çıkan sonucu 20 ile çapın.

Çıkan sonuca 1008 ekleyin.
Ve son olarak doğum yılınızı çıkarın. .............

Dört haneli bir sonuç bulacaksınz:

ilk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız.......

25 Mayıs 2008 Pazar



Cumartesi,pazar gene yoğun bir şekilde bitti.Dün kızımla saat 12 de bir doğum gününe gittik.Daha sonra arkadaşlarımzla bir kahve molası verdik.Sigara yasağından dolayı açık hava olan yerleri tercih ediyoruz.Eve gelip ödevlerimiz yaptıktan sonra 20.30 sularında tekrar arkadaşlarımızın evine gittik.Nasıl yorulduysak pazar sabah 12 ye kadar uyumuşuz.Ama kim tutar bizi şeklinde Avanos'taki bir at çiftliğine gittik.İlk önce biraz ürkse de daha sonra alıştı ve ata binme fikri hoşuna gider oldu.Şimdi her haftasonu gidelim diye tutturur.Kızılırmak'ın kıyısında nehre taşlar attık.Hıdırellez'de tutulan dileklerimizi nehre attık.Göreme'de peri bacalarının arasında yemeğimizi yedik .Dönüş yolunda hava inanılmaz kötüleşti .Görüş mesafesini sıfırlayacak düzeyde doluya tutulduk.İlk kez biraz korktum.Kısa süreli olmasa ne yapardık bilmem.Yağmurlu yolumuzda Pink Floyd dinleye dinleye şehrimize döndük.Dede ve Babanneye uğradıktan sonra evde ayrı bir koşturmaca başladı.Kalan ödevler bitirildi.Banyo yaptırıldı.Yorulmuşum gene...
Haftaya mutlu bir yorgunlukla başlayacağım.Dinlenecek zaman yaratabilirim inşallah kendime...
Bu arada İstanbul'u,oradaki arkadaşlarımı ve özellikle annemi çok özledim.....
Hem annemi, hem babamı ben köyümü özledim....
Bu hafta evden çıkmadan dinlenmeyi hayal ediyorum.

23 Mayıs 2008 Cuma

pratik salata,meksika fasulyesi salatası

Hızlı bir haftayı geride bırakıyorum.Uzun zamandır göremediğim kuzenim şehrimize ziyarete geldi.Benim için bu haftanın en güzel tarafı buydu.İki haftadır kışın alıdığım kiloları verebilmek için pasif jimnastiğe başladım.Aynı zamanda rejim de yapmaya çalışıyorum.İlk günler zor olsa da şimdiye kadar 4 kilo verebilmeyi başardım.Yaz birden geldi.Havalar buralarda inanılmaz sıcak.Bu da deniz mevsiminin yaklaştığını habercisi.Bikiniler ve mayolar giyilecek.Bir an evvel forma girmekte fayda var.Yemek öğünlerini salata ve ızgara ile geçiştiriyorum.İşte size güzel bir salata tarifi....Arkadaşım Şule'nin bana ikramıydı...



Malzemeler;
1 kutu meksika fasulyesi konservesi
Yeşil soğan
maydanoz
sirke,limon zeytinyağı

Yapılışı;Yeşillikler küçük küçük kesilir diğer malzemelerle karıştırılır.İsteğe göre tuz eklenir.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

mutlu çocuk melis ve 19 mayıs tatil programı...











Fazla söze hacet yok galiba...fotoğraflar anlatıyor....Okulların tekrar açılmasına sevindik....Melis mutlu ben yorgun.....

14 Mayıs 2008 Çarşamba

gribimiz geçmiyor....



İlkbahar başlangıcında güneşe aldanıp ince giysilerin tercih edilmesi, gripal enfeksiyon vakalarında artışa yol açıyor. Önce Melis,sonra benen sonra da eşim hastalandı.Baharın ilk günlerinde, güneşe aldanıp, ince giyinince gribe yakalanmamız kaçınılmaz oldu . Özellikle akciğer, kalp, astım, migren gibi hastalıklardan tedavi görenler, gribal enfeksiyonlardan daha çok etkileniyor. Bu sebeple bu hastalar giyimlerine daha çok dikkat etmeliler. Yaşlılar ve çocuklarımızın vücut dirençlerinin zayıf olması nedeniyle, giyimlerinin yanı sıra beslenmelerine de dikkat etmeliyiz. Gripal enfeksiyona karşı C vitamini içeren meyve ve sebze tüketimini artırmakta da yarar var. Yalnız bu mevsim doğru dürüst meyva bulmakta zorlanıyoruz.Kirazlar biraz tatlandı.Kayısılar ise hala sert.C vitamini deposu denilen kivilerin çoğunun hormonlu olduğundan şüpheleniyorum.Bugün pazarda küçük küçük şeftaliler gördüm.Kesin hormonlulardı...Geçen gün televizyonda hormonlu sebze ve meyvalarda sivri köşelerin bulunduğunu ve içinin süngerimsi bir hal aldığını izlemiştim. Özellikle dometeslerde tam ortalarında sert beyaz bir bölüm varsa hormonlu olurmuş.Çocuklarımıza sağlıklı ne yedireceğimizi şaşırdık.

Ailecek hasta olduğumuzdan doktor ve eczanelerle haşır neşiriz.Her zaman kullandığım ve kızıma iyi gelen bir öksürük şurubunu almaya eczaeye gidince yeni çıkan kanunları öğrendim.Avrupa birliğine uyum sebebiyle artık öyle her istediğimiz şurubu gidip alamayacakmışız.Doktorun yazdığı reçete olmadan vermiyorlar.Bu, bizim için iyi mi kötü mü anlayamadım.Bir yanım iyi oldu diyor ama bir yanım da doktorların anlaşmalı olduğu ilaçları yazmaları dolayısıyla iyi ilaçları nasıl temin edeceğimizi düşünmüyor değilim.Artık tanıdık doktorlarla işimizi görmeye çalışacağız.

Dışarıda karanlık bir hava var bu da beni her zamanki gibi karamsar yapıyor.Kızım okuldan gelip neşesini bana geçirene kadar bu modum devam eder herhalde....

sabah halleri.....

Sabah erken saatler okullu çocuğu olan her annenin koşuşuşturma zamanlarıdır.Melis uyumayı seven bir çocuk.Bu sebeple sabahları biraz zor uyanıyor.Sabah 7.00 da saatimin haince çalmasıyla uyanıyorum.Melis'i 7.20 de kaldıryorum.20 dkika içinde kendimi ayıltmam kavaltıyı hazırlamam ve Melis'in okula götüreceği su,meyva gibi şeyleri ayarlamam gerekiyor.Onu kaldırmak ise başlıbaşına bir iş insan kıyamıyor.Üstünü giyinmesi,kahvaltı masasına oturması ve birkaç parça birşey yemesini sağlamak servis saatine kadar beni zorlayan şeyler.Genellikle okulumuz yakın olduğu için 10 dakika uyku uğruna servisi kaçırmayı göze alıyorum.Ama bu da okula onu benim götürmem anlamına geldiği için benim de üstümü giyip hazırlanmamı gerektiriyor. Mesela bu sabah da servisin geleceğini bildiren telefon çaldırmasıyla uyandım.Telefonun 5 dakika erteleme tuşu yerine kapatma tuşuna basmışım.Melis her zamanki muzip gülüşüyle gene mi geç kaldık anneeee diye benimle dalga geçti.

Bugün hava çok güzel. Güneş beni her zaman gülümsetir.Dün gece Üniversitenin düzenlediği bahar şenliklerine gittik.Panayır yeri gibi bir düzeni var.Bir sürü açık hava cafeleri,çimlere uzanan insanlar hatta küçük bir lunapark bile kurulmuş.Melis çok eğlendi.Gördüğü herşeyi yemek istedi.Mısır,pamuk helva,dondurma ,ışıklı oyuncaklar,elma şekeri ne görürse saldırdı.Bir tek mısırla kurtulduk bu sefer.Lunapark jetonları tehtidim işe yaradı.Aslında biraz büyümüş olduğunu fark ettim.Küçüklüğünden beri lunaparktaki dönen araçlara çok meraklıydı.Bu sefer gördümki onlar için biraz büyümüş.Pek zevk almadı.Etraftaki insanlar ve hareketlilik daha çok hoşuna idiyor.Bengü'nün konseri vardı aynı akşam.Havanın soğuk olması ve lunapark ilgisinden dolayı konseri izleyemeden eve döndük.

Bu akşam da MFÖ konseri var.Bu sefer Melis'i babannesine bırakarak konseri izlemeye gitmeyi düşünüyorum.Tabii kızımı ikna edebilirsem......

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Okuma Bayramı


Birinci sınıfa başlamanın ilk günü ne kadar önemlidir.Geçen sene Melis anasınıfına giderken 1.sınıfa başlayan arkadaşlarımın çocuklarını seyrederken bile gözyaşlarımı tutamamıştım.Okul forması bu yaş çocuğuna bir başka yakışıyor.Kendi çocuğumun ilk gününü görmek bana nasip olmadı.O da büyük bir olgunlukla karşıladı bu durumu ve evden de olsa ilk çizgi çalışmalarıı aksatmadan yaptı.Bazen onun bu güçlü halleri beni şaşırtıyor.Okula geç başlamamıza rağmen sınıfında ilk okuyanlardan biri oldu.Her zamanki gibi beni hiç üzmedi.1. sınıfın zorlukları malum ilk dönem ders çalışmakta çektiğimiz zorlukları atlattık neyseki....
İşte belki de bu yüzden benim için bu okuma bayramı çok önemliydi.Onu sağlıklı ve neşeli bir şekilde sahnede görmenin mutluluğunu anlatamam.Gözyaşlarımı tutamadım haliyle.O hep mutlu olsun keyifle şarkılarını söylesin balesini yapsın.....
Okulumuz çok güzel bir okuma bayramı hazırlamış.Çocukların herbiri başka başka görevlerde harika işler çıkardılar.Melis her zamanki gibi bale grubundaydı.Tombiş balerinim hareketlerini hiç aksatmadan başarıyla tamamladı.O gün nedense çok heyecanlandı.Sahneye çıktıktan sonra baktım rahatlamış....
Benim çektiğim fotoğraflar karanlık çıktığı için fulya nın sitesiçocuklaçocuktan bir fotoğraf ekledim.Biliyorum o bana kızmaz.



Öğretmenimiz,Emine Özbek'i de emeklerinden dolayı tebrik etmeliyim.Tören sonunda verilen okuma ve başarı belgelerinden bu sene kendime de pay çıkardım....Bu senekiçabalarımı göz ardı edemem.Kızımın beni mutlu etmesinin sınırı yok gibi..İnşallah mezuniyetini de görmek nasip olur....

10 Mayıs 2008 Cumartesi

anneler günü

fotoğraf by GWShark

6 kasım 2001 yılından beri anneyim.Hayatı her zaman bebekten önce ve bebekten sonra diye ikiye ayırmak lazım.7 senelik bu süreç içinde yaşadığım zorlukları sadece onun sevgisiyle atlatabildim.Onun annesi olmayı seviorum.Bu bütün güzel şeylere bedel bence....
Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum....

6 Mayıs 2008 Salı

çimlere uzandım.....

Yeşili özlemişim.Senenin ilk pikniğini geçen hafta gerçekleştirdik.Mangal yaktık,top oynadık ve ip atladık.Bütün kışın miskinliğini attık neredeyse.Çimlere uzandım,yüzümde harika bir sırıtış ve bu anı fotoğrafladım.
Günler çabucak geçiyor.Neredeyse 2 hafta oldu bu fotoğrafı çekeli...Havalar bir süredir tekrar soğudu.Ben de bu çalkantılı hava durumundan şifayı kaptım.15 senedir ilk kez bademciklerim çıktı.Yutkunmakta ve konuşmakta zorluk çeker oldum.Annemin bana yaptığı gibi boğazıma vicks sürerek tülbentle sardım.2 gün evde oturduktan sonra bugün artık yatamayacağımı düşünerek kendimi dışarılara attım.Haliyle daha hasta bir şekilde eve döndüm.Hasta bile olsam evde oturmak beni çok sıkıyor.İlaçlardan medet umsamda gribal enfeksiyonlarda pek bir fayda göremiyor insan.Alınan ilaçlar insanı sersem ediyor sanki....
Pazar günü anneler günü annenize küçük de olsa bir hediye almayı unutmayın....Bunun için haftasonunu beklememenizi öneririm.Alışveriş merkezleri büyük ihtimalle çok dolu olacaktır.

Pratik bahar pastası


Fotoğrafını alelacele telefonumdan çektiğim tatlım bu aralar favorim.Çok hafif ,pratik bir o kadar da lezzetli...Bilirsiniz benim pastalarımın yapımı 15 dakikayı geçmez.Önemi olan malzemelerin önceden hazır olması....
Malzemeler
(Kare borcama göre yapılacak ölçüyü veriyorum.)
2 paket vanilyalı puding
1 paket kedi dili
süt
vişne suyu
süslemek için çilek,vişne arzu ettiğiniz meyvalar....
Yapılışı
Kedi dilleri borcamın zeminine sıkça yerleştirilir.Üzerine 1 paket vanilyalı puding tarife göre sütle pişirilir ve üzerine dökülür.Biraz soğuduktan sonra üzerine istediğiniz meyvalar dizilir ceviz içi de konulabilir.Bu arada 2. paket vanilyalı pudingi süt yerine vişne suyuyla pişirelim.Biraz soğuduktan sonr meyvaların üzerine dökelim.
Bir gece dolapta beklettikten sonra servise hazır...

1 Mayıs 2008 Perşembe

hıdırellezi kaçırmayın...5-6 mayıs gecesi...


Hıdrellezden bir gün önce oruç tutulur. Bu uygulama kendine sıkıntı, çile çektirme ve canlılığa geçici bir dönem ara vermedir. Bu yolla yaşamın sona erişiyle bir başka deyişle kışın sona ermesiyle, gelecek dönem yani bahar için güven sağlanmaktadır.

Hıdrellez öncesi yapılan uygulamalar karşılama niteliğinde olanlardır. Ev temizliği boya-badananın yapılması, ev çevresinin düzeltilmesi günler öncesinden başlamaktadır. Yeni giysilerin ayarlanması da bir diğer hazırlıktır.

Hıdrellez günü, yapılan bütün yemeklerin şifalı olduğuna inanılır ve herkesin bu yemeklerden yemesine özen gösterilir. Ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa o senenin bereket ve bolluk içinde geçeceğine olan inanç nedeniyle fazla miktarda yiyecek hazırlanır. “Ağız tadı bozulmasın” dileğiyle tatlı, “bütün yıl boyunca sevenlerin sarılması” dileğiyle sarma, “ambarların dolması” dileği ile de dolma yapılır. Bunlar Hıdrellezin başlıca yiyecekleridir. ”S” harfiyle başlayan yiyeceklerin bolluk ve bereket getireceğine inanılır. Ayrıca Hızır’ın “S” harfiyle başlayan yiyecekleri çok sevdiğine de inanılmaktadır. Hızır’ın kendilerine de uğramasını sağlamak amacıyla Hıdrellez sofrasından süt, soğan, sarımsak, salep, sarma, simit, sütlaç olmak üzere yedi çeşit yiyecek eksik edilmez. Yeşil sebzelerden de kırk çeşit toplanıp yendiğinde şifa getireceğine inanılır. Yeşil sebze ve bitkilerin yenilmesi tabiatın yeniden canlanmasıyla paralellik göstermektedir.

Hızır ile Ilyas’ın birleştiği saatlerin insanlara bolluk, bereket, şans getirdiğine inanılır. Hızır’ın yeşillik ve temiz yerlere geldiğine inanıldığından Hıdrellez günü toplantıları daima ağaçlık, yeşillik ve su bulunan yerlerde yapılır. Türbe olan yerler de kutlama yerleri arasındadır. Hızır’ın buralarda dolaştığına inanılır.
5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Hızır’ın iyilik, mutluluk dağıtacağı, sorunları olanlara yardım edeceği inancı birtakım
uygulamaları da beraberinde getirir. Bazı sorunların çözümü için yardım istemek, dileklerde bulunmak en yaygın davranışlardır. Yine bu gecede geleceğe yönelik bilgiler elde edilebileceğine inanılmaktadır. Hıdrellez geleneklerinin temelini oluşturan şifa - sağlık, mal-mülk ve servet, bereket-bolluk, kısmet ve şans talebine yönelik uygulamalardan birkaç örnek verelim:
Bereket - Bolluk Talebine Yönelik Uygulamalar :


- Evdeki yiyecek çuvallarının ağzı açılır. - Evlere yeşil dallar asılır. - Sabah erkenden bitkilerin üzerindeki çiğlerden toplanarak sütün içerisine bir iki kaşık konur. Mayasız sütün yoğurda dönüşmesi“Hızır’ın gelmesi”, “elini değdirmesi” şeklinde yorumlanmaktadır. Yoğurt tutmuş ise o gün uğurlu sayılır.
- Toplanan çiğlerin bir kısmıyla da mayasız hamur yoğrulur. Ertesi sabah hamur mayalanmışsa Hızır’ın gelişinin kanıtı olarak kabul edilir.
- Yiyecek kaplarının ağzı açık bırakılır.
-Cüzdan ve çantaların ağzı açık bırakılır.
-Dolap kapakları ve çekmeceler açık bırakılır.
- Un tahtasına un elenir, ertesi sabah unun üzerinde iz varsa Hızır’ın üzerinden geçtiğine, evden bolluk, bereketin eksik olmayacağına inanılır.
Şifa - Sağlık Talebine Yönelik Uygulamalar:

- Çocuk sahibi olmak isteyenler gül dalına bez beşik yapıp içine oyuncak bebek bırakırlar.
- 5 Mayıs gecesinin en yaygın uygulamalarından birisi de ateşin üzerinden atlamadır. Ateşten atlama yaz mevsimine çıkılmasını kolaylaştırdığı gibi insanların günahlarından arınarak hafiflik kazanmasını sağlamaktadır. Bu uygulama arınmadır. Canlılığı, tehlikeye düşürecek kötülüklerden temizleyip kurtarmak.


Kısmet - Şans Talebine Yönelik Uygulamalar :

- 5 Mayıs gecesi dileği olanlar için taze soğanın iki yaprağı uçlarından eşit olarak kesilir. Uçlardan birisine iplik bağlanıp dilek tutulur. Ertesi gün iplik bağlanan yaprak uzamışsa tutulan dileğin gerçekleşeceğine inanılır.
- “Niyet Çömleği” hazırlanır. 5 Mayıs günü bir çömleğin içine bekar kızlardan toplanan yüzük, kolye, boncuklar vb. konur. Çömleğin içerisi su ile doldurulur. Çömleğin ağzına yeşillik konur, üzeri kırmızı yemeni ile örtülüp, bir kilit ile kilitlenir ve bir gül ağacının dibine saklanır. Ertesi sabah kızlar toplanırlar. Çömleğin başına genç bir kız oturtulur. Kısmetinin açılması dileği ile kilit kızın başında açıldiktan sonra sıra ile maniler söylenerek çömlekten eşyalar çıkarılır.
Ceviz içi mülayim Şaştım kime varayım Şu karşıki konağa Ben de gelin olayım Ince idim üzüldüm Al ipeğe dizildim Ister al ister alma Ben alnına yazıldım Yapılan bu törenin kızların kısmetlerini açmada etkili olduğu düşüncesi, bitki ruhunun, yaşam üzerinde de hızlandırıcı ve bereketlendirici bir etkiye sahip olduğu inancıyla açıklanabilir.

Mal - Mülk Talebine Yönelik Uygulamalar :

- Ev şahibi olmak işteyenler gül dalının altına ev maketi yaparlar. - Para şahibi olmak işteyenler gül dalına para bağlarlar. Hıdrellez günü halk tarafından Hıdrellez gününe özgü bazı davranış kalıpları ve uygulamalar da bulunmaktadır, - Hıdrellez sabahı gün doğmadan kalkılması gerekir. Geç kalkanların kısmetlerinin o sene boyunca kapalı olacağına inanılır. Sokak kapılarına paslı teneke asılarak geç kalkanlar kınanır.
- Su kenarlarında genç erkekler, kızların kısmetlerini açmak için söğüt dalı ile sırtlarına vurur. - Gün doğmadan yazılan dilekler nehire veya suya atılırsa dileklerin kabul edileceğine inanılır. - Bugün iş yapılmaz.
- Sabah erkenden çimenlerin üzerinden yuvarlanılır, böylece sağlıklı olunacağına inanılır.
- Bugün salıncakta sallanılırsa hastalıklardan arınıldığına, günahların döküldüğüne inanılır. Insan-doğa mücadelesi sürecinde avcı-toplayıcı topluluklardan günümüz sanayi toplumuna değin, bilginin-tekniğin yetersiz kaldığı her aşamada başvuru kaynakları hep aynı olmuştur.


Biçimsel özgünlükler; çağına, toplumuna, çevresine göre farklılıklar gösterirken, içerik aslında hep aynı kalmıstır. Olağanüstü bir varlığın veya varlıkların kurtarıcı olması ve çare olması dileği insanlık tarihiyle yaşıt olgulardan belki de en önemlisidir. Halk arasında Hızır aynı zamanda Veli’dir. Insanlığın toplumsallaşma sürecinde dinin bir siyasal kültür olduğu ve doğa-insan, insan-insan iliskilerinin de bu süreçten ayrı tutulamayacağı gözardı edilemeyecek olgulardır. Dinlerin bir başka referans kaynağı olarak gösterilen mitsel anlatımlar ise Hıdrellez gibi kompleks törenlerde belirginleşmektedir. Yeniden yaratılış, kutsal kişilikleriyle koruyucu toplum kahramanları hep var olagelmiştir. Hızır ve Ilyas ise peygamberliklerinin gereği olarak toplumu koruyucu, kollayıcı güçlerini günümüz Anadolu kırsalında sürdürmektedirler.

24 Nisan 2008 Perşembe

Meyvelerin Yararları
Hangi meyvenin ne yararı var?
* Bi kere vücudumuzun başlıca düşmanı olan kolesterol hiçbir meyvede yoktur!* Meyveler doğal şeker içerir, ne kadar çok meyve tüketirsek beynimizdeki sinir hücreleri de o kadar gelişir, meyve yemek hafızamızı canlandırır!* Meyveler mükemmel lif kaynağıdır!* Meyveler vitamin ve mineral açısından çok zengindir!* Az kalorilidirler ve kilo aldırmazlar! (Ancak rejim sırasında kalorisi nispeten yüksek olan incir, muz ve üzümden uzak durun)* Bol miktarda antioksidan içerirler!* Meyveleri aç karnına yemek sindirimi kolaylaştırır!

KİRAZ
*Güçlü bir ağrı kesicidir, 20 kirazda 12-25 miligram arası antosiyanin maddesi bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin Aspirinden on kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir,* Kolesterolü ve kan şekerini düşürür,* Kirazlarda bulunan flavanoidler vücuttaki zehri temizler,antioksidan etki yapar,* Kabızlık gidericidir,* Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur,* Böbreklerin taş ve kum yapmasını önler ve varsa zamanla döker,* Safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olur,* Yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlamaktadır;(100 gr. kiraz=70 kalori)
ÜZÜM
* Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler,* Karaciğeri temizler,* Siyah üzüm, kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir,* Sindirimi kolaylaştırır, kansızlığı giderir,* Bebeklerin gelişimi için çok faydalıdır* Ancak kalorisi yüksek olan üzümün bir günde 15-20 adetten fazla tüketilmemesi gerektiğini de unutmayın;(100 gr. üzüm=65 kalori)

ŞEFTALİ

* Kalp rahatsızlıklarına ve kansere karşı korur,* Sindirim sistemini çalıştırır, hazmı kolaylaştırır,* Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar,* İdrar sökücüdür;(1 adet orta şeftali=42 kalori)

KAYISI

* Kan yapıcıdır, kansızlığa iyi gelir,* Güzel bir cilt ve saç için olumlu etkileri vardır,* Özellikle akciğer kanserinin önlenmesinde yardım eder,* Kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesinde yardımcıdır,* Kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır,* Sinirleri gevşetip uyku verir* Kabızlık çeken ve sindirim sisteminde sorun yaşayanlar için faydalıdır,* Sabahları aç karnına yenilen kuru kayısı sindirim açısından faydalı olmanın yanı sıra cilde de canlılık katar;
(1 adet kayısı=15 kalori)

İNCİR * Bağırsakları çalıştırır,* Enerji verir,* Cinsel güce yardımcıdır,* Yüksek kan basıncını düşürür,* Kemik yoğunluğunu arttırır;(1 adet orta incir=37 kalori)

ANANAS* Bakteri ve parazitlerle savaşmaya yarar,* Sindirimi kolaylaştırır,* İltihaplanma riskini azaltmada ve yaraların hızla iyileşmesini sağlamada etkilidir;(1 kalın dilim ananas=43 kalori)

ELMA
* Kanı ve böbrekleri temizler,* Cilde parlaklık ve güzellik verir,* Soğuk algınlığı ve öksürüğe iyi gelir,* Kolesterolü düşürür,* Sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder,* Baş ağrısına iyi gelir,* Yüksek tansiyonu düşürür,* Kan şekerini kontrol altında tutar,* Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir,* Uykusuzluğa iyi gelir,* Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar;(1 adet küçük elma=63 kalori)

MUZ
* Kalbe ve kas sistemine yararlıdır,* Yorgunluğa ve ishale birebirdir,* Yüksek tansiyonu önleyici özelliğe sahiptir,* Uykuyu düzene sokar,* Ülseri önler ve ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur,* Kolesterolü düşürücüdür ve migren ağrısına faydalıdır,* Böbrek ve eklemlerdeki iltihaplanmalarda tedavi edici özelliğe sahiptir;(1 adet muz=105 kalori)

KİVİ


* Başlı başına bir C vitamini deposudur, bir adet kivide günlük alınması gereken C vitamini ihtiyacından fazlası vardır,* Kivinin bitkisel besinleri DNA'yı korur,* Antioksidan özelliği vardır,* Kan şekeri kontrolü için yararlıdır,* Kolon kanserini engellenmesine yardımcı olmaktadır.* Astıma karşı koruma sağlar,* Kan inceltici özelliğiyle kan pıhtılaşması riskini önemli bir şekilde düşürmekte ve kanınızdaki yağ miktarını azaltmaktadır;(1 adet kivi=46 kalori)
PORTAKAL
* Soğuk algınlığı ve gripten korunmaya yardım eder,* İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır,* Kalp hastalığı ve felçten korur,* Ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar,* Mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır,* Tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur* İçindeki potasyum cildin kuruyup kırışıklıkların oluşması önler,* Bağırsak gazlarını söker,bağırsak parazitlerinin dökülmesini sağlar,* Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar,* Safra salgısını arttırır;(1 adet portakal=60 kalori)

ÇİLEK

* Strese iyi gelir, sakinleştirici etkisi vardır,* Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir.* Çocuk felci ve ağız-deri yaralarına yol açan virüsleri öldürücü etkisi vardır,* Kansere yakalanma riskini azaltır,* Mide ve bağırsak zayıflıklarını giderir,* Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir,* Yüksek ateşi düşürür,* Dişlere ve diş etlerine iyi gelir, diş taşlarının oluşmasını engeller,* Cilde canlılık kazandırır;(100 gr. çilek=30 kalori)
ARMUT
* Kalp-damar sağlığı, alçak kan basıncı ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barındırır* Yüksek tansiyonu olanlar ve böbreklerinde sorun yaşayanlar için faydalıdır,*Kansızlığa ve kabızlığa iyi gelir;(1 adet küçük armut=82 kalori)